Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/1636 Esas 2020/5988 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/1636
Karar No: 2020/5988
Karar Tarihi: 01.12.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/1636 Esas 2020/5988 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, 235 ada 9 parsel sayılı taşınmazın yanlış belirlendiği iddiasıyla, tapu kaydının kısmen iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, çekişmeli taşınmazın 2.246,59 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir ancak davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Mahkemece hak düşürücü sürenin geçtiği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Kanun maddeleri: Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesi.
16. Hukuk Dairesi         2017/1636 E.  ,  2020/5988 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


    Kadastro sonucu, ...,... Mahallesi çalışma alanında bulunan ...,... 8 parsel sayılı 9.931,24 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hükmen davalı ... adına tescil edilmiştir. Davacı ..., kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, maliki olduğu 235 ada 9 parsel sayılı taşınmaz ile çekişmeli taşınmazın sınırının yanlış belirlendiği iddiasıyla, tapu kaydının kısmen iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 07.03.2016 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 2.246,59 metrekarelik kısmının tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir
    Mahkemece dava konusu taşınmazın hükmen tesciline esas ilamda davacı ve miras bırakanlarının taraf olmaması nedeniyle bu ilamın davacı tarafı bağlamayacağı, mahallinde yapılan keşifte dinlenen davacı tanıklarının dava konusu edilen bölümün davacıya ait olduğunu beyan ettikleri halde davalı tanıklarının, bu konuda bilgilerinin olmadığını beyan ettikleri gerekçe gösterilerek, davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin 1993 yılında yapılıp 28.12.1999 tarihinde kesinleştiği, kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı 02.06.2015 tarihi arasında Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Hak düşürücü süre, maddi hukuka ilişkin dava şartlarından olup, hak düşürücü sürenin geçip geçmediğinin hakim tarafından re"sen gözetilmesi gerekir.
    Hal böyle olunca; Mahkemece, hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak, işin esasına girilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.