Esas No: 2018/5742
Karar No: 2022/2292
Karar Tarihi: 01.03.2022
Danıştay 6. Daire 2018/5742 Esas 2022/2292 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2018/5742 E. , 2022/2292 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/5742
Karar No : 2022/2292
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Elektronik Endüstri ve Tic. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. ...
Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2- ... Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 13.09.2013 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Alemdağ Merkez ve Çevresi Nazım İmar Planı ve 17.01.2014 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Çekmeköy, Alemdağ Merkez ve Çevresi Uygulama İmar Planının İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, ... Mahallesi, ... mevki, ... parsel sayılı taşınmazın bir kısmının üzerinden geçecek şekilde planlanan 10 metre enkesitli yollara ilişkin kısmının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda hazırlanan bilirkişi raporundaki tespitler ile dava dosyasında yer alan diğer tüm bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu 13.09.2013 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Alemdağ Merkez ve Çevresi Nazım İmar Planı ve 17.01.2014 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Alemdağ Merkez ve Çevresi Uygulama İmar Planının davacı parseline yönelik kısmında planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine, kamu yararına ve hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Taşınmaz üzerinde yüksek teknoloji ürünleri alanında faaliyet gösteren bir fabrika binasının bulunduğu, dava konusu imar planları ile bu binanın tam ortasından 10 metrelik yol geçirilmesi suretiyle işletmenin işlevsiz ve kullanılamaz duruma getirildiği, parselden geçirilen bu yolların fabrikanın depo alanının bir kısmının yıkılmasına sebep olacağı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile düzenlenen bu yolların üst ölçekli 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı, bilirkişilerce 1/1000 ölçekli uygulama imar planında ileriye dönük yapılaşmanın yaratacağı ulaşım sorunlarının çözümü için plana dahil edildiği tahmin edilen yolun gerçekten bu amaca hizmet edip edemeyeceğinin tartışılmadığı, taşınmazın bulunduğu bölgenin büyük kısmı su havzası içerisinde kaldığından ve orman alanı olduğundan burada yapılaşmanın sınırlı olduğu hususunun bilirkişilerce yapılan değerlendirmelerde göz önüne alınmadığı, dava konusu planların yetkili plan müellifi tarafından hazırlanıp hazırlanmadığının incelenmediği, imar ve çevre mevzuatları uyarınca ruhsatı alınmış, inşaatı tamamlanmış işletme binası ve bu işletmede çalışan kişi sayısı göz önüne alınarak işletme sahası ve çalışan güvenliği açısından işletme binası çevresinde bulunması gereken yeşil alan, otopark alanı, sosyal faaliyet alanı gibi ayrılması zorunlu alan büyüklüğünün ve bu alanlara tecavüzün var olup olmadığının incelenmediği, söz konusu yolların parselden geçirilmesi halinde işletmenin askeri ürünler için üretim yapamaz duruma düşeceği ve NATO tesis güvenlik belgelerinin geçersiz hale geleceği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı plan notlarında asgari parsel büyüklüğünün 300 m2 olarak belirlendiği, bu kapsamda parselin ortasından yol geçirilmesi durumunda yolun diğer tarafında kalacak parsel büyüklüğü ile ilgili bir hesaplama yapılmadığı, düzenleme ortaklık payı alınıp alınmadığının alınmış ise bu miktarın yasal sınırın üzerinde olup olmadığının hesaplanmadığı, fabrika sahasında otopark, lojistik alanlarının, personelin tahliyesi anında güvenli toplanma alanlarının bulunması gerektiği, yine şirket tarafından yürütülen kamu güvenliği projeleri kapsamında tesis güvenliğinin sağlanması gerektiği, tüm bu konularında hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın verilen kararın hukuka aykırı olduğu bozulmasına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
DAVALI ... BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NIN SAVUNMASI : Dava konusu imar planlarının, yargı kararları doğrultusunda plansız hale gelen alanda yeni planların yapılması ve yargı kararında belirtilen hususların yerine getirilmesi amacıyla ilgili mevzuata, üst ölçekli planlara ve ilgili kamu kurumlarının görüşlerine uygun olarak hazırlandığı, dava konusu işlemlerin hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALI ... BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI'NIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NİN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Uyuşmazlık konusu taşınmazın, dava konusu 13.09.2013 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Alemdağ Merkez ve Çevresi Nazım İmar Planında; kısmen ''TK2 rumuzlu ticaret+konut alanı'', kısmen ''20 metre enkesitli yol alanı'', 17.01.2014 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Çekmeköy, Alemdağ Merkez ve Çevresi Uygulama İmar Planında ise kısmen ''E:0,90 Hmax.6 kat T+K rumuzlu ticaret+konut alanı'' kısmen ''10 ve 20 metre enkesitlii yol alanı'' olarak planlandığı görülmüş, davacı tarafından üzerinde fabrika binasının bulunduğu parselinin bir kısmının üzerinden geçirilen 10 metre enkesitli yollara yönelik yapılan itirazın reddi üzerine de bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, "nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan; uygulama imar planı da; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan" olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 6. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde ise, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmış, her planın bir üst kademedeki plana uygun olarak hazırlanması zorunluluğu getirilmiştir.
