4. Hukuk Dairesi 2016/12376 E. , 2017/1670 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili tarafından, davalı ... aleyhine 23/10/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/03/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, rücuen alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, icra müdür yardımcısı olan davalı tarafındansayılı takip dosyasında haczedilen plaka sayılı araç hakkında üçünçü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunulması üzerine esas sayılı dava dosyasında görülen istihkak davasının sonucu beklenmeden araç üzerindeki haczin kaldırılması nedeniyle icra takip alacaklısı tarafından idare aleyhine alacağını elde edemediği ve zarara uğradığı gerekçesiyle karar sayılı dava dosyasında tazminat davası açıldığını ve açılan davada davacı idarenin kusursuz sorumluluğu benimsenerek tazminat ödemeye mahkum edildiğini belirterek, davalı icra müdür yardımcısının kusuru nedeniyle ödemiş olduğu tazminatın davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu icra takip dosyasında istihkak iddiasında bulunan 3. kişi tarafından açılan istihkak davası sonucunda sayılı takip dosyası üzerinden haczedilen sayılı kamyonetin davacıya ait olduğunun tespiti ve üzerindeki haczin kaldırılmasına ilişkin kararın, kesinleşmeden ve kesinleşip kesinleşmediği kontrol edilmeden sadece icra mahkemesi kararlarının kesinleşmeden infaz edilmesi gereken kararlardan olduğu kanısına varılarak, tarihinde yazdığı talimat yazısı ile, takip dosyası üzerinden hacizli aracın üzerindeki haczin kaldırılmasında davalının kusurlu olduğu benimsenerek istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinde; esas sayılı takip dosyasında, dava dışı alacaklı tarafından dava dışı borçlu aleyhine icra takibi yapıldığı, takip sırasında, borçlu adına kayıtlı plaka sayılı araç hakkında haciz işlemi yapıldığı ve aracın 3. kişi yakalanması üzerine tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu ve
2003/1602 esas ve 2003/1920 karar sayılı dava dosyasında açılan istihkak davasında istihkak iddiasının kabulüne karar verildiği, fakat bu kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 2004/3870 esas sayılı ilamı ile istihkak iddiasının yerinde olmadığı bu nedenle reddi gerektiği belirtilerek bozulması üzerine mahkemece bozma ilamına uyularak istihkak davasının reddine karar verildiği, davalı icra müdür yardımcısı tarafından istihkak davasının sonucu beklenmeden araç üzerindeki haczin kaldırılması yönünde yazı yazılması üzerine dava konusu araç üzerindeki haczin kaldırıldığı ve aracın el değiştirdiği, bunun üzerine takip alacaklısı tarafından davacı idare aleyhine maddesi uyarınca çalışanı icra müdür yardımcısının kusurlu eylemi nedeniyle alacağına kavuşamadığı iddiası ile sayılı dava dosyasında tazminat davası açıldığı ve yargılama sonucunda idarenin tazminat ödemeye mahkum edildiği anlaşılmaktadır.
Tazminatın kendi payına düşeninden fazlasını ödeyen kişi, bu fazla ödemesi için, diğer müteselsil sorumlulara karşı rücu hakkına sahip ve zarar görenin haklarına halef olur. Tazminatın aynı zarardan sorumlu müteselsil borçlular arasında paylaştırılmasında, bütün durum ve koşullar, özellikle onlardan her birine yüklenebilecek kusurun ağırlığı ve yarattıkları tehlikenin yoğunluğu gözönünde tutulur. Diğer bir deyişle; tazminatı ödeyen davacı idare, ancak kusuru oranında personeline rücu edebilir. Ancak mahkemece, kusur durumunun belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır. Davacı idare ile dava dışı kişilerin zararlandırıcı sonucun meydana gelmesinde bölüşük kusuru bulunup bulunmadığı ve davalının kusur oranının ne olduğu tespit edilmelidir.
Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeyerek hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.