11. Hukuk Dairesi 2016/7668 E. , 2018/1680 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... (KAPATILAN) .... FİKRÎ VE
Taraflar arasında görülen davada ... (Kapatılan) .... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09.02.2016 tarih ve 2015/97-2016/... sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin endüstriyel mutfak makineleri üretimi ve satışı yapan bir firma olduğunu ve 2009/29307 sayılı...ibareli markasının bulunduğunu, müvekkil şirketin kurucu ortaklarından davalının müvekkil şirketten ayrıldıktan sonra aynı faaliyet alanında ... Endüstriyel Mutfak Makinaları San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli firmayı kurduğunu, 2013/82618 sayılı “... ...” ve 2013/67429 sayılı “...” ibareli markaları tescil ettirdiğini, davalının markalarının müvekkil markası ile aynı sınıfta ve aynı olduğunu, müvekkil markalarını taklit ettiğini, davalının kötüniyetli olduğunu iddia ederek davalı adına kayıtlı markalarının hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini ve kararın ilan edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, markaların benzer olmadığını, müvekkilinin şirket kurduğunu ve markaları tescil ettiğini davacının bildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının 2009/29307 sayılı ...+Şekil ibareli markası ile davalının 2013 82618 sayılı ... ... ve 2013/67429 sayılı ... ibareli markalarının olduğu, davalının davacı şirketin eski ortaklarından olması ve şirketten herhangi bir sebeple ayrılarak marka tescilini sağlamış olması veya yeni iştigalinde kullanılması doğrudan kötü niyeti gösterir nitelikte olmadığı, davalının davacı markasından yararlanacak surette bu markayı tescil ettirdiği yolundaki iddiasının ispat edilemediği, zayıf marka niteliğindeki Boğaziçi ibaresini davalının markasında kullanmış olması markalar aynı sınıfta tescilli ise de orta düzeyde tüketici diye adlandırılan grubun davacı ve davalı markalarını karıştırmalarının söz konusu olmayacağı, markalar arasında iltibas oluşmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, marka hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. 556 sayılı KHK"nin 8/1-b maddesine göre, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescilli marka sahibinin itirazı halinde sonraki tarihli başvuru reddedilir. Bu husus aynı KHK"nin 42/1-b uyarınca marka hükümsüzlük nedenidir. Davacı markası ""... + Şekil"" ibaresinden oluşmasına karşın davalı markalarının ""... ... ve ..."" ibarelerinden oluşmaktadır. Davacı markasının tescil kapsamındaki mallar ile davalı marklarının tescil kapsamındaki malların aynı olduğu gibi markaların ayırt edici unsurlarınında benzer oldukları, bu nedenle markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunun kabulü ile 556 sayılı KHK"nin 8/1-b anlamda karışıklığa yol açacağı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.