13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/27291 Karar No: 2018/8326 Karar Tarihi: 26.09.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/27291 Esas 2018/8326 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/27291 E. , 2018/8326 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vekili avukat ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, davalı şirketin yaptığı sitede sözleşme ve eki şartnameye aykırı şekilde yapılan ortak alanlardaki eksik ve kusurlu imalatların davalı tarafından giderilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 375.690,00 TL"nin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 15.300,00 TL"nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, yalnızca davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacılar, satın aldıkları konutların bulunduğu sitede ortak alanlarda ortaya çıkan ayıp nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemiyle eldeki davayı açmışlardır. Dava dilekçesinin incelenmesinde, davacıların davalıdan alacak talep ettiği, ancak hangi davacı için ne miktarda alacak talebinde bulunduğu anlaşılamamaktadır. Talep ortak alanlara ilişkin olsa dahi her bir davacının bu ortak alanlardaki arsa paylarına göre talep edebilecekleri miktarlar farklı olup Mahkemece bu husus davacılara açıklattırılmamıştır. Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığına göre davaların tefriki ile infazda tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken, zorunlu dava arkadaşlığı varmış gibi aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Davacılar vekili 27/12/2011 tarihli dilekçesi ile dört ayrı tüzel ve gerçek kişi hakkında müdahale talebinde bulunmuş, görevsiz mahkemece talep kabul edilerek bu kişilerin müdahil davacı olarak davaya kabullerine karar verilmiştir. Ne var ki, mahkemece, müdahil davacılar dikkate alınmamış, talepleri açıklattırılmamıştır. Eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. 3-Kabule göre de, mahkemece, birden fazla davacı olmasına karşın kısmen kabul edilen miktarın davalıdan alınıp davacıya verilmesine şeklinde infazda tereddüt yaratır hüküm tesis edilmesi HMK 297/1-c maddesi gereği usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. 4-Bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1,2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 4 nolu bentte açıklanan nedenle davacıların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.