15. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/1491 Karar No: 2015/2915 Karar Tarihi: 28.05.2015
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/1491 Esas 2015/2915 Karar Sayılı İlamı
15. Hukuk Dairesi 2015/1491 E. , 2015/2915 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli, takibin devamı istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. İddia ve savunma hakkı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 27. maddesi ile usül hukukumuza yansıtılmıştır. Anılan maddenin birinci fıkrasında davanın taraflarının kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları belirtildikten sonra, maddenin ikinci fıkrasında bu hakkın açıklama ve ispat hakkını da içerdiği vurgulanmıştır. Davanın taraflarının, usul hukuku hükümlerine aykırı olarak ispat hakkını kullanmalarının kısıtlanması, iddia ve savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur. Davacı vekili 20.03.2014 tarihli duruşmada tanıklarının hazır olduğunu belirterek dinlenmelerini talep etmiştir. Mahkemece dosyanın talimat mahkemesine gönderilmiş olması ve tanıkların dinlenmesine henüz karar verilmemiş olması nedeniyle davacı vekilinin talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı tanıkları ise talimat mahkemesince dinlenerek beyanları dosya kapsamına alınmış, davacı tanıkları yönünden ise ilk ara kararından sonra dinlenip dinlenmemeleri yönünde herhangi bir karar verilmemiştir. Herhangi bir gerekçe göstermeden davacı tanıklarının dinlenilmemesi Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesine aykırı olup bozma nedenidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 176. maddesinde, taraflardan her birinin yapmış olduğu usul işlemini kısmen ya da tamamen ıslah edebileceği ve aynı Yasa"nın 177. maddesinde de tahkikatın sona ermesine kadar yazılı ıslah talebinde bulunulabileceği gibi sözlü ıslahın da mümkün olduğu düzenlenmiştir. Davacı vekili 05.06.2014 tarihli celsede, ayıplı olduğu belirtilen ve bedeli ödenmeyen malların iadesi yönünde talepte bulunmak üzere davayı ıslah etmek için süre talebinde bulunulmuştur. Mahkemece bu talebe yönelik herhangi bir karar verilmeksizin davanın esası hakkında karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere tahkikat aşaması sona ermeden yapılan ıslah talebine ilişkin olumlu yada olumsuz bir karar verilmeksizin davanın esası hakkında hüküm kurulması da doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davalı vekili Avukat ..."ın cevap dilekçesi ekindeki süreli vekaletnamesinin süresi 02.08.2013 tarihinde dolduğundan, vekâletname eksikliğinin giderilmesi, usulüne uygun olarak bildirilen davacı tanıklarının dinlenmesi için gerekli işlemlerin yapılması, davacı vekilinin ıslah talebi ile ilgili karar oluşturularak, tüm bu işlemler tamamlandıktan sonra sonucuna göre karar verilmesinden ibarettir. Açıklanan hususlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.