20. Ceza Dairesi 2016/240 E. , 2017/906 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama
Hükümler : 1- ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçlarından Beraat
2- Diğer sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan Mahkûmiyet
A-Sanık ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan verilen beraat kararlarının incelenmesi;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
B-Sanıklar; ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
Dosya içeriğinden sanık ..."ın galericilik, sanık ..."ın mermercilik yaparak geçimlerini sağlayacak gelirleri olduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında CMK"nın 150. maddesinin 3. fıkrası uyarınca görevlendirilen zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6.maddesinin 3. fıkrasının (c) bendine aykırı olarak sanıklara yükletilmesinin yasaya aykırı olduğuna ilişkin tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle yapılan değişiklikle 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinin “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmünü içermesi karşısında tebliğnamedeki (2) nolu bozma talepli hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık ..."e verilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında TCK 52/4 maddesi gereğince taksit miktarının 4 (dört) ten az olamayacağının gözetilmemesi,
2-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
3-Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı tarafından suç konusu maddeden alınan tanık numunelerin de müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan, hükümlerin CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan;
1-Sanık ... hakkında verilen hükmün, adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin bölümünde yer alan “2” ibaresi yerine “4 (dört)” ibaresinin yazılması,
2- TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümün hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
3- Hüküm fıkrasının müsadereye ilişkin (I) bölümünde yer alan 11.fıkradan sonra gelmek üzere 12. fıkra olarak "10.12.2014, 27.02.2015, 26.03.2015 ve 08.04.2014 tarihli Uzmanlık raporları ile Samsun Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü"nce suç konusu maddelerden alınan şahit numunenin TCK"nın 54/1 fıkrası uyarınca MÜSADERESİNE" ibaresinin eklenmesi,
Suretiyle, sanıklar Özkan ve Burak hakkında hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
C- Sanıklar Elif Dal (Evin), ... ve ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerinin incelenmesinde;
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle yapılan değişiklikle 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinin “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmünü içermesi karşısında tebliğnamedeki (2) nolu bozma talepli hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Mali olanaklardan yoksun olduğunu (ödeme gücünün bulunmadığını) belirten sanıklar hakkında ekonomik durumları araştırılmadan, CMK"nın 150. maddesinin 3. fıkrası uyarınca görevlendirilen zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin 6. maddesinin (c) bendine aykırı olarak sanıklar üzerinde bırakılması,
2-Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanıklar ve müdafileri ile Cumhuriyet savcısının Mehmet Ali ve Ramazan hakkındaki temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükümlerin CMK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, hükmolunan hapis cezasının miktarı ile tutuklama tarihine göre, sanık ... hakkındaki salıverme isteğinin reddine,
D- Sanık ... hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesinde;
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 81. maddesiyle yapılan değişiklikle 5275 sayılı Kanun"un 106/3. maddesinin “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” hükmünü içermesi karşısında tebliğnamedeki (2) nolu bozma talepli hususun infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç tipi ile aşağıda belirtilenler dışında yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Suç konusu uyuşturucu maddenin miktarına bağlı olarak önem ve değeri ile oluşturduğu tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak TCK"nın 3. ve 61. maddelerinde öngörülen orantılılık ilkesi gereğince; temel hapis ve adli para cezasının alt sınırdan uzaklaşılarak tayini yerinde ise de, alt sınırdan fazla uzaklaşılarak, 14 yıl hapis ve 100 gün adli para cezası olarak belirlenmesi suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi,
2-Belirli bir işle uğraşmadığını ancak 800 TL aylık geliri olduğunu belirten sanık hakkında CMK"nın 150. maddesinin 3. fıkrası uyarınca görevlendirilen zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, ekonomik durum araştırması yapılmadan sanığa yükletilmesine karar verilmesi,
3-TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, resen de incelenen hükmün CMK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA,
07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.