22. Hukuk Dairesi 2013/9426 E. , 2013/10595 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 19.02.2002-20.02.2012 tarihleri arasında asistan olarak çalıştığını, pozisyon kapatılması nedeniyle iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, davacının son olarak yönetim kurulu üyesi asistanı olarak çalıştığını, davacının başka bölümlerde başka pozisyonlarda çalıştırılma olanağının değerlendirilmediğini, feshin son çare olması ilkesine aykırı olarak iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine, işe iade yönündeki kararın kesinleşmesinden itibaren yasal sürede başvuru halinde ödenecek çalıştırılmayan dört aylık ücret ve diğer haklarının ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 19.02.2002-20.02.2012 tarihleri arasında çalıştığını, müvekkili işyerinde 14.05.2011 tarihinden sonra çalışmaya başladığını, davacının icra kurulunda sekreter olarak çalıştığını, müvekkili şirketin imtiyaz sahibi olduğu Milliyet ve Vatan gazetelerinin tiraj ve karlılığı düşük gazeteler olduğunu, gerek devir öncesi gerekse devirden sonra müvekkili şirketin gazetelerin bu durumundan dolayı işçi çıkartmak zorunda kaldığını, davacının pozisyonunun kapatıldığını ve yerine yeni bir işçi alınmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Mahkemece, davalı tarafça işletmesel nedenle davacının işten çıkarıldığı savunulmuş ise de buna uygun ve objektif uygulanabilir yönetim kararı bulunmadığı, işyerinde işçinin çıkarılmasından önce hangi tasarruf tedbirlerinin uygulandığı ve sonuç alınıp alınmadığı, davacının şirket bünyesinde pozisyona uygun başka görevlerin usulünce araştırılmadığı, bunlara ilişkin delil belge sunulmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda, dosya içeriğinden davacının 19.02.2002 tarihinden beri davalı işyerinde yönetici asistanı olarak çalıştığı, fesih bildiriminde bağlı bulunduğu Yönetim Kurulu pozisyonunun 08.02.2012 tarihi itibariyle kapandığı ve başka bir kısımda görevlendirilmesi mümkün görülmediği açıklanmak suretiyle iş sözleşmesinin geçerli nedene dayanılarak feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece feshin son çare olma ilkesine uyulmadığı gerekçesi ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiş ise de feshin son çare ilkesine uyulup uyulmadığı konusunda dosyada somut bir tespit ve veri bulunmamaktadır. Davacının iş sözleşmesinin feshinin fesih bildiriminde açıklandığı gibi gerçekten işyerinin ve işletmenin gereklerinden kaynaklanan bir nedene dayanılıp dayanılmadığının açıklığa kavuşturulması ve feshin son çare olma ilkesine uyulup uyulmadığının tespiti bakımından fesihten kısa süre önce veya sonra davacıyla aynı nitelikte yeni işçi alınıp alınmadığı araştırılarak tespit edilecek duruma göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.05.2013 günü oybirliği ile karar verildi.