11. Hukuk Dairesi 2016/8545 E. , 2018/1693 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02/05/2012 tarih ve 2011/488-2012/173 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı bankanın ... Şubesinin mudisi olan müvekkilinin hesabından 06.02.2004 tarihinde ... Şubesinden bir başka şahsa 10.000,00 TL ve .../... Şubesindeki hesabından bu şube tarafından aynı şahsa 500,00 TL ödeme yapıldığını, işlemlerin çalınan ya da kaybolan nüfus cüzdanındaki fotoğraf değiştirilmek suretiyle sahte imzayla gerçekleştirildiğinin belirlendiğini, müvekkilinin ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayetçi olduğunu, bankanın gerekli titizliği göstermediğini ileri sürerek, 10.500,00 TL’nin ödendiği tarihten itibaren en yüksek banka ya da ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ... Şubesine başvuran şahsın ... Şubesi tarafından davacı adına düzenlenmiş hesap cüzdanı ve nüfus cüzdanını ibraz ettiğini, ... şube elemanlarınca düzenlenen provizyon notunun nüfus ve hesap cüzdanı fotokopileriyle birlikte ... Şubesine fakslandığını, olumlu provizyon üzerine ödeme yapıldığını, hesabın bulunduğu şube farklı olduğundan imzaların karşılaştırılamadığını, .../... Şubesinde yapılan işlemde de nüfus ve hesap cüzdanı aslı alınarak ödeme yapıldığını, davacının nüfus ve hesap cüzdanlarını özenle saklama ve kaybı halinde derhal bankayı haberdar etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, paranın çekildiği tarihten 10 gün sonra ... Cumhuriyet Savcılığına verdiği şikayet dilekçesinde banka cüzdanları ve nüfus cüzdanının gayri resmi yaşadığı kişi tarafından gasp edilerek alındığını beyan ettiğini, bu nedenlerle müvekkili bankaya karşı talep hakkına sahip olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına ve uyulan bozma ilamına göre; 06/02/2004 tarihli 10.000,00 TL tutarındaki para çekme işleminde, davacının, nüfus cüzdanı, vergi kimlik kartı ve hesap cüzdanı aslı gibi belgeleri kaybettikten yaklaşık 9 gün sonra bankaya haber verdiği gibi olgular gereğince değerlendirilmek suretiyle olayda %80 oranında, davalı bankanın ise %20, 500,00 TL"lik para çekme işleminde de bankanın %50 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 2.250,00 TL’nin ödenmesine fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili temyiz etmiştir.
1. Davacı vekilinin temyiz dilekçesinin 06.06.2016 tarihinde davalı vekiline tebliğ edildiği, temyize cevap ve katılma yoluyla temyiz süresi olan 10 gün geçtikten sonra, 20.06.2016 tarihinde davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesi verdiği anlaşılmıştır. HUMK 432/4. maddesine göre yasal süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01/03/1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da bu konuda karar verebileceğinden, davalı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2. Davacının temyiz istemlerinin incelenmesine gelince; dava, bankacılık işlemine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda tarafların kusur durumları, davacının mevduat hesabının bulunduğu şube dışındaki şubeler tarafından işlem yapıldığı değerlendirilerek kusur ve müterafik kusur belirlemesi yapılmıştır. Kural olarak, güven kuruluşu olan bankalar, sahte belgelere dayalı yaptıkları işlemlerden sorumludur. Ancak davacının müterafik kusuru olup olmadığı bakımından somut olayda, davacının nüfus cüzdanını koruma konusundaki yetersizliği müterafik kusur olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle kural olarak dava konusu işlemlerden davalı bankanın sorumlu olduğu belirlenip, davacının yazılı şekilde nüfus cüzdanını koruma konusundaki yetersizliği müterafik kusur olarak kabul edilerek, kusur oranlarının bilirkişi raporuyla belirlenmesi gerekirken; farklı şubelerden ve farklı şekilde işlem yapıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 06/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.