Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/610
Karar No: 2020/2184
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/610 Esas 2020/2184 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/610 E.  ,  2020/2184 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi


    Dava, aksi Kurum işlemlerinin iptali ile 01.07.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsisi istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusundan esastan reddine dair karar verilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM:
    Davacı vekili özetle; müvekkilinin Almanya"da çalıştığını ve oradan emekli olduğunu, Almanya"daki sigorta başlangıç tarihinin Türkiye"deki sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilmemesi nedeniyle açtığı davanın kabul edildiğini ve kesinleştiğini, daha sonra kendisine 506 sayılı Kanun kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığını, ne var ki Kurumca SSK hizmetinin iptal edilmesi nedeniyle aylığının başlangıçtan itibaren iptal edildiğini ve ödenmiş maaşların geri istendiğini, Kurum işleminin hatalı olduğunu belirterek, davacının en geç 01/07/2012 tarihi itibariyle 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    II-CEVAP:
    SGK vekili, aleyhe hususları kabul etmeyerek davacı hakkında yapılan Kurum işlemlerinde herhangi bir hatanın olmadığını belirtmiş ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece Mahkemesi tarafından, “davanın kabulü ile davacının tahsis talep tarihini takip eden aybaşı olan 01.06.2012 tarihinden itibaren hak kazanmasına rağmen taleple bağlılık ilkesi dikkate alınarak 01.07.2012 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, aksi yöndeki kurum işleminin iptaline,” karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ
    İlk derece mahkemesi hükmüne karşı davalı Kurum avukatı tarafından; kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, aslen davacının hakkında yapılan işlemlerin hukuka uygun ve yerinde olması nedeniyle talebinin reddi gerektiğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, Uyuşmazlığın; davacının 5510 sayılı Kanunun 4/1-a maddesi kapsamındaki çalışmalarının iptalinden sonra, 01.07.2012 tarihi itibariyle 1479 sayılı Kanun (5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi) kapsamında yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmayacağına ilişkin olduğunu, davacının 01.06.2002 tarihine kadar ki primi ödenen gün sayısı 5.608 gün olduğundan, 25.05.2002 tarihli 4759 sayılı Kanunun 7. maddesi ile değişik 1479 sayılı Kanunun Geçici 10/2-d maddesi uyarınca davacı, 43 yaşını tamamlama ve 7200 gün prim ödeme şartlarını birlikte yerine getirmek şartıyla aylığa hak kazanacağını, davacının yurtdışı borçlanması yapıp, primlerini ödediği toplam sürenin 8372 gün olduğu, tahsis talep tarihinde 43 yaşını doldurduğu (44 yıl 11 aylık) dikkate alındığında, tahsis talep tarihinde 1479 sayılı Kanun uyarınca aylık şartlarını tamamlanmış olduğu anlaşılmakta olduğundan, 01.07.2012 tarihinden itibaren 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamında yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine dair mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığının kabulüyle, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    SGK vekili, davacı hakkında yapılan Kurum işlemlerinde herhangi bir hatanın olmadığı, bu nedenle davanın reddi gerekirken kabule dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ve resen belirlenecek diğer nedenlerle, kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    10.04.1965 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.11.1965 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Türkiye Cumhuriyeti ile Almanya Federal Cumhuriyeti arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Sözleşmesinin uzun vadeli sigorta kollarından olan “malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları (aylıkları)” başlıklı beşinci bölüme 02.11.1984 tarihinde imzalanıp 05.12.1985 tarihli 3241 sayılı Yasayla onaylanıp yürürlüğe giren Ek Sözleşme ile getirilen sözleşmenin 29’uncu maddesinin 4’üncü bent hükmüne göre, bir kimsenin Türk sigortasına girişinden önce, bir Alman Rant Sigortasına girmiş bulunması halinde, Alman Rant Sigortasına giriş tarihi, Türk Sigortasına giriş tarihi olarak kabul edileceği açıkça ifade edilmiştir.
    3201 sayılı Kanunda, borçlanılacak süreler belirtilmiş olup; yukarıda da belirtildiği gibi, sözleşme gereği sigorta başlangıcına esas alınacak çalışmanın rant sigortasına (uzun vadeli sigorta kollarına –maluliyet, yaşlılık ve ölüm sigortası-) tabi olması gerekir.
    Öte yandan; 11.09.2014 tarihli Mükerrer Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 29"uncu maddesi ile 3201 sayılı Kanunun 5"inci maddesinin beşinci fıkrasına “Ancak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmelerinde Türk sigortasına girişinden önce âkit ülke sigortasına girdiği tarihin Türk sigortasına girdiği tarih olarak kabul edileceğine ilişkin özel hüküm bulunan ülkelerdeki sigortalılık sürelerini borçlananların âkit ülkede ilk defa çalışmaya başladıkları tarih, ilk işe giriş tarihi olarak kabul edilir.” cümlesi eklenerek; yurtdışında ilk defa çalışmaya başlayanların bu çalışmalarının ilgili sözleşme kapsamında Türkiye"de sigorta başlangıç tarihi olarak kabul edilebilmesi 3201 sayılı Kanun kapsamında borçlanma yapma şartına bağlanmıştır.
    Diğer taraftan, 3201 sayılı Kanunun 5"inci maddesinde de; “sosyal güvenlik kanunlarına tabi hizmetleri olanların, borçlandıkları gün sayısı, prim ödeme gün sayıları ile ilgili hizmetlerine katılır. Sigortalılığın başlangıç tarihinden önceki süreler borçlanılmış ise, sigortalılığın başlangıç tarihi, borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülür. Sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi hizmeti bulunmayan istek sahiplerinin sigortalılıklarının başlangıç tarihi, borçlarını tamamen ödedikleri tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülen tarihtir.” düzenlemesi yer almaktadır.
    Eldeki davada ise, davacının borçlandığı sürelerin tamamının ev kadınlığı niteliğinde bulunması, Türkiye’de geçen çalışmalarının Kurumca fiili olmadığı gerekçesi ile iptal edilmesi ve iptal edilen çalışmaların fiili olduğuna dair iddianın bulunmaması karşısında, yukarıda anılan 5. Madde hükmü gereği, davacının borçlanarak elde ettiği 8372 günlük süresinin 08.02.2012 tarihi başlangıç kılınarak geriye gidilmesi ve tahsis şartları bakımından 1479 sayılı Yasanın geçici 10. Maddesinin g bendi hükümleri uygulanmak suretiyle 46 yaşın doldurulduğu 20.06.2013 tarihini takip eden aybaşı olan 01.07.2013 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığı hususunun dikkate alınması ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk derece Mahkemesine gönderilmesi ile kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 10.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi