15. Hukuk Dairesi 2014/5604 E. , 2015/2895 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsilini sağlamak amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı vekili; müvekkili ile davalı iş sahibi arasında 22.03.2013 tarihli eser sözleşmesinin düzenlendiğini ve davacı yüklenici müvekkilinin üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, bakiye iş bedeli olan 6.648,27 Euronun ödenmediğini, bu bedelinin tahsili amacıyla... İcra Müdürlüğü"nün 2013/10437 Esas sayılı icra dosyası ile takibe geçtiklerini, davalı borçlunun haksız ve yersiz şekilde takibe itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptâlini ve % 20 "den aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi vekili ise, yetkili icra müdürlüğününü....İcra Müdürlüğü olduğunu, borcun ödendiğini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş, verilen karar davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
... İcra Müdürlüğü"nün 2013/10437 Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 6.648,27 Euro asıl alacak ve 110,20 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.758,47 Euro üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya 12.09.2013 tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının 18.09.2013 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucu, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı değerlendirilerek usulüne uygun yetkili icra dairesinde yapılmış icra takibi bulunmadığından bahisle dava usulden reddedilmiştir. Davacı tarafın dava dilekçesine ekli olarak dayandığı ve temyiz dilekçesine de ekli olarak sunduğu 22.03.2013 tarihli “ sözleşme” başlıklı belgeye mahkemece davalı tarafın imzasını taşımadığından bahisle itibar edilmediği açıklanarak hüküm kurulmuş olup bu belgenin yeterli şekilde değerlendirildiğinden söz edilemez. Davacı tarafın dava dilekçesine ekli olarak sunduğu sözleşme davalının imzasını taşımıyor iken, yine davacı tarafça temyiz dilekçesine ekli olarak sunulan aynı sözleşme davalı şirketin imzasını taşımaktadır.
O halde mahkemece yapılması gereken iş; davacı tarafın aşamalarda dayandığı 22.03.2013 tarihli “sözleşme” başlıklı belgenin ibrazı için 6100 sayılı HMK"nın 216. maddesi hükmü gereğince davacı tarafa uygun süre verilip belge aslının ibrazının sağlanması, belgenin doğruluğu ve sıhhati gerektiğinde taraflar HMK"nın 169 ve devamı maddeleri hükümleri gereği isticvap edilmek suretiyle araştırılmalı ve bundan sonra sözleşmenin 9. maddesinde yer alan yetki şartı değerlendirilerek varılacak sonuca göre hüküm kurmaktan ibaret olmalıdır. Aksine yorum ve düşüncelerle davacı tarafın dayandığı belgenin sıhhati araştırılmaksızın değerlendirme yapılarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 27.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.