4. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11843 Karar No: 2017/1766 Karar Tarihi: 20.03.2017
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/11843 Esas 2017/1766 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2016/11843 E. , 2017/1766 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ...Gazete Dergi Basım A.Ş. aleyhine 28/01/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 31/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1)Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delilerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2) Davalıların diğer temyiz itirazına gelince; Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ...’in .... Gazetesi’nin 26/01/2012 tarihli nüshasında “Beşparmak Dağında PKK Kampı” başlığı ile kaleme aldığı yazı ile kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek, uğradığı manevi zararın giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar ise, davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre, kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken, saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Mahkemece 13/02/2014 gün, 2013/50 esas, 2014/42 sayılı ilam ile davacı yararına 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş, Dairemizin 06/10/2015 gün ve 2015/15461 esas, 2015/10832 karar sayılı ilamıyla karar, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarının çok fazla olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak 25.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuş fakat bozma ilamının gereği tam olarak yerine getirilmemiştir. Olayın gelişimi, olay tarihi ile yukarıda açıklanan ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen manevi tazminat miktarı yine fazladır. Davacı yararına daha alt düzeyde manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalıların diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.