2. Hukuk Dairesi 2018/6991 E. , 2018/15213 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma - Nafakanın Kaldırılması
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından her iki dava yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 17.09.2018 günü duruşmalı temyiz eden davalı ... vekili ... ile karşı taraf davacı ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Mahkemece, davalı kadın tarafından açılan ... Aile Mahkemesinin 2014/680 esas - 2015/319 karar sayılı tedbir nafakası davasında (TMK m.197) davacı kadının davalı erkeğe 19.06.2014 ile 18.07.2014 tarihleri arasında hakaret içerikli cep telefonu mesajları göndermesi sebebiyle tamamen kusurlu bulunduğu ve söz konusu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi sebebiyle kadının kusurlu davranışlarının kesinleştiği, davacı erkeğin ise eşine baskı uyguladığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı kadının davacı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu kabul edilerek tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı kadının ... Aile Mahkemesinin 2014/680 esas -2015/319 karar sayılı dosyasında 16.07.2014 tarihinde tedbir nafakası (TMK m.197) davası açtığı, davacı kadının eşine hakaret içeren mesajlar göndermesi sebebiyle tamamen kusurlu olduğu, ayrı yaşamakta davalı erkeğin kusurunun bulunmadığı, ancak davalı erkeğin aylık 150,00 TL tedbir nafakası ödemeyi kabul ettiği gerekçesiyle kadının davasının kısmen kabulüne, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakasına karar verildiği, kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilen hükmün Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.10.2015 tarih 2015/8897 esas - 2015/16664 karar sayılı ilamı ile onandığı, ... 7. noterliğinin 12.08.2014 tarih ve 10504 yevmiye numaralı evrakı içeriğinden ise, davacı erkeğin 12.08.2014 tarihinde davalı kadına eve dön ihtarında bulunduğu, eldeki davanın ise 07.12.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı erkek davalı kadına gönderdiği terk ihtarı ile davalı eşinin eve dönmesini istediğini bildirdiğine göre, davacı erkeğin, eşinin ihtar tarihinden önceki kusurlu davranışlarını affettiğinin, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekir. Mahkemece davalı kadına kusur olarak yüklenen vakıalara ilişkin karara esas alınan tedbir nafakası davasının tarihi ile kadının kusuruna esas alınan cep telefonu mesajlarının gönderilme tarihleri, davacı erkeğin terk ihtarı gönderme tarihinden önceye ait olduğuna göre, ihtar tarihinden önceki bu olaylara dayanılarak davalı kadına kusur yüklenemez. Bu ihtar isteğinden sonra da yeni bir olayın varlığı iddia ve ispat edilmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda eşine baskı uygulayan davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
Türk Medeni Kanunu"nun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini, devamı beklenmeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış diyerek boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanunu"nun 166. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m. 166/2).
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu durumda açıklanan nedenle isteğin reddi gerekirken, yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
2-Davalı kadın tarafından ... Aile Mahkemesinin 2014/680 esas 2015/319 karar sayılı dosyasında açılan tedbir nafakası (TMK m.197) davasında kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiş, kadın tarafından kusur belirlemesi yönünden temyiz edilen hüküm Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.10.2015 tarih 2015/8897 esas - 2015/16664 karar sayılı ilamı ile onanmış, davacı erkek eldeki boşanma davası ile bilikte kadın yararına ... Aile Mahkemesinin 2014/680 esas - 2015/319 karar sayılı dosyasında hükmolunan tedbir nafakasının kaldırılmasını da talep ve dava etmiş, mahkemece; davalı kadının tedbir nafakası dava dosyası ve boşanma dava dosyasına göre davacı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile kadın yararına ... Aile Mahkemesinin .2014/680 esas-2015/319 karar sayılı dosyasında hükmolunan tedbir nafakasının eldeki dava tarihinden geçerli olmak üzere kaldırılmasına karar verilmiştir. Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere ... Aile Mahkemesinin 2014/680 esas - 2015/319 karar sayılı dosyasında; davacı kadın yararına, davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu gerekçesiyle değil davalı erkeğin davayı kısmen kabul beyanı (HMK m. 308/1) doğrultusunda tedbir nafakasına (TMK m.197) karar verilmiş olup, tedbir nafakasının kaldırılmasına sebep olacak şekilde tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında bir değişiklik olmadığı halde kadının kusurlu olduğu gerekçesiyle, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi de doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, duruşma için takdir oluna 1630 TL. vekalet ücretinin Murat"tan alınıp Ayşe"ye verilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 24.12.2018 (Pzt.)