Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8123
Karar No: 2018/1667
Karar Tarihi: 05.03.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/8123 Esas 2018/1667 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/8123 E.  ,  2018/1667 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen .../03/2016 tarih ve 2015/142-2016/317 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalıların müvekkili tarafından para yatırılması durumunda istediği zaman tamamını geri alabileceğini ve yüksek faiz uygulaması olduğunu belirterek para tahsil ettiklerini, müvekkilinden şirket temsilcileri tarafından belge ile para tahsil edildiğini, müvekkilinin defalarca istemesine rağmen parasını geri alamadığını, davalıların bu paranın iadesinden sorumlu olduklarını, davalılarca Borçlar Kanunu, ... ve SPK mevzuatının ihlal edildiğini iddia ederek müvekkilinden tahsil edilen ....075,89 Euro (74.634,41 TL)"nin tahsil tarihi itibari ile 3095 sayılı kanunun 4/A maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalılarda tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalılar vekili, davacıların müvekkil şirkete herhangi bir ortaklıklarının olmadığını, davacıların ... dışında bulunan şirkette ortak olduklarını, her iki şirketin tüzel kişiliklerinin farklı olduğunu, müvekkillerine husumet düşmediğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, iddia ve taleplerin de bir dayanağı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı şirkette geçerli bir ortaklığının olduğu, ... hükümlerine göre payını şirketten talep edemeyeceği, bir an için davacının davalı şirketten usulünce hissedar yapılmadığı düşünülse bile bu kez eylemin haksız fiil niteliğinde olduğunun düşünülebileceği ancak hisse devir ve kabul sözleşmesinin 1998 tarihinde yapıldığı, haksız fiil tarihinin de bu tarih olacağı, davalılar hakkında hile ve desise teşkile edecek dolandırıcılık eyleminden yapılmış herhangi bir ceza soruşturması ve kovuşturmasının olmadığı, davalılar hakkında açılan diğer davaların ise SPK"ya muhalefet, güveni kötüye kullanmak ve ..."ya muhalefet olduğu, güveni kötüye kullanma suçunun ... ... A.G"ye ilişkin olduğu ve buradaki eylemin de hile ve desise teşkil etmediği, ortaklık ilişkisinden kaynaklandığı, iddia edildiği gibi bir kısım dosyalardan tanıkların ve mağdurların şirket yetkililerinin kendilerini istedikleri zaman yatırdıkları parayı alabilecekleri yönünde beyanları ile kandırdıklarını iddia etmiş iseler de davacıların A.Ş"ye ortak olduklarını bilmeleri gerektiği, şirket yetkililerinin bu basit yalanlarının hile ve desise niteliğinde olmadığı, bu nedenle dolandırıcılık eyleminin de davacı tarafından yasal delil ile ispatlanamadığı, yabancı şirket ile davalı şirketler arasında herhangi bir hukuki irtibat ve bağın ispat edilemediği gerekçesiyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Dava, yüksek kâr payı verilmek ve istenildiği zaman iade edilmek üzere para toplandığı, bu paraların davalı şirkete aktarıldığı, ... dışı şirket ile davalı şirket arasında bağlantı bulunduğu ileri sürülerek tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
    Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ... ... ..."nin ... Holding A.Ş. ile şirketler hukukuna özgü hiçbir ilişkisi mevcut bulunmadığı, sonradan yönetim kuruluna giren ... dışında herhangi bir yönetimsel bağlantının olmadığı, davacının iddiasını "... Taahütname" adlı belgeye dayandırdığı, söz konusu belgenin verilmesi ve şirkete ortak edilirken davalıların katkısının ispat edilemediği, yabancı ülkede kurulu bir şirket için davacının yabancı şirkette ortaklığının bulunup bulunmadığının dosyadaki belgelerden tespit edilemeyeceği, ... ... ..."nin ikraz sözleşmeleri karşılığında alacağını Türkiye"de mukim ... Grubu şirketlerinin hisselerini devralarak tahsil etmesinin ve Türkiye"de kurulu şirketlere iştirak etmesinin tek başına tüzel kişilik perdesinin bulunduğu ve davacının davalılar ile alacak ilişkisinin tespiti için yeterli olmadığı, hileye ilişkin iddiaların ise hak düşürücü süre nedeniyle dikkate alınamayacağı bildirilmiş, mahkemece de bu bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş ise de, söz konusu bilirkişi raporunda, bu açıklamalar dışında aynı zamanda, yabancı devlet kurumu raporlarında Avrupa ülkelerinde toplanan fonların doğrudan Türkiye"ye aktarıldığı, kayıt dışı sermayenin Türkiye"deki ... hisseleri ile değiştirildiği, ... ... ..."nin yatırım stratejisi bulunmadığı, şirket ortaklarının mali yatırımlar ile ilgili bilgi ve deneyimleri bulunmadığı, kar dağıtımı yapılmadığı, ... ... ... varlığının Türk ... grubuna kredi vererek bilinçli olarak azaltıldığı, kredi ve iştiraklerin muhasebe defterine usulüne uygun kaydedilmediği açıklanmış olup, Dairemizden geçen emsal dosyalardaki bilirkişi raporlarında bir başka yabancı şirket olan ... ... ... ile ikraz sözleşmesi düzenleyen ... Grubu şirketlerin yüklendikleri borçları için herhangi bir geri ödemede bulunmadıkları, borçlarını hisse senetleri ile takas etmek suretiyle kapattıkları tespit edilmiştir.
    Bu durumda, davalıların ... dışında kurulu şirket adına para toplayarak bu paraları Türkiye"deki ... grubu şirketlere aktardıkları iddia olunup dava, organize bir haksız fiilerinden kaynaklanan alacak(istirdat) davası olduğuna ve gerek yabancı devlet kurumları raporları gerekse Dairemizden emsal geçen dosyalardaki bilirkişi incelemesiyle yurtdışında kurulu ... ... ... ve ... ... ... adlı şirketler ile Türkiye"de muhkim ... Grubu şirketler arasında ikraz sözleşmeleriyle Türkiye"deki muhkim ... Grubu şirketlere para akışı sağlandığı sabit olduğuna göre, artık bu aşamadan sonra davacıların zararından davalıların haksız fiil hükümleri uyarınca sorumluluklarının bulunup bulunmadığı üzerinde durularak, haksız fiil, hile ve aldatma olgusunun tespiti yapılırken SPK, TBMM, MASAK raporları, davalı şirketin yöneticileri hakkındaki ceza dosyaları, bu dosyalardaki tanık beyanları da nazara alınarak, her bir davalının hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi ve davalıların zamanaşımı def"inin de buna göre değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi