22. Hukuk Dairesi 2013/9040 E. , 2013/10550 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin davalı işyerinde çalışmakta iken iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmaksızın işverence feshedildiğini ancak yapılan işlemlerin usul ve kanuna aykırı olduğunu, bu sebeple iş bu davayı açtıklarını ileri sürerek iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ve müvekkilinin işe iadesine, kanuni sürede başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde sekiz aylık ücreti tutarı tazminatın ve kararın kesinleşmesine kadar çalışamadığı süre için dört aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 14.10.1996 tarihinde müvekkil bankada stajyer olarak çalışmaya başladığını, iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-e maddesi gereğince haklı olarak feshedildiğini, müvekkil banka tarafından yapılan işlemlerin usul ve kanuna uygun olduğunu savunarak haksız ve yersiz açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı söz veya davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
4857 sayılı Kanun"un 25. maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere kanundaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.
Somut olayda; davacı davalı bankada şube müdürü olarak çalışmaktadır. Kredi işlemlerinde kontrol ve gerekli talimatları verme yetkisinin şube müdürü olarak görev yapan davacıda olduğu anlaşılmaktadır. Davacı kredilendirme işlemlerine bakan görevlilerin gerekli belgelerde noksanlık olduğunu belirtmelerine rağmen sonradan gelecek diyerek, sistemdeki şifreleri de kırmak suretiyle usulsüz işlemleri gerçekleştirdiği dosya kapsamı ile sabittir.
Davacının gerçekleşen davranışları gerek banka mevzuatına ve gerekse 4857 sayılı Kanun"un 25/2-e maddesinde yer alan iş sözleşmesinin feshi için haklı sebep olan işverene bağlılık ve doğruluğa uymayan davranış olup, işverence yapılan fesih haklı sebebe dayanmaktadır. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 850,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 13.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.