Esas No: 2022/8126
Karar No: 2022/21779
Karar Tarihi: 03.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/8126 Esas 2022/21779 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/8126 E. , 2022/21779 K."İçtihat Metni"
KARAR
Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 18/01/2021 tarihli ve 2020/133970 soruşturma, 2021/8499 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii ... Sulh Ceza Hâkimliğinin 15/04/2021 tarihli ve 2021/4193 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 20/04/2022 gün ve 2022/39266 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında; " 5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Somut olayda müşteki vekilinin, ... paylaşım sitesinde yer alan paylaşıma şüphelinin kendi hesabından "Açık ve net darbeye teşebbüs edenin anasını...Diyo uzatmayın orospu çocukları" şeklinde yaptığı yorum sebebiyle müvekkiline karşı hakaret suçunun işlendiğinden bahisle yaptığı şikâyet üzerine, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca ... isimli sosyal paylaşım sitesi ile ilgili olarak yapılan istinabe taleplerinin, sitenin faaliyet merkezinin bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri adIî makamlarınca cevaplanmadığı, açık kimlik bilgileri tespit edilemeyen şüpheli hakkında kovuşturma imkanı bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de,
Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/03/2021 tarihli ve 2021/1361 esas, 2021/9218 karar sayılı ilâmında yer alan, "... müştekinin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, söz konusu sosyal medya hesabı ile ilgili açık kaynak araştırması yaptırılması, şüphelilerin kimlik bilgilerinin kolluk marifeti ile tespitinin sağlanması, tespiti durumunda savunmalarının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken etkin soruşturma yapılmadan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi... hukuka aykırı bulunduğundan kanun yararına bozma talebinin kabulüne..." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında,
Şüpheli hakkında yapılan soruşturma kapsamında çok yönlü araştırma yapılarak ve gerektiğinde resmi veya özel kurum ve şirketlerle de temasa geçilerek; paylaşımın yapıldığı IP, paylaşımı yapan şüphelinin kimlik, adres ve diğer irtibat bilgilerinin tespit edilmesinin istenmesini takiben, ilgili kurumlarla (... Nüfus Müdürlüğü, ... Emniyet Müdürlüğü, vs.) yazışma yapılarak araştırma yapılması, şüphelinin kimlik bilgilerinin tespit edilmesi durumunda savunmasının alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, atılı suça ilişkin Amerika Birleşik Devletleri adIî makamlarınca cevap verilmediğinden bahisle herhangi bir araştırma yapılmaksızın eksik soruşturmaya dayalı olarak kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği cihetle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. " denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
CMK'nın 160/1. maddesinde, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.", 160/2. maddesinde "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için. emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.'' 170. maddesinin 2. fıkrasında, "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK'nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet savcısının delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK'nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
Her ne kadar müşteki vekilinin şikayeti üzerine www...com isimli internet sitesinde ... isimli profil kullanıcısının kimlik bilgilerinin tespiti amacıyla yapılan araştırmada www...com isimli sitenin Bilgi Teknolojileri Ve İletişim Başkanlığının resmi sitesinde yapılan sorgulamasında yer sağlayıcısı .../ABD olduğunun görüldüğü, ABD yetkili adli makamları ile ....com'un Türkiye temsilcilerinden şahsın şikayete konu paylaşımında bulunduğu esnadaki IP numarası hakkında bilgi paylaşımı olmadığından yazışma yapılamadığı, şüphelinin tespiti amacıyla açık kaynaklar üzerinden www...com isimli internet sitesinde ... isimli kullanıcının profil sayfası incelendiğinde TC kimlik numarası ve adres bilgileri tespit edilememiş olup şüphelinin savunmasının alınamadığı, şikayetçinin başvurusu üzerine girişilen tahkikat sonucunda ..., ..., ... gibi sosyal paylaşım sitelerinin merkezinin Amerika Birleşik Devletleri olduğu, özel hukuk tüzel kişisi olarak kurulan sitelerin doğrudan kar amacı güttüğü, reklam gelirlerini artırmak için milyonlarca kişiye ulaşmayı hedefledikleri, bu nedenle alınan sitelere girilmesi veya üye olunması için kimlik bilgisi veya resmi belge zorunluluğu aranmadığı, üye olmak isteyen kişilerle ilgili güvenlik soruşturmasının yapılmadığı, bu açıdan bakıldığında ... kullanıcısına ait gerçek kimlik bilgileri aranmaksızın ve buna ilişkin kayıtların tutulmaksızın alınan şirketlerin izin verildiği ölçüde bu şirketlerin gözetiminde kullanım hakkının tanındığı, söz konusu sitelerin sanal yolu ağır basan internet programları niteliğinde oldukları, şüpheliye ait sosyal medya hesabına erişim sağlayan kullanıcıların IP numarasının tespiti için Amerika Birleşik Devletleri adli makamından yardım talebinde bulunulması gerektiği ancak ABD adli makamlarının sadece intihara teşvik çocuk pornosu ve terör suçlarından dolayı uluslararası istinabeye cevap verdikleri, hakaret ve tehdit suçlarının ABD yasalarına göre tazminata konu eylem niteliğinde değerlendirildiği, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 2019/4623 esas 2019/6805 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere sosyal paylaşım ağlarını yöneten şirket merkezinin Amerika Birleşik Devletlerinde bulunması nedeniyle adı geçen ülke adli makamları ile yazışma yapılması gerektiği ancak benzer soruşturmalar için yapılan yazışmalarda ABD'de deki yasal düzenlemenin şüphelinin tespitine yönelik işlemlerin yapılmasına uygun olmadığı, bu husustaki taleplerin olumsuz karşılandığı bilgisine yer verildiği, e-iletilerin gönderilmesinde kullanılan ve yurt dışında kullanılan serverlarda söz konusu ülkedeki "Kişisel Verilerin Korunması Yasaları" nedeniyle gönderen kişilerin kimliklerin belirlenmesine yarayacak bilgilerin almanın mümkün bulunmadığı, soruşturmanın devamı halinde yeni delillere ulaşmanın teknik ve hukuki açıdan mümkün bulunmadığı, yeni delil elde edilmesi durumunda soruşturmanın yeniden ele alınmasının her zaman olanaklı bulunduğu da nazara alındığında bu aşamada şüphelinin atılı suçu işlediği hususunda dava açmaya yeter şüphe oluşturacak delile ulaşılamadığı gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişse de, soruşturma dosyası kapsamında yeterli ve etkili soruşturma işlemi yapılmadan bu karar verilmiştir. CMK'nın 172/1. maddesindeki, kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinin somut olayda mevcut olmadığı, dolayısıyla şüphelinin tespitine yönelik olarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, şüphelinin tespiti halinde iddianame düzenlenmesi, tespit edilemediği takdirde ise daimi arama kararı alınarak dava zamanaşımı süresince soruşturmaya devam edilmesi gerektiği anlaşılmakla, merciince itirazın kabulüne karar verilmesi yerine reddedilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-... Sulh Ceza Hâkimliği’nin 15/04/2021 tarihli ve 2021/4193 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-CMK’nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 03/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.