18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/23133 Karar No: 2016/7763 Karar Tarihi: 12.05.2016
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/23133 Esas 2016/7763 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı tarafından ödenmemiş ortak gider borcunun tahsili için yapılan icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesi istenilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi dava konusu sitenin tüm bağımsız bölümlerinin üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanmaması nedeniyle Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı ve usulüne uygun oluşturulmuş bir yönetimden ve bu yönetimin Mart 2009 tarihi öncesine yönelik aidat talebi hakkından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, açılan davanın reddine karar vermiştir. Ancak, kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa kat mülkiyeti hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilerek, yönetim planındaki hükümlere göre yönetim tarafından dava açılabileceği ve dava tarihi itibarıyla HUMK hükümleri gereğince sulh hukuk mahkemesinin görev sınırında bulunması nedeniyle genel hükümler çerçevesinde davaya bakılması gerektiği ifade edilmiştir. Bu nedenle karar bozulmuştur. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 17. maddesinin son fıkrasına göre kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve ba
18. Hukuk Dairesi 2015/23133 E. , 2016/7763 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Vek.Av....
Dava dilekçesinde, itirazın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı tarafından ödenmeyen ortak gider borcunun tahsili için yürütülen icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiş; mahkemece, dava konusu sitenin tüm bağımsız bölümlerinin üçte ikisinin fiilen kullanılmaya başlanmaması nedeniyle Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı ve usulüne uygun oluşturulmuş bir yönetimden ve bu yönetimin Mart 2009 tarihi öncesine yönelik aidat talebi hakkından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle bu yönden açılan davanın reddine, asliye hukuk mahkemesine dava açmakta muhtariyetine, davalının bu tarihten sonrasına ilişkin olarak kabul ettiği miktar yönünden takibin devamına karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 17. maddesinin son fıkrası gereğince kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde, yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa kat mülkiyeti hükümleri uygulanır. Dosya kapsamından dava konusu taşınmazda kat irtifakının kurulu olduğu, davalının dava konusu taşınmazda bağımsız bölüm maliki bulunduğu, dava konusu sitede Kat Mülkiyeti Kanununun 17. maddesinde belirtilen şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından; mahkemenin yönetimde Kat Mülkiyeti Kanunu hükümlerinin uygulanamayacağı yolundaki kabulü doğru ise de, anataşınmazın davalı da dahil tüm irtifak hakkı sahiplerince imzalanmış bulunan ve kat irtifak hakkı sahiplerini bağlayıcı sözleşme hükmündeki yönetim planının 13.maddesinde gider ve avans ...
payı ödemeyen kat maliki hakkında diğer kat maliklerinden biri veya yönetici tarafından yönetim planına ve Kat Mülkiyeti Kanunu ile genel hükümlere göre dava açılabileceği hükmüne yer verilmiş olup, davacı yöneticilerin aynı zamanda bağımsız bölüm maliki olmaları da dikkate alınarak mahkemece yönetim planı içeriğine göre, davaya konu miktarın dava tarihi olan 04.08.2011 tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK hükümleri gereğince sulh hukuk mahkemesinin görev sınırında bulunması nedeni ile genel hükümler çerçevesinde davaya bakılıp tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.