Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/1998
Karar No: 2022/676
Karar Tarihi: 28.02.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/1998 Esas 2022/676 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/1998 E.  ,  2022/676 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/1998
    Karar No : 2022/676


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Genel Müdürlüğü
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: İran vatandaşı olan davacı tarafından, uluslararası koruma talebinin reddine ilişkin Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'nün …tarih ve …sayılı işleminin iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla;
    Davacının din değiştirerek Hristiyan olduğu, davacının iddialarına yönelik olarak 6458 sayılı Kanun'un 93. maddesi uyarınca yapılması gereken bilgi toplama görevi yerine getirilmeyerek tesis edildiği anlaşılan uluslararası koruma talebinin reddedilmesine ilişkin dava konusu işlemde ulusal ve uluslararası metinler yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
    Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 08/11/2017 tarih ve E:2015/5388, K:2017/4648 sayılı kararıyla;
    Somut olayda; geçmişteki hangi fiili veya durumları nedeniyle ülkesine iadesi halinde zulme maruz kalacağı konusunu maddi gerekçelere dayandıramayan davacının, geri gönderilmesi durumunda zulme uğrayacağına ilişkin somut bilgi ve belge de bulunmadığından, kötü muameleye maruz kalma konusunda “gerçek bir risk” ile karşı karşıya olmadığı sonucuna varıldığı,
    Bu durumda, uluslararası korumanın amacının başvuru sahibi kişilerin ülkede ulusal ve uluslararası mevzuat hükümleri uyarınca belirlenen sebepler dışında kalmalarına izin verilmesi şeklinde değerlendirilemeyeceği ve anılan statünün amacının zulme uğrama korkusu içinde bulunan ve gerçekten bu riski taşıyan şahısların ülkede belirlenen statü içerisinde kalmalarına izin vermek olduğu hususları göz önünde bulundurulduğunda; davacının uluslararası koruma başvurusunun kabulüne olanak sağlayacak şartların mevcut olmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından davalı idare tarafından davacı hakkında, talebinin bireysel olarak değerlendirilerek uluslararası koruma için gereken kriterleri taşımadığı gerekçesiyle ulusal mevzuata ve Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalara uygun olarak verilen uluslararası koruma başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırı bir husus saptanamadığı gerekçesiyle …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının ileri sürdüğü hususların soyut nitelikte olduğu, somut bilgi ve belgelerle desteklenmediği, ülkemize girişinden bir yıldan fazla süre geçtikten sonra yapılan uluslararası koruma başvurusunun inandırıcı olmadığı, menşe ülke araştırmasına göre, İran'da din değiştirenlerin misyonerlik yapmadığı sürece zulüm görmediği, Devlet tarafından çok onaylanan bir durum olmamasına rağmen ceza kanunlarında din değiştirmeye açıkça ceza öngören madde bulunmadığı, davacının ülkesinde idam edileceğine yönelik iddialarının dayanaksız olduğu, davacının 6458 sayılı Kanun'un 62. maddesinde düzenlenen (şartlı) mülteci ve 63. maddesinde düzenlenen ikincil koruma kapsamında belirlenen şartları taşımaması nedeniyle hakkında tesis edilen uluslararası koruma talebinin reddine dair dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, davacının asıl amacının uluslararası koruma prosedürünü kullanarak Türkiye'de kalış süresini uzatmaya çalışmak olduğu, eşinin çalışma izni ile İstanbul'da yaşadığı, hazırlık aşamasındaki kanaatlerin bağlayıcılığının bulunmadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, yüz yüze, bire bir mülakat yapan yetkilinin tespitlerinin uluslararası koruma başvurusunun haklılığını ortaya koyduğu, Hristiyanlık dinine mensup olmasından dolayı menşe ülkesi İran'da karşı karşıya kalacağı riskin gerçek bir risk olduğu, mahkemenin kararının hukuka uygun olduğu, davalı idarenin temyiz gerekçelerinin yerinde olmadığı savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Ankara 1. İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    İran uyruklu davacı, yasa dışı yollardan 11/08/2013 tarihinde Türkiye'ye gelmiş ve 29/08/2014 tarihinde uluslararası koruma talebinde bulunmuştur.
