14. Hukuk Dairesi 2021/462 E. , 2021/2647 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 07.09.2010 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 05.12.2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, suya el atmanın önlenmesi talebine ilişkindir.
Davacı, dava konusu ... Yaylası ... mevkiinde bulunan su kaynağından içme ve sulama ihtiyacını karşıladığını, davalının kaymakamlığa müracaat ederek men kararı aldırdığını, bu sebeple suyu kullanmakta sıkıntı yaşadığını, ayrıca kaynakta bulunan hortumunu çıkararak dere kenarına attığını belirterek davalının suya elatmasının önlenmesini istemiştir.
Asli müdahil ... dava konusu su kaynağından kendisinin de yararlandığını, davalının kaymakamlığa başvurarak kendisi hakkında da men kararı aldırdığını belirterek muarazanın giderilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davalının davacılara yönelik müdahalesinin bulunmadığını, davacıların dava konusu suyu hortum atmak suretiyle kullanmaları durumunda suyun kuruyacağını, suyun Küçüklü Köyü sakinlerine yetecek miktarda olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, bu kararın davacı ve asli müdahil tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.03.2014 tarihli 2013/13690 Esas, 2014/3894 Karar sayılı ilamında "Mahkemece suların en az olduğu dönemde mahallinde fen, ziraat ve jeoloji mühendisinin bulunduğu bilirkişi heyetiyle keşif icrası ile davacı ve asli müdahilin dava konusu suya ihtiyaçlarının bulunup bulunmadığı, başka kaynaklardan ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamadıkları, asli müdahilin dava konusu suyun kullanımında kadim veya öncelik hakkı olup olmadığı belirlenmeli, dava konusu suyun öteden beri yararlanan taşınmazlara yeterli olup olmadığı da tespit edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda “bozma ilamında mahkemece keşfin suların en az olduğu dönemde yapılarak davanın bu şekilde sonuçlandırılması gerektiğinin belirtildiği, mahkememizce ilgili yerlere müzekkere yazılarak suların en az olduğu dönemin eylül - ekim ayları olduğunun anlaşıldığı, 06/12/2018 tarihli celsede 06/09/2019 gününde keşif icra edileceğine ilişkin ara karar kurulduğu, ancak davacı tarafın keşif harcını yatırmadığı anlaşıldığından keşfin yapılamadığı, bu nedenle HMK 324. maddesine göre davacı tarafın keşif delilinden vazgeçmiş sayılacağının kabulünün gerektiği, sonuç olarak eldeki deliller takdir edildiğinde davacının davasını ispat edemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamı öncesinde icra edilen 13.09.2012 tarihli keşifte dinlenilen mahalli bilirkişiler tarafından dava konusu suyun davacının dedesi ve kayınpederi tarafından kullanıldığını, bozma ilamı sonrası icra edilen 14.10.2016 tarihli keşifte dinlenen bir kısım davacı tanıkları ise suyun hortum atılmadan önce arklar açılmak suretiyle taraflarca kullanıldığını beyan ettikleri; jeoloji mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 25.10.2016 tarihli kök ve 01.12.2017 tarihli ek rapor ile ziraat mühendisi bilirkişi tarafından tanzim edilen 07.11.2016 tarihli kök ve 04.07.2017 tarihli ek raporlarda uyuşmazlık konusu suyun davalı köy halkı ile davacıların su ihtiyacını karşılayacak miktarda olduğu yönünde tespitlerin yapıldığı, davacıların kullanabileceği başka kaynakların bulunduğu yönünde ise bilgi ve gözlemin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu kaynağın genel nitelikte su olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sebeple genel sulardan kadim ve öncelik haklarını ihlal etmemek koşulu ile herkesin faydalı ihtiyacı oranında yararlanma hakkı olduğu dikkate alınmalıdır. Mahkemece, tarafların kadim hak ve suya olan ihtiyaçları da gözetilerek uyuşmazlığı kesin olarak çözümler nitelikte su rejimi kurulmasına karar verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olamayan şekilde yeniden keşif kararı verilerek, keşif ücretinin davacı tarafından süresinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu sebeplerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.