Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/10347
Karar No: 2013/10733

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/10347 Esas 2013/10733 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2013/10347 E.  ,  2013/10733 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, genel tatil, dini ve milli bayramlar ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, davayı görev yönünden reddetmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıların müştereken sahibi bulundukları minibüslerde şoför olarak 1986 yılının Ekim ayından itibaren itibaren kesin toplu iş sözleşmesiz olarak çalıştığını, 28.04.2012 günü iş sözleşmesinin davalılar tarafından haksız olarak feshedildiğini ve ödenmedini ileri sürdüğü kıdem ve ihbar tazminatları, fazla mesai ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık izin ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalılar vekili, davacının talepleri konusunda davalıların sorumluluğunun bulunmadığını, haklarının zamanaşımına girdiğini ve mahkemenin yetkisizliğinin sözkonusu olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, 507 sayılı kanunda yazılı olan geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin sözcüklerine yeni kanunda yer verilmediği, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 4/ı. bendi uyarınca üç kişinin çalışması halinde bu işyerinin İş Kanunu kapsamı dışında kaldığı, üç kişiyi aşması durumunda İş Kanunu kapsamına gireceği, dava konusu dolmuşta iki işçi çalıştığı, davalı ..."ün geçimini münhasıran minibüsçülük ve dolmuşluk faaliyetinden kazandığı, 4857 sayılı Kanun"un 4/ı. bendi gereğince davacının çalışmalarının İş Kanunu kapsamı dışında bulunduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davacı temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda iş mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır.
    Mahkemelerin görevlerini belirleyen usul hukuku kuralları kamu düzenine ilişkindir; görev itirazı yargılamanın her aşamasında, usul hukukuna ilişkin hiçbir sınırlamaya tabi olmaksızın taraflarca ileri sürülebileceği gibi, davayı gören mahkeme de, bu yönde bir itiraz olmasa da, görevli olup olmadığını kendiliğinden değerlendirmekle yükümlüdür.
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"na göre, bir uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülebilmesi için işçi sayılan kişilerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş sözleşmesinden veya 4857 sayılı Kanun"a dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmazlığın bulunması gerekir. Görev konusu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınmalıdır.
    4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi uyarınca, 507 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Kanununun 2. maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde bu kanun hükümleri uygulanmaz. 4857 sayılı Kanun"un 1. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4. maddedeki isnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir.
    507 sayılı Kanunun 2. maddesinde “İster gezici olsun ister bir dükkân veya bir sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar, ticarî sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer ve gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icap ettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısıyla ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmeyen, ayni niteliğe (sermaye unsuru olsun olmasın) sahip olmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet, meslek ve küçük sanat sahipleriyle bunların yanında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin 1 inci maddede belirtilen amaçlarla kuracakları dernekler bu kanun hükümlerine tabidir” denilmektedir.
    507 sayılı Kanun, 21.06.2005 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 76 ncı maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve maddenin ikinci cümlesi ile diğer kanunların 507 sayılı kanunya yaptıkları atıfların 5362 sayılı kanunya yapılmış sayılacağı açıklanmıştır. Bu durumda 4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinde 507 sayılı kanunya yapılan atıf, 5362 sayılı Kanun"a yapılmış sayılmalıdır. Bahsi geçen yeni kanunl düzenlemede esnaf ve sanatkâr tanımı değiştirilmiştir. Yeni kanunnın 3. maddesine göre esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dâhil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak belirtilmiştir. 507 sayılı kanunda yazılı olan “geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin” sözcüklerine yeni kanunda yer verilmemiştir. Yeni kanunnın değinilen hükmü karşısında, 21.06.2005 tarihinden sonraki dönem açısından İş Kanununun kapsamı belirlenirken, “geçimini münhasıran bu işten sağlama” ölçütü dikkate alınmamalıdır.
    5362 sayılı kanundaki düzenleme ile esnaf ve tacir ayrımında başka ölçütlere yer verilmiş olup, kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlük yapanların da ekonomik sermayesi, kazancının tacir sanayici niteliğini aşmaması ve vergilendirme gibi ölçütler çerçevesinde değerlendirilmesi gerekecektir. 507 sayılı kanun döneminde esnaf sayılan kamyoncu, taksici, dolmuşçu gibi kişilerin de bu yeni ölçütler çerçevesinde esnaf sayılmama ihtimali ortaya çıkmaktadır. Ekonomik faaliyetini daha çok bedeni çalışmasına dayandıran düşük gelirli taksi ve minibüs işletmesi sahiplerinin esnaf olarak değerlendirilmesinin daha doğru olacağını belirtmek gerekir.
    5362 sayılı Kanun"un 3. maddesinde belirtilen esnaf ve sanatkâr faaliyeti kapsamında kalan işyerinde üç kişinin çalışması halinde, 4857 sayılı Kanun"un 4. maddesinin (ı) bendi uyarınca, bu işyeri İş Kanununun kapsamının dışında kalmaktadır. Maddede üç işçi yerine “üç kişi”den söz edilmiştir. Bu ifade, işyerinde bedeni gücünü ortaya koyan meslek ve sanat erbabını da kapsamaktadır. İşinde bedeni gücü ile çalışmakta olan esnaf dahil olmak üzere toplam çalışan sayısının üçü aşması durumunda işyeri 4857 sayılı Kanun"a tabi olacaktır.
    Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre, davalıların çalıştırdığı minibüslerde bizzat çalışmadıkları ve başka işyerlerinin de bulunduğu, bu sebeple işverenin bedeni gücünü ortaya koyarak faaliyetini sürdürme olgusu bulunmadığından esnaf sayılamayacağı ve İş Kanunu"na tabi bulunduğu, bu yönü ile taraflar arasında İş Kanunu kapsamında işçi, işveren ve hizmet sözleşmesi ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davanın esasının incelenmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi hatalıdır.
    Kabule göre de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20., 114/1 -c, 115/2. maddelerine göre mahkemenin görevli olmadığının anlaşılması halinde görevsizlik kararı ile birlikte dava şartı yokluğu sebebi ile dava usulden reddedilmesi gerekirken bu husus kararda yer almamıştır.
    Ayrıca, mahkemenin görevsizliğine dair verilen kararında; kanuni süre içerisinde gönderme istenmeme durumu gözetilmeksizin görevsizlik kararının kesinleşmesi ve başka mahkemeye gönderilmesi işlemleri ve sonucu beklenilmeden gerekçeli kararla birlikte yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendireceğine ilişkin kesin hüküm oluşturacak şekilde karar verilmiş olması, usul ve kanuna aykırı olup, ayrı bozma sebebleridir.
    Davacının bu yönü amaçlayan temyiz itirazları yerinde görüldüğünden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine 13.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi