12. Ceza Dairesi 2019/13463 E. , 2020/1990 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Taksirle yaralama suçundan şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda...Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04/07/2019 tarihli ve 2017/3945 soruşturma, 2019/1812 esas, 2019/1668 sayılı iddianamenin iadesine dair...3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2019 tarihli ve 2019/341 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin...Ağır Ceza Mahkemesinin 31/07/2019 tarihli ve 2019/622 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Her ne kadar şüpheliler hakkında düzenlenen iddianamenin, anlatılan olayda şüphelilerin dışında... isimli şahsın kusurunun bulunduğunun sabit olduğu, anılan kişi hakkında da bilirkişi raporu alınarak iddianamede gösterilmesi gerektiğinden bahisle iadesine karar verilmiş ise de,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 170. maddesinde, iddianamede bulunması gereken hususların neler olacağının gösterildiği, aynı Kanunun 174/1. maddesinde ise iddianamenin hangi hâllerde iadesine karar verileceğinin belirtildiği, anılan Kanunun 174/2. maddesinde suçun hukukî nitelendirilmesi sebebiyle iddianamenin iade edilemeyeceğinin düzenlendiği, yine söz konusu Kanunun 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gibi, somut olayda, Cumhuriyet savcısının iddianamede belirtilen kişi hakkında dava açmaya zorlanamayacağı, iddianamede belirtilen şahıslar dışında suç şüphesi bulunması durumunda her zaman suç duyurusunda bulunulabileceği, olaya konu suçun şikayete bağlı bir suç olduğu ve şikayet hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olması sebebiyle mağdur ve müştekiye ait olduğu, iddianamenin iadesi sebepleri arasında belirtilen hususların yer almadığı gözetilmeden, itirazın bu yönden de kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 29.11.2019 gün ve 94660652-105-70-15274-2019-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 09.12.2019 gün ve 2019/122223 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihi olan 17.04.2014 de mağdur ..."in şüpheli ..."ın sahibi olduğu, şüpheli ..."in ise sorumlusu olduğu ... market isimli işyerinde bodrum katta bulunan depo kapağının işyeri çalışanı olan... tarafından depodan ürün almak için açık bırakılması sonucu bodrum kata düşerek basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralandığı, müşteki ..."in ise mağduru kurtarmak için hareket ettiği sırada aynı merdivenlerden bodrum kata düşerek basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralandığı ve müştekinin olaydan bir gün sonra 18.04.2017 tarihinde kollukta vermiş olduğu beyanında kızının ve kendisinin yaralanmasına sebebiyet veren market sahibinden şikayetçi olduğu, soruşturma aşamasında alınan bilirkişi raporunda şüphelilerin asli kusurlu olduklarının belirtildiği,...Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2019 tarihli iddianamesi ile şüpheliler ... ve ... hakkında taksirle birden fazla kişinin yaralanması suçundan dava açıldığı,...3. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 10.07.2019 tarihinde "Meydana gelen kazada, dosya kapsamından anlaşıldığı kadarı ile market çalışanı bodrum kattan ürün çıkarmak için bodrum kapağını açmış ve bu kapak etrafında herhangi bir önlem ya da uyarı levhaları koymadan alt kata inmiştir." değerlendirmesinin geçtiği, kapağı açan kişinin 22/04/2017 tarihli bilgi alma tutanağından anlaşılacağı üzere... olduğu lakin 19/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda yukarıda bahsedilen şekilde değerlendirme yapıldığı ve buna rağmen sonuç ve kanaat kısmında belirlenen şahsa kusur izafe edilmediği görülmüştür. Öyle ki, belirlenen şahsın da kusurlu olduğu dosyada sabittir. Bu nedenle, şüphelilere ek olarak onun da şüpheli olarak gösterilmesi gerekmektedir. Söz konusu kişi hakkında kusur raporu alınmadığı ve herhangi bir kusur izafe edilmediği, şüpheli şahsın iddianamede açıkça belirtilmesi gerektiği, bilirkişi raporunun dosya açısından delil niteliğine haiz olduğu ve bilirkişi raporunun bu hususta eksik değerlendirildiği belirtilerek "iddianamenin iadesine karar verildiği,...Cumhuriyet başsavcılığı tarafından 11.07.2019 tarihinde" ilgili teknik bilirkişi raporunda da iade kararına konu ... isimli kişiye herhangi bir kusur tespiti yapılmadığı, ... her ne kadar mahkeme şahsın kusurlu olduğu kanaatine varsa da; bu kusur atfının sebebi anlaşılamamış olup, mahkeme şahsın kusurlu olduğu kanaatine varması halinde,...Cumhuriyet Başsavcılğına konu hakkında suç duyurusunda bulunulabileceği.., somut olayda şüpheliler üzerine atılı suç taksirle yaralama suçu olup, TCK md 89"da düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olup, müştekinin, mahkeme iade kararında adı geçen şahıs hakkında herhangi bir şikayeti olmadığı ve TCK md 73"de şikayete bağlı olan suçlarda 6 ay içerisinde şikayet olmadığı taktirde soruşturma yapılamayacağı hususu hüküm altına alınmıştır. Dosya içeriğine bakıldığında soruşturma konusu olayın 17/04/2017 tarihinde gerçekleştiği "belirtilerek iddianamenin iadesi kararına itiraz edildiği, mahkemece iade kararı yerinde görülmeyerek dosyanın incelenmesi için...Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği,...Ağır Ceza Mahkemesinin 31.07.2019 tarihli 2019/622 Değişik İş sayılı kararı ile "depo kapağını açan Fadimna Eroğlu"nun fiilinin kusur oranına etki edeceği gerekçesiyle ve bu hususun bilirkişi raporunda değerlendirilmediği anlaşıldığından dosyanın tekemmül etmemesi" gerekçesiyle...Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamenin iadesi kararına itirazının reddine kesin olarak verildiği olayda; 170/2. maddesinde yer alan "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet savcısı, bir iddianame düzenler." hükmü uyarınca Cumhuriyet savcısının dava açmasının zorunlu olduğu ve suçun hukukî nitelendirilmesinin de Cumhuriyet savcısına ait olduğu, bu durumda mahkemece, iddianamede gösterilen olaylarla ilgili olarak ibraz edilen deliller ve yargılama sırasında ibraz edilebilecek deliller birlikte değerlendirilerek yargılama sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği gibi, somut olayda, Cumhuriyet savcısının iddianamede belirtilen kişi hakkında dava açmaya zorlanamayacağı, iddianamede belirtilen şahıslar dışında suç şüphesi bulunması durumunda her zaman suç duyurusunda bulunulabileceği, olaya konu suçun şikayete bağlı bir suç olduğu ve şikayet hakkının kişiye sıkı sıkıya bağlı haklardan olması sebebiyle mağdur ve müştekiye ait olduğu, iddianamenin iadesi sebepleri arasında belirtilen hususların yer almadığı gözetilmeden, itirazın bu yönden de kabulü yerine, iddianamenin iadesi kararına itirazın reddine yönelik...Ağır Ceza Mahkemesinin 31.07.2019 gün, 2019/622 değişik iş sayılı kararında bir isabet görülmemiş olup,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden,...Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 04/07/2019 tarihli ve 2017/3945 soruşturma, 2019/1812 esas, 2019/1668 sayılı iddianamenin iadesine dair...3. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/07/2019 tarihli ve 2019/341 iddianame değerlendirme sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin...Ağır Ceza Mahkemesinin 31/07/2019 tarihli ve 2019/622 değişik iş sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 25.02.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.