Esas No: 2021/1124
Karar No: 2022/677
Karar Tarihi: 01.03.2022
Danıştay 9. Daire 2021/1124 Esas 2022/677 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2021/1124 E. , 2022/677 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2021/1124
Karar No : 2022/677
TEMYİZ EDEN (DAVALI) :… Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Metal Pazarlama ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporuna dayanılarak 2016/Ocak ila Eylül, Kasım ve Aralık dönemlerine ilişkin olarak tekerrür hükümleri uygulanarak arttırılan bir ve üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi ile 2016 yılına ilişkin özel usulsüzlük cezasının kaldırılması istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacıya fatura düzenleyen … Plastik Metal İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile … hakkında yapılan tespitlerin değerlendirilmesinden, davacıya düzenlenen faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı sonucuna ulaşıldığından ziyaa uğratılan katma değer vergilerinin üç kat cezalı olarak tarh olunmasında yasaya aykırılık görülmediği; 3065 sayılı Kanun'un 34'üncü maddesinde, indirim yapılabilmesi, indirime konu vergilerin söz konusu belgelerde gösterilmesi ve bu belgelerin yasal defterlere kaydedilmiş olması koşullarının birlikte bulunmasına bağlanmış olup, yasal defterlere kaydedilmeyen katma değer vergisinin indirim konusu yapılması mümkün olmadığından, deftere kaydedimeyen belgelere ait katma değer vergisinin bir kat vergi ziyaı cezalı olarak aranılmasında yasaya aykırılık görülmediği; davacı şirketin 2009/Eylül vergilendirme dönemine ilişkin katma değer vergisi beyannamesinin kanuni süresinde verilmemesi nedeniyle kesinleşen ve tekerrüre esas alınabilecek cezanın davacının aynı dönemde verdiği diğer beyannameler göz önünde bulundurularak hesaplanmış olması ve davacının beyan ettiği hasılatlara nazaran cüz'i tutarları içermesi karşısında, kesilen cezanın itirazda bulunulmadan kesinleştiği göz önüne alındığında, söz konusu cezaların tekerrür fiiline dayanak alınacak mahiyet ve nitelik taşımadığının kabulü gerektiği, 213 sayılı Yasanın 359. maddesinde tekerrür hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili olarak ceza tutarı veya mahiyeti gibi ayrımlar belirtilmemiş ise de, ceza hukukunun tekerrürle ilgili genel ilkeleri ve hakkaniyet açısından bu şekilde değerlendirme yapılması gerektiği; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun fatura ve benzeri evrak vermeyen ve almayanlara kesilecek özel usulsüzlük cezalarına ilişkin hükümleri içeren 353. maddesinin 1 numaralı bendinde, verilmesi ve alınması icabeden fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunu vermeyen ve almayanlardan herbirine her fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu için maddede belirtilen oranda özel usulsüzlük cezası kesileceğinin hükme bağlandığı, madde metninin bir bütün olarak değerlendirilmesinden anlaşılacağı üzere bu madde uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilebilmesi için öncelikle maddede sayılan belgelerin verilmediğinin ve alınmadığının belirlenmesi ve bu belgeleri vermeyen ve almayanların saptandığına ilişkin hukuken geçerli bir tespitin mevcut olması gerektiği, bu şartlar sağlanmadan kesilen özel usulsüzlük cezasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, dava konusu tarhiyatın bir ve üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine ilişkin kısmının onanmasına, vergi ziyaı cezasının tekerrürden kaynaklanan kısmı ile özel usulsüzlük cezasına ilişkin kısmının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un "Matrah ve vergi artırımı" başlıklı 5. maddesinin 3. fıkrasında, mükelleflerin, bu fıkrada belirtilen şartlar dahilinde katma değer vergisini artırarak bu maddede belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı düzenlenmiş; aynı maddenin 9. fıkrasında ise, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359.maddesinin (b) fıkrasındaki “defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar veya hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen