10. Hukuk Dairesi 2019/7013 E. , 2020/2151 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı işveren ile fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı işveren ile fer’i müdahil Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının 2008 yılının başından 21.01.2014 tarihine kadar davalıya ait işyerlerinde çalışmasına karşın Kuruma eksik bildirilen hizmetlerinin ve en son net ücretinin 1.560,00 TL olduğunun tespitini talep etmiştir.
II-CEVAP: Davalı işveren ... vekili, davacının 11.10.2010 - 21.01.2014 tarihleri arasında çalıştığını, çalıştığı sürelerin sigortaya bildirildiğini, işin niteliği itibarıyla soğuk günlerde çalışmanın mümkün olmadığını, ayrıca her zaman iş almanın söz konusu olmadığını belirterek haksız açılan davanın reddi gereğini savunmuştur.
Fer’i müdahil Kurum vekili, davacı adına davalıya ait işyerlerinden bildirimler yapıldığını, çalışmasının kesintili olduğunu, davacının iddiasını yazılı delillerle kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kurum vekili, cevap dilekçesi vermemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kabulü ile, davalıya ait değişik işyerlerinde, 02.01.2008 - 21.01.2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti ile bu süreler arasında bildirilmeyen günlerin belirlenen (asgari ücretin üzerinde) prime esas kazanç üzerinden bildirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Prime esas kazanç yönünden dönemin asgari ücreti üzerinden belirleme yapılması gerektiğinden bahisle, yerel mahkeme kararı kaldırılarak, davanın kısmen kabulü ile davacının, davalıya ait değişik işyerlerinde, 02.01.2008 - 21.01.2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti ile bu süreler arasında bildirilmeyen günlerin dönemin asgari ücreti üzerinden bildirilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı ... vekili, davacının işyerinde sürekli ve kesintisiz çalışmasının sözkonusu olmadığını, çalıştığı sürelerin Kuruma bildirildiğini, bilirkişi tarafından davacıya ait olduğu bildirilen bazı işyerilerinin davacıya ait olmadığını, sadece davacı tarafından dinletilen soyut tanık beyanlarına göre davanın kabul edildiğini beyanla kararın temyizen bozulmasına karar verilmesini istemiştir.
Fer’i müdahil Kurum avukatı temyiz dilekçesinde özetle, soyut tanık beyanlarına dayalı olarak davanın kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu beyanla yerel mahkeme kararının temyizen bozulmasına ve haksız açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
A)Mahkemece, davacının istemine ilişkin 10.12.2010 tarihi sonrası dönem yönünden verilen kabul kararı yerindedir.
B)01.02.2008 - 27.06.2010 ve 23.08.2010 - 10.11.2010 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise; eksik araştırmanın söz konusu olduğu anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasanın Geçici 7. maddesi kapsamında uygulama alanı bulan 506 sayılı Yasanın 79/10 maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanması gerektiği özellikle göz önünde bulundurulmalıdır.
HMK 31 madde gereğince, Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir. Davaya konu talebin somutlaştırılmaması halinde önce hâkim, HMK 31 maddesi ve 119/1-e maddesi gereğince davayı aydınlatma ödevi ve ön incelemedeki görevi gereği, somut olmayan hususların belirlenmesini davacıdan istemeli, gerekirse tarafa açıklattırma yaptırmalı, bu eksiklik giderildikten sonra yargılamaya devam etmelidir.
Eldeki dava dosyası incelendiğinde, davacının 01.02.2008 - 21.01.2014 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak asgari ücretle 1318 gün çalıştığı, 107 günlük çalışmasının Kuruma bildirildiği, 1211 günlük çalışmasının ise bildirilmediğine dair tespit yapılmış ise de; 01.02.2008 - 27.06.2010 ve 23.08.2010 - 10.11.2010 tarihleri arasındaki dönem yönünden eksik araştırmanın söz konusu olduğu anlaşılmakla, bu tarihler arasında davalı işyerinden bildirimi bulunan bordrolu tanıklar dinlenilmeli, gerektiğinde komşu işyeri tanık beyanlarına başvurulmalı, kurum ve işyeri kayıtlarında bu döneme ilişkin bilgi ve belge bulunup bulunmadığı araştırılmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; davacıya açıklama yaptırılarak ve kimler ile çalıştığı tespit edilerek bu süreler yönünden çalışmanın varlığı usulünce araştırılmalıdır. Ayrıca davacının başka işyerlerdeki çalışmanın varlığı karşısında işten ayrılış ve tekrar giriş zamanlarına, ara verip vermediği, günü gününe kesintisiz çalışmanın nasıl gerçekleştiği sorularak deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı işveren ile fer’i müdahil Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 09/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.