10. Hukuk Dairesi 2010/13609 E. , 2012/3533 K.
"İçtihat Metni"... adına Av. ... ile ... adına Av. arasındaki dava hakkında ... verilen 22.07.2010 günlü ve 64/404 sayılı hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Tebligat Kanunu"nun 21"inci maddesine göre, muhatap veya adına tebligatı kabule kanunen yetkili kimseler adreste yok ise tebliğ imkansızlığının söz konusu olduğu bu durumda tebliğ memuru Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesine göre soruşturma işlemini yapmalıdır. Tebligat Tüzüğü"nün 28. maddesinin birinci fıkrasında; “Muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması gerekir” hükmü öngörülmüştür.
Bu itibarla; Tüzüğün 28. maddesinde öngörülen şekilde ve belirtilen kişilere sorularak imzaları da alınmak suretiyle, imzadan çekinmeleri halinde bu husus da belirtilerek; muhatabın adreste geçici olarak bulunmama sebebi ve tevziat saatlerinden sonra geleceği “tevsik edilmeden”, Tebligat Kanunu’nun 21. maddesine göre yapılan tebligat işlemi geçersizdir. Zira bu belgeleme işlemi, devamı işlemleri belirlemesi yanında muamelenin doğru olup olmadığına karar verilmesi yönünden yardımcı olacak ve tebliği isteyen makam ve hakimin denetimini sağlayacaktır.
Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 13.10.1965 gün ve E:2/793 K:366, 16.09.1981 gün ve E:7/2371 K:604, 29.12.1993 gün ve E:18/778 K:876, 08.10.1997 gün ve E:2/499 K:783, 02.06.1999 gün E:1999/18–480 K:1999/486, 25.01.2006 gün ve E:2005/2- 772 K:2006/17 ve 01.07.2009 gün ve E:2009/12-257 K:2009/315 sayılı kararlarında da istikrarlı bir biçimde benimsenmiştir.
Ekdeki dosyada; gıyabi hükmün, davalı ..."a, komşunun ad ve soyadı yazılmaksızın, imzası alınmadan veya imzadan çekinme hali sözkonusu ise bu durum da evrakta belirtilmeksizin, sadece muhtarın imzası alınmak suretiyle, Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi uyarınca tebliği usulsüz olup; Mahkemece, Tebligat Kanunu ve Tüzüğü"nün yukarıda anılan ilgili maddeleri gözetilerek, gıyabi hükmün davalıya usulüne uygun şekilde tebliği sağlanmalıdır.
Davalı yönünden, temyiz süresi geçtikten ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesindeki düzenleme gereği, gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, davacı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 28.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.