22. Hukuk Dairesi 2013/9206 E. , 2013/10589 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkilinin 01.08.1997-01.08.1999 tarihleri arasında sigortasız olarak 01.08.1999 tarihinden 20.12.2011 tarihine kadar sigortalı olarak davalı işyerinde kaynak ustası olarak çalıştığını, 16.12.2011 tarihinde işyerinde iş kazası olduğunu, 17.12.2011 tarihinde taburcu olduğunu, 20.12.2011 tarihinde iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek; feshin geçersizliğine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının 01.03.1999-20.12.2011 tarihleri arasında kaynakçı olarak müvekkili şirkette çalıştığını, davacının 16.12.2011 tarihinde işyerinde iş arkadaşına ağır hakaretlerde bulunması ve sataşması sonucu kavga çıkardığını, kavga nedeniyle yaralandığının kendi el yazısı ile sabit olduğunu, iş kazası nedeniyle yaralanmasının olmadığını, davacının bu ilk kavgası olmadığını, 14.06.2010 tarihinde işyerinde çalışan işçilere tokat attığını, 18.01.2008 tarihinde işyeri yöneticisine hakaret etmesi nedeniyle tutunak tutulduğunu, davacının iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğni belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, dosya içinde yer olan bilgi ve belgeler, tanık beyanları ve Ankara 9.Sulh Ceza Mahkemesinin kararı dikkate alınarak davacı işçinin 4857 sayılı İş Kanununun 25/II-d. maddesine aykırı davranmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık iş sözleşmesinin işverence haklı nedene dayalı olarak feshedilip feshedilmediği noktasındadır.
4857 sayılı yasanın 25/II. maddesinde, " Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri: a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması. b) İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarfetmesi veya davranışlarda bulunması, yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnadlarda bulunması. c) İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması. d) İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması veya 84 üncü maddeye aykırı hareket etmesi. e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması. f) İşçinin,işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi. g) İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi. h) İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi. ı) İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması." hallerinde iş akdinin işverence haklı nedene dayalı olarak feshedilebileceği düzenlenmiştir.
Dosya içeriğine göre, davacının 01.03.1999-20.12.2011 tarihleri arasında davalı işyerinde kaynakçı olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin mesai saatleri içerisinde ve işyerinde bulunduğu sırada işyerinden bulunan başka bir işçiye karşı hakaretlerde bulunup kavga çıkarttığı gerekçesiyle 4857 sayılı Kanun"un 25/II. (d) maddesine göre haklı neden belirtilerek feshedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı davacının çalışma süresince çeşitli kavgalara karıştığını ve iş arkadaşlarına hakaret ettiğini, son olarak feshe konu olayda iş arkadaşına hakaretlerde bulunması ve sataşması sonucu kavga çıkardığını bu nedenle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirtmiştir. Davacı ise iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirtmiştir. Davacının feshe konu eylemine ilişkin savunması alınmış davacı yazılı savunmasından “... isimli iş arkadaşından kalıp istediğini bu kişinin kendisi ile konuşmadığını belirtmesi üzerine şerefsizlik yapma, kalıbı verde işimize bakalım” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde 18.01.2008 tarihli davacının işyeri yöneticisine uygunsuz sözler söylediği ve verilin ikinci bir göreve itiraz edip yerine getirmediğine ilişkin tutanak tutulduğu,yine davacı hakkında 14.06.2010 tarihli davacının işyerinde çalışan işçiyi tokatladığına ilişkin tutunak tutulduğu, ayrıca 24.06.2010 tarihli davacının işyerinde çalışan bir işçiye kafa attığına ilişkin tutanak tutulduğu, davacının bu olaya ilişkin yazılı savunmasında işyerinde çalışan işçiye yumruk attığını belirttiği anlaşılmaktadır. Bütün bu tutanaklar ve davacının savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde davacının feshe konu eyleminden öncede davalı işyerinde benzer eylemlerde bulunduğu sabittir. Her ne kadar davacının feshe konu eylemine ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca ek kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de bu kararın hukuk yargılaması açısından bağlayıcı olmayacağı açıktır. Hal böyle olunca davacının önceki davranışları ve son eylemi dikkate alındığında feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmelidir. Bu gerekçe ile davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkeme kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 75,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 13.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.