veya kısmen sahte olarak düzenleyenler” veya bu fiiller nedeniyle incelemesi devam edenlerin bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinden yararlanamayacakları hükme bağlanmış olup davacı şirketin 7143 sayılı Yasa uyarınca katma değer vergisi matrah artırımında bulunmak istediği, ancak hakkında 2016 ve 2017 yılları ile ilgili olarak sahte belge düzenleme yönünden yapılan inceleme nedeniyle matrah artırımına ilişkin hükümlerden yararlandırılmadığı, belirtilen inceleme neticesinde düzenlenen 24/01/2019 tarih ve 2019-A-2299/1 sayılı vergi tekniği raporunda davacının ilgili dönemlerde düzenlediği faturaların sahte belge niteliğinde olduğu konusunda kesin sonuca varılamadığı, sahte belge kullanma yönünden vergi inceleme raporu düzenlenmesi gerektiği hususlarının belirtildiği, bunun üzerine davacı tarafından 30/05/2019 tarihli dilekçeyle 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin olarak KDV matrah artırımı başvurusunda bulunulduğu, idarece bu başvurunun ''her ne kadar davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda davacı şirketin düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna varılmamış ise de, davacı hakkında 2004 yılına ilişkin olarak yapılan inceleme neticesinde düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda davacının anılan dönemde düzenlediği faturaların sahte belge niteliğinde olduğunun tespit edildiği'' gerekçesiyle reddedildiği, davacı şirketin 7143 sayılı Yasa uyarınca yapmış olduğu katma değer vergisi matrah artırımına ilişkin başvurusunun idarece reddine yönelik … tarih ve … sayılı işlemin iptali istemiyle açılan davanın ... Vergi Mahkemesinin … gün ve E: …, K:… sayılı kararıyla kabul edilerek dava konusu işlemin iptaline hükmedildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun … Bölge İdare Mahkemesi ...Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddedilerek kararın kesinleştiği, 03/06/2020 ve 07/09/2020 tarihli ara kararlarıyla davacının tekrar KDV matrah artırımında bulunup bulunmadığı hususunun taraflara sorulduğu, davalı idarece 7143 sayılı Yasa uyarınca KDV matrah artırımında bulunma imkanı tanınmasına rağmen davacının bu haktan yararlanılmadığı belirtilmesine karşın, davacı tarafından 21/01/2020 kayıt tarihli dilekçeyle 2016 ve 2017 yılları için 7143 sayılı Yasa'nın 5/3-a maddesine göre katma değer vergisi matrah artırımında bulunulduğu beyan edilerek, başvuru dilekçesi ve matrah artırım bildiriminin dava dosyasına sunulduğu, yargı kararıyla kendisine 7143 sayılı Yasa'ya göre KDV matrah artırımında bulunma hakkı tanınan davacı şirketin bu hakkını 21/01/2020 tarihli dilekçeyle kullandığı, Dairemizin ara kararına rağmen davalı idarece bu durumdan söz edilmediği sabit olup, 7143 sayılı Yasa'nın 5/3-a maddesi gereğince, davacı hakkında vergi artırımında bulunulan yıllara yönelik vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılamayacağından, dava konusu vergi ve cezalarda hukuka uygunluk bulunmadığı, 7143 sayılı Yasa'nın 5/3-a maddesi uyarınca, davacı tarafından artırılan katma değer vergisinin maddede belirtilen süre ve şekilde ödenmemesi durumunda 7143 sayılı Yasa hükümlerinden yararlanılamayacağının açık olduğu gerekçesiyle davacı istinaf başvurusunun kabulüne, Vergi Mahkemesi kararının redde ilişkin kısmının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalı idare istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacının hesaplarının sahte belge kullanma yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen … gün ve … sayılı vergi inceleme raporuna dayanılarak dava konusu tarhiyatların yapıldığı, davacı adına 2009/Eylül dönemi için cezalı katma değer vergisine ilişkin vergi ceza ihbarnamesinin 30/10/2015 tebliğ edilip cezanın kesinleşmesi nedeniyle tekerrür hükümlerinin uygulandığı, yapılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı iddiasıyla kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2…. Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 01/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.