16. Hukuk Dairesi 2020/8867 E. , 2020/5951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 246 ada 1 parsel sayılı 293,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümü hakkında tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 246 ada 1 parsel sayılı taşınmazın hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 77,46 metrekare yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde davacı lehine zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; dava dışı ...,... tarafından, dava dışı ... ve eldeki dosya davacısı ... aleyhine el atmanın önlenmesi isteğiyle açılan davanın, ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1962/83-1964/163 Esas, Karar sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılaması sonunda, çekişmeli taşınmazın köy merası olduğu, davalı ...’ın bu taşınmazda müdahalesinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve iş bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Dava dışı ... tarafından, davalılar Hazine, ... Köyü Tüzel Kişiliği ve eldeki dosya davacısı ... aleyhine, tescil ve el atmanın önlenmesi istemiyle açılan davanın ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1995/169-1996/109 Esas, Karar sayılı dava dosyası üzerinden yapılan yargılaması sonunda ise dava konusu taşınmazın köy merası olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, iş bu karar da Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiştir. Kadastro sırasında anılan dava dosyaları dayanak kabul edilmek suretiyle dava konusu taşınmaz mera olarak tespit edilerek özel siciline kaydedilmiştir. Dava konusu yerin öncesinin mera olduğunu belirleyen, eldeki dosyanın davacısı ...’ın tarafı olduğu mahkeme kararlarının, taşınmazın hukuki niteliği yönünden “güçlü delil” oluşturacağı kuşkusuz olup, güçlü delilin aksi ancak aynı mahiyette bilgi ve belge ile kanıtlanabilir. Ne var ki dosya kapsamından, sözkonusu güçlü delilin aksinin davacı tarafça kanıtlanamadığı anlaşıldığına göre taşınmazın öncesinin mera olduğunun kabulü zorunlu olup, meralar üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi neye ulaşırsa ulaşsın iktisabı mümkün bulunmadığı gibi, ahır inşa etmek suretiyle sürdürülen zilyetlik de ekonomik amaca uygun olmadığından, bu kullanıma değer verilmesi de hukuken mümkün değildir.
Hal böyle olunca; Mahkemece, davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiş olması isabetsiz olup, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.