Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8628 Esas 2022/21551 Karar Sayılı İlamı

KARAR

Kişilerin huzur ve sükununu bozma ve hakaret suçlarından sanık ...'ın, basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılaması sonunda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1, 106/1-1. cümle, 62/1 (2 kez), 52/2 (2 kez) ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3 (2 kez). maddeleri gereğince 1.120,00 Türk lirası ve 1.120,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2021 tarihli ve 2021/312 esas, 2021/528 sayılı kararına karşı müşteki vekili tarafından yapılan itiraz hakkında müştekinin dosyada katılan sıfatı bulunmadığından işlem yapılmasına yer olmadığına ilişkin anılan Mahkemenin 02/09/2021 tarihli ve 2021/312 esas, 2021/528 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine dair mercii ... Ağır Ceza Mahkemesinin 06/10/2021 tarihli ve 2021/514 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan hüküm kurulurken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 123/1. maddesi yerine, 106/1-1. cümle maddesine yer verilmesinin maddi hata mahiyetinde olduğu değerlendirilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre, Mahkemece 26/04/2021 tarihli tensip zaptında yargılamanın basit yargılama usulüne göre yapılmasına karar verilip, müştekiye davetiye tebliğ edilerek sanıktan şikayetçi olup olmadığı, davaya katılmak isteyip istemediğini mahkemeye yazılı olarak 15 gün içerisinde bildirmesi gerektiği, bu süre sonunda duruşma yapılmaksızın karar verilebileceğinin ihtar olunmasına karar verildiği, mahkeme kararında belirtilen ihtarın müştekiye 04/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar 15 günlük süre içerisinde müşteki veya vekili tarafından dosyaya yazılı beyanda bulunulmamış ise de, Mahkemece karar verilmeden önce müşteki vekilinin 07/06/2021 tarihinde müşteki vekili olarak dosyada görev aldıklarına dair beyan dilekçesi ve ekinde vekaletname sunduğu nazara alındığında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun “Kanun yollarına başvurma hakkı” başlıklı 260/1. maddesinde yer alan, "Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır." şeklindeki düzenleme karşısında, müşteki vekilinin itirazı üzerine mahkemece duruşma açılıp genel hükümlere göre yargılama yapılması gerektiği gözetilmeden, müşteki vekilinin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2021 tarihli ve 2021/312 esas, 2021/528 sayılı kararına karşı itiraz hakkının bulunmadığından bahisle itiraz hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına karar verildiği cihetle, itirazın bu yönden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK'nın "Kanun Yollarına Başvurma Hakkı" başlıklı 260. maddesi;
(1) Hâkim ve mahkeme kararlarına karşı Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolları açıktır.
(2) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./73. md) Ağır ceza mahkemelerinde bulunan Cumhuriyet savcıları, ağır ceza mahkemesinin yargı çevresindeki asliye ceza mahkemelerinin; bölge adliye mahkemesinde bulunan Cumhuriyet savcıları, bölge adliye mahkemelerinin kararlarına karşı kanun yollarına başvurabilirler.
(3) Cumhuriyet savcısı, sanık lehine olarak da kanun yollarına başvurabilir.",
anılan Kanun'un "İtiraz Usulü ve İnceleme Mercileri " başlıklı 268. maddesinin birinci fıkrası; "Hâkim veya mahkeme kararına karşı itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren yedi gün içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar. 263 üncü madde hükmü saklıdır."şeklindedir.
5271 sayılı CMK'da kanun yoluna başvurma hakkı, Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlara, müdafiliğini veya vekilliğini üstlendiği kişilerin açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla avukatlara, şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşine tanınmıştır.
Suçun işlenmesiyle mağdur olan ya da suçtan zarar görenlerin katılma hakkını kullanmaya veya kullanmaya devam etmeye zorlanamayacağı açıktır. Bu itibarla mağdur veya suçtan zarar gören kişi kamu davasına katılmak istemeyebileceği gibi, daha sonra bu hakkını kullanmaktan da vazgeçebilecektir. Nitekim CMK'nın 243. maddesinde katılanın vazgeçmesi halinde, katılmanın hükümsüz kalacağı hususu düzenleme altına alınmıştır.
İtiraz kanun yolu olağan kanun yollarından olup CMK'nın 267 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. CMK'nın 267. maddesinde; hâkim kararları ile kanunun gösterdiği hâllerde, mahkeme kararlarına karşı itiraz yoluna gidilebileceği hüküm altına alınmıştır.
İnceleme konusu somut olayda, Mahkemece yargılamanın basit yargılama usulüne göre yapılmasına karar verilerek, müştekiye davetiye tebliğ edilerek "tebliğden itibaren 15 gün içerisinde şikayetini, basit yargılama usulü uygulanarak duruşma yapılmaksızın verilecek karar karşı CMK 252 hükmü uyarınca itiraz yasa yoluna müracaat edebilmesi için CMK 234/1-b,2-6,237 hükümleri gereğince davaya katılma talebini yazılı olarak bildirmesi gerektiği, bu süre dolduktan sonra duruşma yapılmaksızın CMK 223 üncü maddesinde belirtilen kararlardan birine hüküm verilebileceği, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi halinde sonuç cezada dörtte bir (1/4) oranında indirim yapılacağı ihtar olunur" şeklinde müştekiye 04/05/2021 tarihinde tebliğ edilerek ihtar olunduğu, müşteki vekili tarafından dosyaya sunulan 07/06/2021 tarihli vekaletname sunumu başlıklı dilekçede davaya katılma yönünde bir talebinin bulunmadığı, bu kapsamda müşteki vekilinin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 09/07/2021 tarihli ve 2021/312 esas, 2021/528 sayılı kararına karşı itiraz hakkının bulunmadığı gözetilerek, itiraz mercii tarafından verilen itirazın reddi kararının yerinde olduğu anlaşılmakla kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 02/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.