8. Ceza Dairesi Esas No: 2018/11300 Karar No: 2020/8 Karar Tarihi: 06.01.2020
Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2018/11300 Esas 2020/8 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanığın bir bankamatikte sıkışmış kartı çıkararak zilyetliğine geçirmesi sebebiyle hırsızlık suçundan mahkum olduğu ve TCK'nın 58. maddesi uyarınca 2. kez mükerrirlere özgü infaz rejimi ile ceza çektirilmesi gerektiği belirlendi. Ancak, sanığın temyiz itirazı üzerine, adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde infaz aşamasında resen uygulama yapılacağı göz önüne alınarak ihtarat yapılması gerektiği vurgulandı. Ayrıca, sanığın pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda araştırma yapılması gerektiği ve TCK'nın 168. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiği de belirtildi. Kararda; TCK'nın 3. ve 61/1. maddeleri uyarınca orantılılık ilkesinin gözetilerek ceza tayin edilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, Kanun numaraları olarak TCK'nın 3, 58, 61/1, 168 ve 5275 sayılı Kanun'un 106/3 ve 6545 sayılı Kanun'un 52/4 maddelerine değinildi.
8. Ceza Dairesi 2018/11300 E. , 2020/8 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü: Suçun işlendiği yer ve zaman, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, sanığın sabıkalı kişiliği karşısında; TCK.nın 3. ve 61/1. maddeleri uyarınca orantılılık ilkesi gözetilerek alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi dosya kapsamına uygun olduğundan tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş; sanık hakkında katılana ait bankamatiğe sıkışmış kartı çıkartarak zilyetliğine geçirmesi sebebiyle hırsızlık suçundan zamanaşımı süresi içinde işlem yapılması olanaklı görülmüş ve sanık hakkında TCK.nun 58. maddesi uygulanırken hükmolunan cezanın 2. kez mükerrirlere özgü infaz rejimi ile çektirilmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya göre sanığın, sair temyiz itirazının reddine, ancak; 1- Sanığın 15.01.2015 tarihli savunma beyanında dayısının oğluna söylemesi üzerine müştekinin zararını giderdiğini belirtmesi karşısında, bu husus araştırılıp gerektiğinde katılan ve sanığın zararı karşıladığını iddia ettiği kişinin beyanı alınıp katılanın zararı giderip gidermediğinin tespit edilerek, sanık hakkında TCK.nın 168. maddesi uyarınca etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılmadan katılan adına çıkartılan ihtaratlı davetiye ile yetinilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2- Adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceği nazara alındığında hüküm fıkrasında TCK.nın 52/4. maddesi gereğince ihtarat yapılması, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 06.01.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.