15. Hukuk Dairesi 2014/5081 E. , 2015/2911 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yapılan ilâmsız icra takibine itirazın iptâli istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, 12.11.2012 tarihli sözleşme kapsamında davalı yükleniciye istinat duvarı imalâtı yaptığını, iş bedelinin 24.500,00 TL olup, 7.500,00 TL"sinin avans olarak ödendiğini, bakiyesinin tahsili için yaptığı icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptâli talebinde bulunmuştur.
Davalı ise, müvekkili ile dava dışı .... arasında iş sözleşmesi yapıldığını, ardından ek işler için 12.11.2012 tarihli sözleşmeyi yaptığını ancak davacı şirket temsilcisinin 2. sözleşmeyi davacı şirket kaşesi ile imzaladığını, her iki şirketin de sahibinin aynı kişi olduğunu, asıl sözleşme .... ile yapıldığından, davacının husumet ehliyeti olmadığını, ayrıca duvar işi için 7.500,00 TL dışında, dava dışı ....şirketinin makbuzu ile 10.000,00 TL daha ödeme yaptığını, bu sırada yapılan duvarın bir kısmının yıkıldığını, duvarın tamir edilmesini istediğini ancak, kabul edilmediğinden başka bir şirkete yaptırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 18.10.2012 tarihli sözleşme ile 12.11.2012 tarihli ek sözleşme gereğince; davaya konu istinat duvarı ile çevre düzenlemesi için 24.500,00 TL"ye anlaşıldığı ve toplam 17.500,00 TL ödeme yapıldığı, davaya konusu istinat duvarının davacının ayıplı imalâtı nedeniyle davaya konu kısmının çöktüğü, davacı tarafından çöken kısmın dava dışı başka bir şirkete 12.165,00 TL bedelle yaptırıldığı, sonuç olarak; davalının 12.165,00 TL - 7.000,00 = 5.165,00 TL zararının olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
12.11.2012 tarihli sözleşme, taraflar arasında düzenlenmiş olup götürü bedellidir. Sözleşmeye göre 7.500,00 TL peşin alınmıştır. Her ne kadar davalı tarafça dava dışı ...."ye 10.000,00 TL daha ödeme yapıldığı ve bu ödemenin de iş bedelinden mahsubu gerektiği savunulmuş ise de; söz konusu şirket farklı bir tüzel kişiliğe haiz olup, sözleşmelerin nispiliği ilkesi gereği, bu şirkete yapılan ödeme davacı tarafından kabul edilmediği gibi, adı geçen şirkete ödeme yapılması talimatı verildiği de ispatlanamadığından, 10.000,00 TL"lik ödemenin davacıya yapıldığının kabulü mümkün değildir.
Yine dosyada bulunan fotoğraflar ve dinlenen tanık beyanlarından davalının duvar imalâtının ayıplı olduğu ve bir kısmının yıkıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında düzenlendiği ihtilâfsız olan 12.11.2012 tarihli sözleşme 818 sayılı Borçlar Kanun"un 365. maddesi kapsamında götürü bedelli sözleşme olup, yüklenici sözleşme kapsamında kalan işleri sözleşmede kararlaştırılan bedelle yapmak zorundadır. Davalı iş sahibi tarafından işin ayıplı yapıldığı ispat edilmiş olmakla, davacı yüklenicinin alacağı, sözleşme kapsamında bulunan işler yönünden, sözleşmeye göre gerçekleştirilen ayıpsız imalâtın fiziki oranının belirlenen götürü iş bedeline oranlanması ile hesaplanmalıdır. Açıklanan kurala ve Dairemizin yerleşik içtihatlarına uygun düzenlenmeyen, yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; 25.11.2013 tarihli raporu düzenleyen inşaat mühendisi bilirkişiden alınacak ek rapor ile, davacının sözleşmedeki tüm işe göre gerçekleştirdiği ayıpsız imalâtın fiziki oranını hesaplatmak, bu oranı sözleşmedeki götürü bedele uygulamak, böylece saptanacak davacı alacağından kabul edilen 7.500,00 TL ödemenin mahsubuyla varsa kalan bakiyenin tahsiline hükmetmekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.