11. Hukuk Dairesi 2016/9128 E. , 2018/1704 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/03/2011 tarih ve 2009/33-2011/99 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2009/33 esas sayılı dosya ile “Marka Hükümsüzlüğünün Tespiti, Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Durdurulması Maddi ve Manevi Tazminat” davası açtığını, yargılama sırasında davalının davaya dayanak ettiği 22.11.2005 tarihli protokol gereğince marka tescili yaptırdığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verildiğini, davalı yanın sunduğu protokolün sahteliğinin mahkeme kararı ile tespit edildiğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesiyle davalı markasının hükümsüzlüğüne, haksız rekabetin tespitine maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, sahteliğine karar verilen belgenin ilk karara dayanak belgelerden olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin ortaklarından temsil ve ilzama yetkili kişilerin özel belgede sahtecilik suçundan yargılandığı, kesinleşen mahkeme kararında yargılanmanın yenilenmesine konu 09.03.2011 tarihli 2009/33 Esas, 2011/99 sayılı kararına mesnet oluşturan 22.11.2005 tarihli protokolün sahte olduğu anlaşıldığı, yeniden yapılan yargılama sonunda davalının marka başvurusunun kötü niyetli yapıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı markasının hükümsüzlüğüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı temyiz etmiştir.
1. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
.... Dava, marka hükümsüzlüğü, haksız rekabet, maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davalı yanın marka başvurusunun kötü niyetli olduğu kabul edilmiş olmasına rağmen davalı kullanımının tescilli kullanım olduğu gerekçesiyle haksız rekabet önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Ancak 556 sayılı KHK’nin 44/.... maddesinde marka sahibinin kötü niyetli olarak hareket etmesinden kaynaklanan, zararın giderilmesine ilişkin tazminat taleplerinin saklı kaldığı belirtilmiştir. Bu durumda, tescilde
kötü niyetin varlığı halinde, marka sahibi, markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi sonrasında kötü niyetli davranmasından kaynaklanan zararı tazminle yükümlüdür. Somut uyuşmazlıkta, davalının tescile dayanak olarak öne sürdüğü 20.11.2005 tarihli protokolün sahteliği ... .... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/68 Esas-2015/642 Karar sayılı kesinleşen kararıyla sabit olduğuna göre, davalı tarafın tescilde kötü niyetli olduğunun kabul edilerek buna dayalı olarak tazminat taleplerinin değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken; yazılı gerekçelerle karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazının reddine, (...) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, 06.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.