22. Hukuk Dairesi 2013/9342 E. , 2013/10981 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ücret alacağı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili, ikramiye alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... arafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini ücretlerinin ödenmemesi sebebiyle haklı olarak feshettiğini, işçilik alacaklarının ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, aylık ücret, ikramiye, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin iş sözleşmesini haklı neden olmadan feshettiğini, kıdem tazminatına hak kazanmadığını, sair ödenmemiş alacağının ise bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar taraflar vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının aylık ücret alacağına hak kazanıp kazanmadığı ve fazla çalışma ücreti alacağında uygulanan hakkaniyet indirim oranının yeterliliği noktasında toplanmaktadır.
Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
Somut olayda, davacı tarafça 2011 yılının ocak ayına ilişkin aylık ücretin elden ödenen kısmının işverence ödenmediği iddia edilerek, fark aylık ücret alacağı talep edilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ihtirazı kayıtsız ücret bordrolarında gösterilen rakamın banka aracılığıyla ödenmesi karşısında, eksik ödemenin bulunmadığının kabulü gerektiği mütalaası bildirilmiş, mahkemece bilirkişi raporuna itibarla aylık ücret alacağı reddedilmiştir Oysa ki, mahkemece de kabul edildiği üzere, davacının ücret bordrolarında gösterilen aylık ücret miktarının gerçeği yansıtmadığı sabittir. Ha keza, dava konusu diğer işçilik alacakları da, mahkemece tespit edilen işçinin gerçek ücreti üzerinden hesaplanarak hüküm altına alınmıştır. Bu durumda, davacının aylık ücret alacağının, gerçek ücretinin bordroda gösterilmeyen kısmına yönelik olduğu, işverence ücretinin bu kısmının ödendiğine yönelik ispat yükünün yerine getirilmediği nazara alınarak, aylık ücret alacağının değerlendirilmesi ve taleple de bağlı kalınarak hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda, tanık beyanlarına itibarla hesaplanan fazla çalışma ücreti alacağında, hesaplamaya esas alınan çalışma süresi ve alacağın miktarı nazara alındığında, mahkemece yapılan indirim oranı yeterli değildir. Anılan nedenle, çalışma süresi ve alacağın miktarına göre, % 30 oranından az olmamak üzere, hakkaniyet indirim oranı yeniden değerlendirilerek, fazla çalışma ücreti alacağı hüküm altına alınmalıdır. Yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.