    Davacı, 11/11/2014 tarihli Mülakat Formunda; İran'da arkadaşlarının kendisine Hristiyanlık dini hakkında bilgi verdiğini ve Tahran'da bulunan ve kaçak olarak faaliyet gösteren kilise evine gitmeye başladığını ve orada dinini değiştirdiğini, sonrasında kilise evine polis tarafından baskın yapıldığını ve bazı arkadaşlarının tutuklandığını, tutuklanan arkadaşlarının istihbarat görevlilerine ismini verdiklerini öğrenince ülkesini terk etmek zorunda kaldığını, ülkesinde din değiştirenlerin gerektiğinde mahkeme sonucunda idam edildiğini, ülkesinde can güvenliğinin olmadığını, din değiştirenlerin çok ağır cezalara çarptırıldığını, ayrıca eşi ve kızının İstanbul İli'nde ikamet ettiğini, herhangi bir siyasi, dini veya sosyal gruba mensubiyetinin bulunmadığını, hayatı boyunca herhangi bir kötü muameleye maruz kalmadığını, aile üyelerinden herhangi birinin yetkililerle sorun yaşamadığını beyan etmiştir.
    Aynı tarihli Mülakat Raporunda; davacının din değiştirerek Hristiyan olduğu, ülkesinde din değiştiren kişilerin ağır cezalara çarptırıldığı, gerektiğinde idam edildiği, kendisinin de can güvenliğinin bulunmadığına yönelik iddialarının bulunduğu, yapılan inandırıcılık değerlendirmesinde; davacının anlatımlarının inandırıcı bulunduğu, korku değerlendirmesinde; ülkesinde din değiştirenler ağır cezalara çarptırıldığından nesnel ve öznel korkular yaşadığı, risk değerlendirmesinde; ülkesinde polis veya istihbarat görevlilerince şahıs biliniyorsa risk değerlendirmesinin mevcut olduğu, davacının uluslararası koruma başvurusunun 1951 tarihli Sözleşme'de yer alan (ırkı, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba veya siyasi düşünceleri) sebeplerden birini içerdiği kanaatine varıldığı belirtilmiş, akabinde uluslararası koruma başvurusunun reddedilmesi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    11/04/2013 tarih ve 28615 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nun 3. maddesinde; "(1) Bu Kanunun uygulanmasında;... d) Başvuru sahibi: Uluslararası koruma talebinde bulunan ve henüz başvurusu hakkında son karar verilmemiş olan kişiyi,.... r) Uluslararası koruma: Mülteci, şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsünü,...ifade eder." hükmü, 62. maddesinde; "(1) Avrupa ülkeleri dışında meydana gelen olaylar sebebiyle; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korktuğu için vatandaşı olduğu ülkenin dışında bulunan ve bu ülkenin korumasından yararlanamayan, ya da söz konusu korku nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancıya veya bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korku nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişiye statü belirleme işlemleri sonrasında şartlı mülteci statüsü verilir. Üçüncü ülkeye yerleştirilinceye kadar, şartlı mültecinin Türkiye’de kalmasına izin verilir." hükmü, 63. maddesinde; "(1) Mülteci veya şartlı mülteci olarak nitelendirilemeyen; ancak, menşe ülkesine veya ikamet ülkesine geri gönderildiği takdirde; a) Ölüm cezasına mahkûm olacak veya ölüm cezası infaz edilecek, b) İşkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacak, c) Uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacak, olması nedeniyle menşe ülkesinin veya ikamet ülkesinin korumasından yararlanamayan veya söz konusu tehdit nedeniyle yararlanmak istemeyen yabancı ya da vatansız kişiye, statü belirleme işlemleri sonrasında ikincil koruma statüsü verilir." hükmü, 75. maddesinde; "(1) Etkin ve adil karar verebilmek amacıyla, başvuru sahibiyle kayıt tarihinden itibaren otuz gün içinde bireysel mülakat yapılır. Mülakatın mahremiyeti dikkate alınarak, kişiye kendisini en iyi şekilde ifade etme imkânı tanınır. Ancak, aile üyelerinin de bulunmasının gerekli görüldüğü durumlarda, kişinin muvafakati alınarak mülakat aile üyeleriyle birlikte yapılabilir. Başvuru sahibinin talebi üzerine, avukatı gözlemci olarak mülakata katılabilir. (2) Başvuru sahibi, yetkililerle iş birliği yapmak ve uluslararası koruma başvurusunu destekleyecek tüm bilgi ve belgeleri sunmakla yükümlüdür. (3) Özel ihtiyaç sahipleriyle yapılacak mülakatlarda, bu kişilerin özel durumları göz önünde bulundurulur. Çocuğun mülakatında psikolog, çocuk gelişimci veya sosyal çalışmacı ya da ebeveyni veya yasal temsilcisi hazır bulunabilir. (4) Mülakatın gerçekleştirilememesi hâlinde, yeni mülakat tarihi belirlenir ve ilgili kişiye tebliğ edilir. Mülakat tarihleri arasında en az on gün bulunur. (5) Gerekli görüldüğünde başvuru sahibiyle ek mülakatlar yapılabilir. (6) Mülakatlar sesli veya görsel olarak kayıt altına alınabilir. Bu durumda mülakat yapılan kişi bilgilendirilir. Her mülakatın sonunda tutanak düzenlenir, bir örneği mülakat yapılan kişiye verilir." hükmü yer almaktadır.
    29/08/1961 tarih ve 359 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşme ve Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Protokolün 1. maddesi uyarınca bu Sözleşmenin; ırkı, dini, milliyeti, belirli bir toplumsal gruba üyeliği veya siyasi düşünceleri nedeniyle takibata uğrayacağından haklı olarak korktuğu için vatandaşı olduğu ülke dışında bulunan ve vatandaşı olduğu ülkenin himayesinden istifade edemeyen veya korkudan dolayı istifade etmek istemeyen ya da uyruğu yoksa ve önceden ikamet ettiği ülke dışında bulunuyorsa oraya dönmeyen veya korkusundan dolayı dönmek istemeyen her şahsa uygulanacağı kuralı öngörülmüştür.
    Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Sözleşmenin 1. maddesine çekince koyarak, yalnızca Avrupa'dan gelenlere mülteci statüsü tanımakta olup, Avrupa dışından gelenlere ise sığınmacı statüsü tanımaktadır.
    Anılan Sözleşmenin 33. maddesinde de, "1. Hiçbir Taraf Devlet, bir mülteciyi, ırkı, dini, tâbiiyeti, belli bir sosyal gruba mensubiyeti veya siyasi fikirleri dolayısıyla hayatı ya da özgürlüğü tehdit altında olacak ülkelerin sınırlarına, her ne şekilde olursa olsun geri göndermeyecek veya iade etmeyecektir.
    2. Bununla beraber, bulunduğu ülkenin güvenliği için tehlikeli sayılması yolunda ciddi sebepler bulunan veya özellikle ciddi bir adi suçtan dolayı kesinleşmiş bir hükümle mahkum olduğu için söz konusu ülkenin halkı açısından bir tehlike oluşturmaya devam eden bir mülteci, işbu hükümden yararlanmayı talep edemez." hükmünü içermektedir.
    İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin 2. maddesinde, herkesin yaşam hakkının yasanın koruması altında olduğu, 3. maddesinde de, hiç kimsenin işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamayacağı düzenleme altına alınmıştır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uluslararası koruma, uluslararası ve ulusal mevzuatta belirtildiği şekilde; ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncesinden dolayı haklı sebeplere bağlı olarak zulme uğrama korkusu içinde bulunan ve vatandaşı olduğu ülkenin korumasından yararlanamayan ya da haklı sebeplere bağlı olarak yararlanmak istemeyen ya da önceden yaşadığı ikamet ülkesinin dışında bulunan ve oraya dönemeyen veya dönmek istemeyen yabancılar ile bu tür olaylar sonucu önceden yaşadığı ikamet ülkesi dışında bulunan, oraya dönemeyen veya söz konusu korkusu nedeniyle dönmek istemeyen vatansız kişilere sağlanan statüdür. Bu statüden yararlanabilmenin ilk koşulu ise meydana gelen olaylar nedeniyle ve söz konusu olaylar sonucunda haklı nedenlere dayanan zulüm korkusudur. Zulüm korkusunun ilgilinin ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerine dayanması gerekmektedir. Zulüm kavramı ise ilgilinin yaşamı, özgürlüğü, ayrımcılığa maruz kalmaması vb. gibi kişinin hayatını çekilmez duruma sokan nesnel durumları da olabileceği gibi, kişi yönünden öznel olarak değerlendirilebilecek durumları kapsar.

    Uluslararası koruma başvurusu halinde ortada haklı sebeplere dayanan zulüm korkusunun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu değerlendirme başvuranın nesnel ve öznel durumları göz önüne alınarak yapılmalıdır. Nesnel unsurlar başvurucunun menşe ülkesindeki koşulların somut olarak ele alınmasını gerektirmekte ve bu unsurlar sonuçta başvurucunun öznel unsurlardaki korkusunun saptanmasında önem arz arzetmektedir. Bu nedenle yapılacak mülakatlarda ilgililerin söz konusu zulüm korkusunu makul bir düzeyde ortaya koyabilmeleri gerekir. Yapılan mülakat sonucunda elde edilen verilerin değerlendirilmesinin yapılması ve kişinin içinde bulunduğu veya yaşadığı korkunun, makul olup olmadığının ve buna bağlı bir risk değerlendirmesinin yapılması gereklidir.
    Davacının menşe ülkesi Avrupa ülkeleri arasında yer almadığından, mülteci sıfatını kazanması mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, şartlı mülteci statüsünün kazanılması için ırkı, dini, tabiiyeti, belli bir toplumsal gruba mensubiyeti veya siyasi düşüncelerinden dolayı zulme uğrayacağından haklı sebeplerle korkma durumunun söz konusu olması, ikincil koruma statüsü elde edebilmek için ise menşe ülkesine gönderilmesi halinde, ölüm cezasına mahkûm olacağı veya ölüm cezasının infaz edileceği, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı, uluslararası veya ülke genelindeki silahlı çatışma durumlarında, ayrım gözetmeyen şiddet hareketleri nedeniyle şahsına yönelik ciddi tehditle karşılaşacağı durumunun söz konusu olması gerekmektedir.
    Uyuşmazlıkta, davacının, Türkiye'ye giriş tarihi olan 11/08/2013'ten sonra makul olarak kabul edilemeyecek bir süre sonrasında 29/08/2014 tarihinde uluslararası koruma başvurusunda bulunması ve herhangi bir siyasi, dini veya sosyal gruba mensubiyetinin bulunmadığı, hayatı boyunca herhangi bir kötü muameleye maruz kalmadığı, aile üyelerinden herhangi birinin yetkililerle sorun yaşamadığına yönelik beyanları birlikte göz önünde bulundurulduğunda; ülkesine geri gönderilmesi durumunda zulme uğrayacağına ilişkin somut ve inandırıcı bilgi ve belgelerin bulunmadığı görülmektedir.
    Davacının uluslararası koruma başvurusunun kabulüne olanak sağlayacak şartların mevcut olmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından davalı idare tarafından davacı hakkında, talebinin bireysel olarak değerlendirilerek uluslararası koruma için gereken kriterleri taşımadığı gerekçesiyle ulusal mevzuata ve Türkiye'nin taraf olduğu temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalara uygun olarak verilen uluslararası koruma başvurusunun reddine ilişkin kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.


    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne,
    2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline ilişkin …İdare Mahkemesinin temyize konu …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …İdare Mahkemesine gönderilmesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2022 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.



    KARŞI OY

    X-Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; …İdare Mahkemesince verilen ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K:…sayılı ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi