9. Hukuk Dairesi 2017/5987 E. , 2018/2728 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş akdini haklı nedenlerle feshettiğini, davacının fazla çalışma yaptığını ve genel tatil günlerinde çalıştığını ancak ücretlerinin ödenmediğini ileri sürerek kıdem tazminatı ve bazı işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının belediye bünyesinde taşeron firma işçisi olarak çalıştığını, iş akdinin kim tarafından feshedildiğini ve fesih sebebini bilmediklerini, davanın ihbarını talep ettiklerini, fazla çalışma ve diğer çalışmalarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 7. HD’nin 25.11.2015 tarih, 2014/21962 Esas, 2015/23298 Karar sayılı kararı ile “....Dosya içerisinde davacıya 7.558,08 TL net kıdem tazminatı ödemesi yapıldığına ilişkin "Kıdem Tazminatı Bordrosu" başlıklı belge bulunmaktadır. Bu belge ile ilgili davacı tarafın beyanı alınmamıştır. Tarihsiz olarak hazırlanmış bu belgenin neden dolayı imzalandığı araştırılmadan karar verilmesi hatalı olmuştur. Yapılacak iş, davacıyı usulüne uygun bir şekilde düzenlenecek davetiye ile duruşmada hazır ederek isticvap etmek ve altında imzası bulunan belgeye karşı diyeceklerini sormak, kendisine herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığı konusunda beyanı alındıktan sonra çıkacak sonucu göre bir karar vermektir. Mahkemece bu husus yerine getirilmeksizin eksik inceleme ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Bozmadan sonra verilen karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davacı asil, dosyada bulunan fesihle birlikte kendisine net 7.558,08 TL kıdem tazminatı ödendiğine ilişkin kıdem tazminatı ödeme bordrosu altındaki imzayı kabul etmiş ancak bordroda yazan miktarı değil, kıdem tazminatına mahsuben 2.700 TL aldığını beyan etmiştir. Mahkeme de kıdem tazminatını hüküm altına alırken bu beyana itibar ile sadece 2.700 TL’nin mahsubu ile yetinmiştir.
Davacının ödemenin kıdem tazminatına ilişkin olduğunu ve bordrodaki imzayı kabul etmiş olması karşısında, imzaladığı miktarı değil, daha az miktarda bir parayı aldığı şeklindeki savunmasına itibar olunamaz. Mahkemece kıdem tazminatı hüküm altına alınırken fesihle birlikte yapılan ödemenin net 7.558,08 TL olduğu kabul edilerek bu miktarın mahsubu gerekirken, yazılı gerekçeyle sadece net 2.700 TL’nin mahsubu yoluna gidilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.