10. Hukuk Dairesi Esas No: 2010/13502 Karar No: 2012/3583
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/13502 Esas 2012/3583 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı yaşlılık aylığı tahsis talebinden sonra çalışmadığının ve kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine Kurum işlemlerinin iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkeme davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacının yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işlemi yerinde olmadığından davacının aylığa ilişkin taleplerinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak 506 sayılı Kanun'un 62 ve 63'üncü maddeleri kullanılmıştır. 62. madde, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanacağı kabul edilmiştir. 63. madde ise, yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanların yazılı talepte bulunmaları halinde aylıkların ödenmesine devam edileceği, ancak sosyal güvenlik destek primi kesileceği düzenlenmiştir. Hukuk Genel Kurulu ve Dairemiz'in içtihatlarına göre, Kurum'un sigortalının isteğini dikkate alarak, alınan primleri sosyal güvenlik destek primi olarak kabul edip mahsup işlemi yapması ve böylece yaşlılık aylığı almakta iken gerçekleşen çalışmaya geçerlilik tanıması gerektiği ve bunun sosyal güvenlik ilkelerine uygun olacağı belirtilmiştir.
10. Hukuk Dairesi 2010/13502 E. , 2012/3583 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yaşlılık aylığı tahsis talebinden sonra çalışmadığının ve kesilen yaşlılık aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti ile aksine Kurum işlemlerinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 62 ve 63’üncü maddeleridir. 62’nci maddede sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanacağı kabul edilmiştir. 63’üncü maddede ise; yaşlılık aylığı almakta iken sigortalı olarak bir işte çalışmaya başlayanların yazılı talepte bulunmaları halinde aylıkların ödenmesine devam edileceği, ancak sosyal güvenlik destek primi kesileceği düzenlenmiştir. Hukuk Genel Kurulu ve Dairemizin yerleşmiş içtihatlarında 506 Sayılı Kanunun 63’üncü maddesine göre tüm sigorta kollarından prim ödenerek çalışan sigortalının gerçek iradesine üstünlük tanınması gerektiği, tüm sigorta kolları prim oranının sosyal güvenlik destek primi oranlarından yüksek olması karşısında Kurumun sigortalının isteğini dikkate alarak, alınan primleri sosyal güvenlik destek primi olarak kabul edip mahsup işlemi yapması ve böylece yaşlılık aylığı almakta iken gerçekleşen çalışmaya geçerlilik tanıması gerektiği ve bunun sosyal güvenlik ilkelerine uygun olacağı üzerinde durulmuştur. Davaya konu somut olayda, davacı 30.11.2001 tarihinde işveren ... nezdindeki işten ayrıldığını bildirerek tahsis talebinde bulunmuş ve 01.01.2002 tarihinden itibaren kendisine yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Ne var ki; davacının (... 3)... kapıcı olarak 20.04.1999 - 08.11.2005 tarihleri arasında ayda 7 gün üzerinde kısmi çalışmasının bulunduğunun sigorta müfettişi tarafından tespit edilerek re’sen bildirge ve bordroların tanzim edildiği ve buna bağlı olarak işten ayrılmadan tahsis talebinde bulunduğu gerekçesiyle yaşlılık aylığının iptal edildiği anlaşılmaktadır. Söz konusu çalışmanın kısmi süreli olduğu da nazara alınarak, yaşlılık aylığına hak kazanılması için gerekli işten ayrılma koşulunun yerine geldiğinin kabulü zorunludur. Anılan tespit sonrasında yapılan prim tahakkukunun da tüm sigorta kollarından olduğunun anlaşıldığına göre, alınan primlerin sosyal güvenlik destek primi olarak kabul edilerek işverenden tahsil edilen primlerden mahsubu mümkündür. Bu durumda; davacının yaşlılık aylığının iptaline ilişkin Kurum işlemi yerinde olmadığından davacının aylığa ilişkin taleplerinin kabulü gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı biçimde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 01.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.