11. Hukuk Dairesi 2019/2349 E. , 2020/1110 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada... 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 04/04/2017 tarih ve 2016/218 E- 2017/150 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi"nce verilen 17/04/2019 tarih ve 2017/628 E- 2019/746 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin... Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı"nın Bahçesaray İlçesi 2. grup birinci ve ikinci kat asfalt kaplama işini üstlendiğini, söz konusu iş nedeniyle davalı şirket nezdinde ...poliçe numarasıyla inşaat all risk sigorta poliçesi düzenlendiğini, 26.10.2015 tarihinde meydana gelen sel nedeniyle daha öncesinde yapılıp bitirilen 11 km"lik yolun 8 km"lik kısmının idareye teslim öncesinde tamamen kullanılamaz hale geldiğini, bu olay nedeniyle davalı şirket tarafından hasar dosyası düzenlenip ekspertiz raporu alındığını, yapılan inceleme neticesinde toplam hasarın 25.291,00-TL olduğu, bu tutarın poliçede belirlenen 41.148,00-TL"lik muafiyet limitlerinin altında kaldığı belirtilerek müvekkiline ödeme yapılmadığını, davalı şirketin poliçe kapsamında kalan olay nedeniyle ödeme yapmaya yanaşmamasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla 100.000,00-TL"nin davalı şirkete başvuru tarihi olan 13.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 09.03.2017 tahili ıslah dilekçesiyle talebini toplamda 553.088,95-TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sorumluluğunun poliçe bedelinin % 80"i üzerinden toplam sigorta bedelinin % 2"si oranında tenzili muafiyet uygulanmak suretiyle belirleneceğini, sigorta poliçesinde yer alan özel klozlar uyarınca yapılan hesaplamada hasar bedelinin muafiyet kapsamı dahilinde kaldığını, bu nedenle hasarın teminat harici olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı yanca üstlenilen yol yapımı inşaatın mahiyeti gereği bir bütün olarak yapılması gerektiği, bölümler halinde yapılması mümkün olmadığı, bu nedenle işin bölümler halinde yapılacak olması ihtimaline binaen öngörülen poliçenin MR 106 klozunun somut olaya uygulanma imkanın bulunmadığı, somut olaya poliçenin MR 110 kozunun uygulanması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne, 553.088,95-TL"nin sigortaya başvuru tarihi olan 13.11.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davaya konu poliçenin "Özel Şartlar" başlıklı bölümünde, İnşaat Tüm Riskler Sigorta Poliçesi teminatının işin geçici kabulü yapılıncaya kadar devam edeceğinin belirtildiği, İnşaat All Risk Sigortaları Genel Şartları"nın "Sigortanın Kapsamı Başlıklı A-1. maddesinin de, "Bu sigorta, konusunu teşkil eden değerlerin teminat müddeti içinde, inşaat sahasında bulunduğu sırada, inşaat süresinde bu poliçede gösterilen istisnalar dışında kalan, önceden bilinmeyen ve ani bir sebeple herhangi bir ziya ve hasara uğraması halini temin eder." hükmünü haiz olduğu, poliçenin özel şartlar başlıklı bölümünde yer alan hüküm ile genel şartlarının A-1. maddesi hükmü ve poliçede yer alan MR 106 klozu hükmü birarada değerlendirildiğinde, inşaat süresi (poliçe teminat süresi) boyunca inşa edilecek her bir 300 metrelik bölüm için ayrı ayrı teminat verildiği, bu bölümlere ilişkin teminatın her bir bölümün yapımının tamamlanması, geçici kabulünün yapılması işverene teslim edilmesi veya işveren tarafından servise alınarak kullanılması halinde sona ereceği sonucuna varılması gerektiği, somut uyuşmazlığa konu olayda, teminat dahilinde olan 300 metrelik her bir bölümünün inşaatının tamamlanmadığı (dosya kapsamında yer alan ekspertiz raporundan ve 27.10.2015 tarihli tutanaktan, yolun asfalta hazır hale getirilmesine rağmen henüz asfalt döküm işinin yapılmadığı anlaşıldığından) geçici kabul işlemi yapılarak idare tarafından teslim alınıp kullanıma başlanmadığı, bu nedenle, 300 metrelik her bir bölüm yönünden sigorta teminatının rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle devam ettiği, davacının her bir bölüm yönünden tazminat talebinde bulunma imkanının olduğu, belirtilen sebeplerle bilirkişi raporlarındaki aksi yöndeki kanaate iştirak edilmediği, eksik sigorta ve muafiyet tenzilleri de yapıldıktan sonra davacının talep edebileceği tutarın 467.765,46-TL olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle, davanın kısmen kabulüne, 467.765,46-TL’nin 25.12.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına ve esasen davacının uhdesindeki işin her bir bölümünün 100 metreyi misliyle aşacak nitelikte olması sebebiyle poliçe özel şartlarında yer alan MR- 106 numaralı klozun işbu uyuşmazlık bakımından uygulama kabiliyeti bulunmadığından bölge adliye mahkemesinin aksi yöndeki gerekçesi isabetli bulunmasa da temyiz edenin sıfatına ve ileri sürdüğü temyiz sebeplerine göre bu hususun bozma sebebi yapılamayacak olmasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine aşağıda yazılı bakiye 23.964,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.