14.06.2014 tarih ve 29030 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği'nin; "Genel Plânlama Esasları" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, "Planlar, kademesine ve ölçeğine göre ve yapılış amacının gerektirdiği ayrıntı düzeyinde kalmak koşuluyla alt kademedeki planları yönlendirir." hükmüne, "Gösterim (lejand) Teknikleri" başlıklı 10. maddesinde, her türlü mekânsal planın, kendi kademesinin ve yapılış amacının gerektirdiği çizim ve gösterim tekniğine göre hazırlanacağı kurala bağlanmış, "İmar Planı Değişiklikleri" başlıklı 26. maddesinin 6. fıkrasında, "İmar planında gösterilen yolların genişletme, daraltma ve güzergahına ait imar planı değişikliklerinde:
a) Devamlılığı olan bir yolun belli bir kesimde şerit sayısı azaltılamaz ve daraltılamaz.
b) Yolların kaydırılmasında, mülkiyet ve yapılaşma durumu dikkate alınır.
c) İmar planlarındaki gelişme alanlarında geçiş amaçlı 3,00 metreden dar yaya yolu, 10,00 metreden dar trafik yolu açılamaz; yerleşik alanlarda mülkiyet ve yapılaşma durumlarının elverdiği ölçüde yukarıdaki standartlara uyulur. Ancak parseller 7,00 metreden dar yollardan mahreç alamaz.
ç) İmar planı değişikliği ile taşıt geri dönüş kurbu olmayan çıkmaz yol ihdas edilemez.
d) İmar planlarında Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olan karayollarında yapılacak her türlü değişiklikte bu Kuruluştan alınacak görüşe uyulur." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İmar hukukunda planların kademeli birlikteliği olarak da adlandırılan planlama hiyerarşisi gereği alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunludur.
Dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planının plan açıklama raporu, plan uygulama hükümleri ve plan lejantı incelendiğinde, 1/5000 ölçekli nazım imar planında bulunan taşıt yollarından en küçük 12,00 metre en kesitli taşıt yolunun gösterildiği, 10,00 metre en kesitli taşıt yollarının ise gösterilmediği anlaşılmıştır.
Danıştay Altıncı Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre, taşıt yolu olan 10,00 metre ve üzerindeki en kesitli yolların ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümünü gösterecek olan 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alması gerekmektedir.
Bu durumda, uyuşmazlık konusu taşınmazda öngörülen 10,00 metre en kesitli taşıt yolunun dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmediği görüldüğünden, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında bu yönüyle planlama ilkelerine ve mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Öte yandan, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında, uyuşmazlık konusu taşınmazın bir kısmının üzerinden geçecek şekilde 10 metre enkesitli yollar planlanmasına karşın, bu yolların 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı görülmüştür.
Bu durumda, dayanak 1/5000 ölçekli nazım imar planında gösterilmeyen 10 metre enkesitli yolların dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında gösterilmesinin, uygulama imar planını dayanağı nazım imar planına aykırı hale getirdiği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında da bu yönüyle planlama ilkelerine ve mevzuata uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Mahkeme kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 01/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Dava; 13.09.2013 tarihinde onaylanan 1/5000 ölçekli Alemdağ Merkez ve Çevresi Nazım İmar Planı ve 17.01.2014 tarihinde onaylanan 1/1000 ölçekli Alemdağ Merkez ve Çevresi Uygulama İmar Planının İstanbul ili, Çekmeköy ilçesi, ... Mahallesi, ... mevki, ... parsel sayılı taşınmazın bir kısmının üzerinden geçecek şekilde planlanan 10 metre enkesitli yollara ilişkin kısmının iptali istemiyle açılmıştır.
