1. Hukuk Dairesi 2019/2880 E. , 2019/5286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı ..., mirasbırakan eşi Hüseyin’den 9 parça taşınmaz kaldığını, okuma yazma bilmeyen, yaşlı ve cahil birisi olduğunu, bu durumundan yararlanan murisin ilk eşinden olan davalı çocukların taşınmazları eşit şekilde paylaştıracaklarını söylemelerine rağmen sadece 116 ada 92 parsel sayılı taşınmazı verdiklerini, kalan taşınmazları aldıklarını, kandırıldığını, öte yandan taksim sırasında ayırt etme gücünün dahi bulunmadığını, imza atmayı bilmediği gibi kullandığı mührü de tanıyamadığını, tapuda yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu ileri sürerek, adına kayıtlı 116 ada 92 ile davalılar adına kayıtlı 135 ada 38, 153 ada 328 ve 331, 149 ada 76, 163 ada 134 ve 152, 180 ada 33 ve 186 ada 76 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve mirasbırakan Hüseyin’in mirasçıları adına payları oranında tesciline, olmazsa miras payına karşılık eksik aldığı bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Yargılama sırasında davacı ...’ın ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 09.06.2014 tarih ve 2014/522 E 2014/844 sayılı kararı ile 4721 sayılı TMK’nın 405. maddesi uyarınca kısıtlanmasına ve ...’ın vasi olarak atanmasına karar verilmiş, davaya vasi tarafından devam olunmuştur.
Davalılar, hile iddiasına dayalı dava açmak için öngörülen bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini, mirasbırakandan kalan taşınmazların 2008 yılında tüm mirasçıların katılımı ile paylaşıldığını, herkesin iradesine uygun olarak yerini aldığını, aldatma iddialarının yersiz olduğunu bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, Akdeniz Üniversitesi Adli Tıp Ana Bilim Dalından alınan rapor neticesinde akit tarihinde davacı ...’ın hukuki ehliyete sahip olmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline ve muris ...’in tüm mirasçıları adına payları oranında tesciline ilişkin karar, Dairece; ‘’ … Somut olaya gelince; yargılama sırasında davacı kısıtlanarak kendisine ... vasi olarak atandığı halde, vasinin eldeki davayı, davacı adına yürütübilmesi bakımından vesayet makamından verilmiş husumete izin kararı dosya içerisinde bulunmadığı gibi, davacı vekilinin vasiden almış olduğu vekaletnamesinin de evrak arasında olmadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 52. ve 54. maddeleri hükmü gözetilerek davacı vasisine Türk Medeni Kanunu"nun 462/8. maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından "husumete izin" kararı alması ve davacı vekiline de vasiden (vesayet yetkisine istinaden) almış olduğu vekaletnamesini ibraz etmesi için imkan tanınması, anılan usuli işlemler tamamlandıktan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. ‘’ gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle, davacı ...’un intikal ve taksimin yapıldığı 18.03.2008 tarihinde hukuki ehliyete haiz olmadığı tespit edildiğinden, sonraki satışların da mirasçılar arasında yapıldığı ve durumu bilen kişiler oldukları gözetilerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin işin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Ancak, eldeki dava mirasbırakan ...’un terekesine yönelik bir dava olmayıp, davacı ...’a muris Hüseyin’den intikal eden dava konusu taşınmazlardaki ¼ pay yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır. Şöyle ki, muris ... adına kayıtlı dava konusu taşınmazlar tüm mirasçıların katıldığı 18.03.2008 tarih ve 1782 yev no’lu işlemle miras payları oranında adlarına intikal ettirildikten sonra bedel ve miktar farkı gözetmeksizin 116 ada 92 sayılı parselin davacı ... adına, kalan 8 parça taşınmazın ise diğer mirasçılar adına taksim suretiyle tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı ...’ın anılan akitteki iradesi geçersiz sayıldığından her bir taşınmazdaki miras payı oranında kabul kararı verilmesi gerekirken, diğer mirasçıların taksim iradelerini de geçersiz sayacak biçimde çekişmeli taşınmaz kayıtlarının tümden iptali ile muris Hüseyin’in tüm mirasçıları adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan, taşınmazın aynına ilişkin eldeki davada dava değeri, davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmazlardaki davacının ¼ oranındaki miras payının dava tarihindeki değeri ( 44.262,25 TL ) olup, bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken fazla harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi de hatalıdır.
Ne var ki; anılan bu yanlışlıklar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden;
1- Hükmün ( 1. ) bendindeki ‘’ Temelli mevkii 116 ada 92 parsel ‘’ ibaresinin çıkarılmasına, aynı hükümdeki ‘’ hisseleri oranında ... mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline, ‘’ ibaresinin çıkarılarak yerine; ‘’ hissesi oranında davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan payların davalılar üzerinde bırakılmasına ‘’ ibaresinin yazılmasına,
2- Hükmün ( 3. ) bendinin tümden çıkarılarak, yerine; 3. bent olarak ‘’ Alınması gereken 3.023,55 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 148,50 TL ile tamamlama yoluyla alınan 2.988,79 TL’nin mahsubu ile fazla alınan 113,74 TL’nin istek halinde davacıya iadesine ‘’ cümlesinin yazılmasına,
3- Hükmün ( 4. ) bendindeki ‘’ 4.366,69 TL’nin ‘’ ibaresinden sonra gelmek üzere ‘’ davacıya iade edilen 113,74 TL düşüldükten sonra kalan 4.252,95 TL’nin ‘’ ibaresinin yazılmasına,
4- Hükmün ( 6. ) bendindeki ‘’ 16.972,00 TL ‘’ ibaresinin çıkarılarak yerine; ‘’ 5.218,84 TL ‘’ ibaresinin yazılmasına, davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"nin geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.10.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.