11. Hukuk Dairesi 2016/8239 E. , 2018/1675 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08.03.2016 tarih ve 2014/442-2016/182 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı ..."a (... Ticaret"e) ekli faturada belirtilen su tesisat malzemesini sattığını, bunun karşılığında dava dışı ..."un ... ... ... Şubesine ait .../.../2007 tarih ve ....200,00 TL bedelli çek ile ... ... ... Şubesine ait 30...2007 tarihli ve 30.000,00 TL çeki müvekkiline verdiğini, bu çeklerin gerçek ... tarafından değil, onun kimliğini kullanan kişilerce bankada hesap açılarak alındığını, dava dışı ... adına ve aynı kişilerce kurularak adı kullanılan ... Ltd. Şti. adına sahte belgelerle davalı bankalardan çekler alınarak piyasanın dolandırıldığını, piyasayı bu şekilde dolandıran kişiler hakkında soruşturma açıldığı, gerçek ... hakkında beraat kararı verildiğini, davalı bankanın mevzuatın ön gördüğü ve uygulamanın gerektirdiği özen yükümlülüğünü yerine getirmemenin dışında davacıya güven telkin ettiğini, davalı bankanın sorumlu olduğunu iddia ederek çek bedellerinin toplamı olan 51.200,00 TL’nin %70"i olan 35.840,00 TL"den banka tarafından ödenen 820,00 TL’nin mahsubundan sonra kalan 35.020,00 TL"nin her iki çekinde bankaya ibraz tarihi olan 04.09.2007 tarihinden tahsil tarihine kadar işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava zamanaşımının dolduğunu, müvekkili bankanın çek hesabı açarken kendisinden beklenen özeni gösterdiğini, kanunun kendisine yüklediği sorumluluğu yerine getiren müvekkili bankanın gerekli basiret ve özeni göstermeden çek defteri verdiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zarar ile müvekkili bankanın işlemi arasında illiyet bağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafça sahtecilik işlemini yapan üçüncü kişinin dava tarihinde ve halen bilinmediği, bu nedenle zamanaşımı savunmasına itibar edilmediği, dava dışı ... adına 06.07.2007 tarihinde çekle işleyen hesap açıldığı, hesabın ilk açılış anında 20 TL yatırıldığı, ... aylık sürede gerçekleştirilen işlem sayısının 56 olduğu, hesabın yoğun ve işlek bir görünüm sergilemediği, hesabın açılışı sırasında nüfus cüzdanı sureti, ikametgah belgesi, imza beyannamesi, ticaret sicil
kayıtları, vergi levhasının kullanıldığı, Nüfus cüzdanı suretine ..."a atfen imza atıldığı çek karnelerinin 27.07.2007 tarihinde ..."a teslim edildiği, davalı bankanın gerekli başvuru belgelerine göre hareket etmek suretiyle çek hesabı açmış olduğu ancak çek hesabı sahibinin ekonomik ve sosyal durumunu gereği gibi araştırılmadan çek defteri verdiğini, gerekli basiret ve özeni göstermediği, davalı bankanın %70, davacının %30 oranında kusurlu olduğu, her iki çek için yapılan ödemeler düşündüğünde davacı zararının 35.020,00 TL olduğu, zararın haksız fiil sonucu oluştuğu ve haksız fiil tarihinin çeklerin ibraz tarihi olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 35.020,00 TL"nin ibraz tarihi 04/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faiz oranı ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.793,62 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.