10. Hukuk Dairesi 2010/12366 E. , 2012/3502 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, meslek hastalığına yakalanan sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazminine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalı işveren vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve tetkik hakimi ... tarafından dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davalıya ait otomotiv ve traktör sanayine yönelik parça üretimi yapan işyerinde taşlama bölümü işçisi olarak çalışan sigortalının mesleki pnömokonyoz hastalığına yakalanarak % 27,20 oranında sürekli iş göremez duruma girmesi şeklinde gelişen zararlandırıcı sigorta olayında, mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı işverenin % 77,24 kusurlu, sigortalının kusursuz ve %22,76 oranında ise kaçınılmazlık faktörünün etkili olduğu sonucuna varılmıştır.
Davanın, yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 26. maddesi olup, bu tür davalar kusur sorumluluğu esasına dayanmaktadır. Kusur durumu saptanırken, iş güvenliği mevzuatına göre hangi önlemlerin alınması gerektiğinin, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığının ve alınmış önlemlere sigortalı işçinin uyup uymadığının 4857 sayılı Kanunun 77. maddesi hükmü doğrultusunda raporda tartışılması gerekir. Kaçınılmazlıktan ise, işveren tarafından tüm bu önlemler alındığı ve kazalı da bu önlemlere uyduğu halde kaza meydana gelmişse söz edilebilecektir. “Kaçınılmazlık sosyal sigortalar uygulamasında, hukuksal ve teknik anlamda, olayın meydana geldiği tarihte geçerli olan bilimsel ve teknik tüm önlemlere rağmen zararın meydana geldiği ve önlenemediği durumları anlatan bir kavram…”..... olup; bu halin kabulünün koşulu, “…vuku bulan olaya karşı koyulmazlık hali ve her türlü tedbirin alınmasına rağmen gerçekleşmesi önlenemeyen ve objektif bir kaçınılmazlık durumunun söz konusu olmasıdır. Umulmadık bir hal kaçınılmazlık
olarak nitelenemeyecektir. Ummamak, ummayı düşünmemek ve zarar verici olay ile karşılaşmak, kaçınılmazlık olarak değerlendirilemez......
Diğer taraftan Anayasamızın 17. maddesi"nde, herkesin yaşama hakkına, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu, tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında vücut bütünlüğüne dokunulamayacağı düzenlenmek suretiyle, yaşama hakkı, Anayasal bir hak olarak teminat altına alınmış bulunmaktadır.
Somut olaya dönülecek olursa, sigortalı davalı işyerinde taşlama işçisi olarak çalışmakta olup, dökümden çıkan parçaların çapaklarını spiral taş ile temizlerken demir tozu, maça ve döküm kumuna ait silis tozunun da açığa çıkması neticesi mesleki pnömokonyoz hastalığına yakalanması biçiminde gelişen olayın, işverene kusur verilmesi yanında, kömür ve maden işçileri için uygulanan “32 yıl formülü”nün, burada uygulama yeri ve etkisinin bulunmadığı gözetilmeksizin % 22,76 oranında "kaçınılmaz bir sonuç olarak değerlendirilmesi" isabetli bulunmamaktadır. Mahkemece, konusunda ve iş güvenliği konularında uzman makine mühendisi, kimya mühendisi ve göğüs hastalıkları uzmanı bilirkişilerden yeniden rapor alınması gerekmektedir.
Ayrıca dosya kapsamında Kurum tarafından gönderilen yazıda, sigortalıda oluşan % 27.20 sürekli iş göremezlik oranı bakımından 07.07.2010 tarihi itibariyle kontrol kaydı bulunmasına ve bu durumun rücu alacağına doğrudan etkili bulunmasına karşın, sonucu araştırılarak sigortalının kesinleşen sürekli iş göremezlik oranı belirlenmeden hüküm kurulması da, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 28.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.