Uyuşmazlıkta, dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında, uyuşmazlık konusu taşınmazın bir kısmının üzerinden geçecek şekilde 10 metre enkesitli yollar planlanmasına karşın, bu yolların 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer almadığı ayrıca nazım imar planında en küçük 12,00 metre en kesitli taşıt yollarının gösterildiği, 10,00 metre en kesitli taşıt yollarının ise gösterilmediği görülmüştür.
3194 sayılı Kanun'un ''Tanımlar'' başlıklı 5. maddesindeki nazım ve uygulama imar planlarının tanımları göz önünde bulundurulduğunda, ana ulaşım sisteminin, bu bağlamda birinci ve ikinci derecedeki ulaşım yollarının nazım imar planı ile daha alt düzeydeki tali nitelikte üçüncü derece ve daha altındaki yolların ise uygulama imar planları ile düzenlenmesi gerekeceği görülmektedir.
Ayrıca ana ulaşım sistemi dışındaki hangi enkesitli yolun nazım imar planında gösterilmesi gerekeceği hususu yolun enkesitinden ziyade, imar planı içerisinde ulaşım sistemi bakımından üstlendiği fonksiyonla ilişkili olması gerekir.
Ölçeği gereği genel kullanım kararları ile başlıca bölge tiplerini belirleyen nazım imar planının, uygulama imar planıyla düzenlenmesi gereken imar adaları oluşturulmadan belirtilen nitelikteki yol kullanımını ihdas etmesinin planlama ilkeleri bakımından mümkün olmadığı, nitekim uyuşmazlığa konu "yol"un geçtiği bölgede nazım imar planında ada bazında bir düzenleme yapılmadığı nazır imar planı paftasının incelenmesinden görülmekte olduğu gözetildiğinde, bu kapsamda özellikle yapı adalarını ve bu bağlamda da farklı kullanım kararlarına konu alanları birbirinden ayıran ve bunlar arasındaki ulaşım ihtiyacının karşılanmasına yönelik yolların uygulama imar planı kararı ile getirilebileceğinde hiçbir duraksama bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, mahkemece yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen raporun değerlendirilmesinden, dava konusu imar planlarının plan kademelenmesi ile ilgili esaslara uygun olarak üst ölçekli planlardaki gösterim ve plan kararlarının alt ölçekli planlarda uygulamaya esas teşkil edecek şekilde düzenlendiği, uyuşmazlık konusu yapılan ve parseli ikiye bölen 10 metre enkesitli yolların 20 metre enkesitli yoldan (... caddesinden) giriş aldığı, bu yolların alt bölgedeki işlev alanlarını besleyen ve yapıları tamamlayarak diğer yollara bağlantı sağlayıcı nitelikte olduğu, doğu-batı aksını birbirine bağladığı, güneyde yer alan konut ve ticaret kullanımları ile beraber ortaya çıkacak trafik yoğunluğunu önleme açısından uygun olduğu tespitlerine yer verildiği görülmüştür.
Bu kapsamda, uygulama imar planında düzenlenen 10 metre enkesitli yolların ana ulaşım sisteminin bir parçası olmadığı, ana aksları bağlantı sağlamak amacıyla planlandığı anlaşıldığından, bu yolların ulaşım sisteminde üstlendiği fonksiyon itibariyle dava konusu nazım imar planında gösterilmemesinin planlama esaslarına aykırı olmadığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın bir kısmının üzerinden geçecek şekilde planlanan 10 metre enkesitli yolların nazım imar planında düzenlenmeden dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planında düzenlenmesinin ise tek başına plan hiyerarşisine aykırılık oluşturmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, yukarıda belirtilen gerekçeler göz önüne alındığında, davanın reddi yolunda İdare Mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu kararın onanması gerektiği oyuyla Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.