5. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/13236 Karar No: 2016/2453 Karar Tarihi: 16.02.2016
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/13236 Esas 2016/2453 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2015/13236 E. , 2016/2453 K. "İçtihat Metni"
TARİHİ : 02/12/2014 NUMARASI : 2013/496-2014/463
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazlarn davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R –
Asıl ve birleşen dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazlarn davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Gerekçeli kararın hüküm fıkrasında öncelikle taşınmazların toplam kamulaştırma bedeli yazıldıktan sonra, acele kamulaştırma ile ödenen bedeller mahsup edilip kalan bedelin davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken sadece fark bedel belirlenerek hüküm kurulması, 2-Hüküm fıkrasında sadece 2 parsel sayılı taşınmazın fark bedelinin ödenmesine karar verilmiş, ancak dava konusu 4 parsel sayılı taşınmazın fark bedelinin ödenmesine ilişkin olumlu yada olumsuz bir karar verilmemiştir. Her iki taşınmazın toplam kamulaştırma bedelleri ile acele kamulaştırma bedellerinin mahsubuna ilişkin husus açıkça gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde infazda tereddüt oluşturacak şekilde eksik bedele hükmedilmesi, 3-Acele kamulaştırma bedeli mahsup edildikten sonra kalan miktara dava tarihinden dört ay sonrası esas alınarak karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerekirken, bloke edilen asıl bedele ayrıca faiz uygulanarak infazda tereddüt oluşturacak şekilde faize hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 16/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.