11. Hukuk Dairesi 2016/8115 E. , 2018/1689 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/05/2015 tarih ve 2014/577-2015/416 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/03/2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile Av. ... ve davalı şirket vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette azınlık pay sahibi olduğunu, şirketin 20/06/2013 tarihinde yapılan 2012 yılına ait genel kurul toplantısında kâr payına ilişkin ana sözleşmenin tadilinin kanuna ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, kâr payının müktesep hak olduğunu, buna ilişkin kararın oy birliği ile alınması gerektiğini, yeni düzenlemeyle kâr payı dağıtımının yönetim kurulunun insiyatifine bırakıldığını ileri sürerek, genel kurul toplantısında değiştirilen kâr payına ilişkin ana sözleşmenin 17. maddesiyle ilgili hükmün iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, alınan kararın kâr dağıtımını tamamen engellemediği, net kârın şirket zarar etmemesi şartına bağlı olarak dağıtılmak istendiği, ilaveten pay sahibi lehine yeni getirilen bir düzenleme ile kâr avansı kavramının da ana sözleşme değişikliğine alındığı, iptali istenen kararın şirketin mali yönden güçlü kılınmasına yönelik olduğu, genel kurulda alınan kararın kanuna, ana sözleşmeye ve iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava anonim şirket genel kurul toplantısında alınan kâr dağıtımı konusunda ana sözleşme değişikliğine ilişkin genel kurul kararının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu ana sözleşme değişikliğine ilişkin 17. maddede kârın tespiti ve dağıtılması düzenlenmiş olup, kanuni yedek akçe ve birinci temettü ayrılmasına ilişkin düzenlemeden sonra, kalan meblağın tamamı veya bir kısmının olağanüstü yedek akçe olarak ayrılmasına veya şirket sermayesine ilave edilmesine karar verilebileceği, yine yukarıda belirtilen dağıtım ve tahsislerden sonra kalan net kârdan genel kurulca saptanacak oran ve miktardaki meblağ ödedikleri sermayeye göre dağıtılmak üzere pay sahipleri için ikinci kâr payı olarak ayrılabileceği veya sermayeye ilave edilebileceği belirtilmiştir.
6102 sayılı TTK’nin 453. maddesinde ana sözleşme değişikliğine ilişkin usul kuralları düzenlenmiş, yine iç kaynaklardan sermaye arttırımına ilişkin 462. maddede sermaye artırımının genel kurul kararı ve esas sözleşmenin ilgili maddelerinin değişik şeklinin tescili ile kesinleşeceği düzenlenmiştir.
Bu itibarla, dava konusu iptali istenen genel kurul kararında kâr dağıtımı yanında sermaye arttırımına ilişkin düzenlemeler de bulunduğu ve sermaye artırımının ana sözleşme değişikliği gerektirdiği nazara alınarak, dava konusu iptali istenen genel kurul kararın sermaye artırımına ilişkin yasal düzenlemelere aykırı olup olmadığı hususları tartışılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.