MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada ... .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.03.2016 tarih ve 2015/133-2016/120 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici .../.... maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1. maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin 2007/22658 sayılı "..." markasının sahibi olduğunu, davalının bu markayı kullandığını, unvanında bile bu markanın geçtiğinin taraflarınca öğrenildiğini, müvekkili markasının tescil tarihinin .../04/2007 olup davalı firmanın kuruluş tarihinin ise 16/.../2011 olduğunu, marka tescilinden yaklaşık 4 yıl sonra kurulması nedeniyle davalının ticaret unvanı ve markasında anılan ibareyi kullanma hakkının olmadığını, müvekkilinin ...’da şubesinin bulunduğunu, davalının da aynı bölgede faaliyet gösterdiğini, davalının unvanındaki ibarenin iltibas oluşturduğunu ileri sürerek, müvekkilinin markasına yapılan haksız tecavüzün önlenmesini, davalının ticaret unvanından "..." ibaresinin terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı yetkilisi, müvekkilinin tescilli ticaret unvanı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın markasının asli kelime unsuru ile davalı tarafından ticaret unvanı asli unsurları itibariyle aynı olan "..." ibaresinden oluştuğu, davacı markası ile davalı ticaret unvanı arasında kısmen benzerlik bulunduğu, "..." ibaresinin marka ve ticaret unvanı olmak üzere iki farklı hukuki müessesede kullanıldığı, ticaret unvanı ve marka kullanımlarının, tek başına ve doğrudan diğer hakkın ihlali olarak kabul edilemeyeceği, davalı tarafın iyi niyetli olarak ve ticaret unvanının yasal sınırlar içinde ve ticaret unvanı fonksiyonu icra edecek şekilde kullandığı, davalının "..." ibaresini ticaret unvanı içerisinde kullanımının davacı markasının, marka hukuku açısından tecavüz oluşturmayacağı, ticaret unvanının işletme ile evraklarda ve işletmenin görünür bir yerinde kullanılmasının zorunlu olduğu, davacı markasının davalı ticaret unvanından önce tescil edildiği biçimindeki iddiasının sonucu değiştirmeyeceği, davacının davalının markasal kullanımını ise ispatlayamadığı, iltibas riski ve markaya tecavüz olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.