22. Hukuk Dairesi 2013/7853 E. , 2013/10814 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla çalışma ve yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait iş yerinde 05.11.2002-01.02.2007 tarihleri arasında çalıştığını, bir kısım işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin olarak, işveren aleyhine İstanbul 1. İş Mahkemesinin 207/566 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı davanın kabul ile sonuçlanarak kesinleştiğini ileri sürerek, kısmi davada hüküm altına alınmayan bakiye alacakların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf duruşmalara katılmamış ve davaya da cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının İstanbul 1. İş Mahkemesinin 207/566 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı kısmi davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğu, kabul ile sonuçlanan bu davanın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıya usulüne uygun şekilde davanın bildirilip bildirilmediği ve taraf teşkilinin sağlanıp sağlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun"nun 27. maddesinde hakimin tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği açıklanmıştır. Taraf teşkili oluşturulmadan karar verilmesi kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re"sen gözetilmesi zorunludur.
7201 Sayılı Tebligat Kanunun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de tebliğ yapılacak bu kişiler, herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde, tebliğ orada hazır bulunan memur ve müstahdemlerinden birine yapılır.
Tebligat Tüzüğünün 18. maddesinde de tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olduğu takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması lazım geldiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla, o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saatini bildirir şekilde düzenlenmiş davetiyenin davalı şirket işçisi Derya Duman imzasına tebliğ edildiği görülmektedir. Tebligat Tüzüğünün 18. Maddesinde belirtildiği şekilde, evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştiğinden yapılan tebligat usulsüzdür. Bu durumda mahkemece dava dilekçesi ve duruşma günü davalı şirkete 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümlerine göre tebliğ edildikten ve taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esasına girilmeli varsa davalının delilleri toplanmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Taraf teşkili sağlanmadan ve davalının savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.