
Esas No: 2017/12207
Karar No: 2019/6117
Karar Tarihi: 03.07.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/12207 Esas 2019/6117 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile yapılan kira sözleşmesi uyarınca taşınmazını davalıya kiraya verdiğini, davalı kiracının 40.000,00 TL hava parası ödediğini iddia ederek 40.000,00 TL’nin iadesi amacıyla hakkında icra takibi başlattığını, hava parasının alındığını gösterir sözleşmedeki imzanın sahte olduğunu, imzasının taklit edildiğini belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, %40 kötü niyet tazminatının yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı, kira sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; yapılan imza incelemesi sonucu alınan raporda imzanın davacıya ait olduğunun belirlendiği, davacı kiraya verenin 10.05.2009 başlangıç tarihli sözleşmenin özel şartlar 22. maddesi gereğince kiracı tarafından ödenen hava parasını tahliye halinde kiracıya ödemeyi kabul ettiği, bu hükmün geçerli olup tarafları bağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Bir sözleşmenin ihtiva ettiği hak ve borçlar, hukuk düzeninin emredici bir normu ile çatıştığı takdirde hukuka aykırı olur. Emredici normlar herkese hitap eden, herkese ödevler yükleyen genel ve objektif davranış kurallarıdır. Bir sözleşmenin kendisi veya muhtevası, emir veya yasayı koyan bir normla çatıştığı ona aykırı olduğu zaman, hukuka aykırı sayılır. Hukuka aykırı davranışta ayrıca tarafların ihlal bilinci aranmaz (Prof. Fikret Eren Borçlar hukuk Genel Hükümleri - Ankara 1985 C 1 sh. 341 ve sonrası)
Somut olayda, davalı kiracı tarafından 10.05.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin 22.maddesinde yer alan “Kiracı tarafından kiralanan dükkanın eski kiracılarına 10.05.2009 tarihinde ödenen 40.000,00 TL hava parası kiranın bitiminde ve taşınmaz tahliye edildiğinde kiraya veren tarafından ihtar ve ihbara gerek kalmaksızın peşinen ödenecektir.” hükmüne dayanılarak 40.000,00 TL hava parasının iadesi için davacı aleyhinde icra takibi başlatılmıştır. Davacı kiraya veren ise, 10.05.2009 tarihli sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüş, kendi elinde olan sözleşmede hava parasını düzenleyen bir hükmün yer almadığını belirtmiş, mahkemece yapılan imza incelemesinde anılan sözleşmedeki imzanın davacı kiraya verene ait olduğu belirlenmiştir.
Mahkemece imzanın davacıya ait olması ve hava parasına dair hükmün geçerli olması nedeni ile davanın reddine karar verilmiş ise de, TBK’ nın 26, 27 ve 81.nci maddeleri gereğince, kanuna ve ahlaka uygun olmayan bir amacın gerçekleştirilmesi için verilen şeylerin geri alınması yasal olarak mümkün değildir. Anılan yasa maddeleri hükmünce ödenen hava parasının iadesi istenemez. Mahkemece, bu gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmadığından kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’ un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.07.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.