Esas No: 2021/1658
Karar No: 2022/722
Karar Tarihi: 01.03.2022
Danıştay 5. Daire 2021/1658 Esas 2022/722 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2021/1658 E. , 2022/722 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1658
Karar No : 2022/722
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av....
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde görev yapmakta iken 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede isminin yer alması nedeniyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yapılan başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; dava konusu işleme dayanak alınan görüş yazısında yer alan değerlendirmelerin davacının, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisaklı ve bu terör örgütü ile irtibatlı olduğu olduğu sonucunu doğurmadığı, 04/10/2019 tarihli ara kararına rağmen davacının terör örgütü ile bağını ortaya koyar nitelikte başka bilgi ve belgenin de davalı idarece sunulmadığı, FETÖ/PDY terör örgütüne irtibat veya iltisakı bulunduğu hususunun şüpheye yer bırakmayacak şekilde somut olarak açıkça ortaya konulamayan davacının, kamu görevine iade edilmesi talebiyle OHAL İnceleme Komisyonuna yaptığı başvurunun reddine dair işlemde hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacının Ankara Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi ... Kliniği'nde Doç.Dr.olarak görev yapmakta iken, terör örgütü liderinin doktorluğunu da yapan ve FETÖ ana davası firari sanığı olan eski Prof.... 'nin, Hacettepe Üniversitesi'ne atanması ile beraber ve dönemin eski rektörününün yönlendirmesi suretiyle örgütün Üniversite'de hızla kadrolaştığı bir dönemde Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ... Anabilim Dalı'na Profesör Öğretim Üyesi olarak atandığı, bu atamadan önce açılan kadro ilanına yaptığı başvurusunda sunduğu belgeler ile ilgili olarak tespit edilen usulsüzlüklerin ... Anabilim Dalı Başkanlığı'nca Rektörlük Makamına bildirilmesi üzerine başvurusunu geri çektiği, ertesi yıl açılan aynı kadro ilanında ise bu sefer bir önceki yıl mevcut olan özel şartın kaldırılarak ve bir önceki yıl başvurusunda yaşanan ve şikayete konu olan hususların araştırılmaksızın yeni ilan edilen kadroya davacının atamasının yapıldığı ve davacının kadro görevine atanmasından çok kısa bir süre sonra o dönem terör örgütüne mali destek sağladığı belirtilen ve başında (firari sanık) eski Prof .... 'nin bulunduğu Hacettepe ...'te görevlendirildiği, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi ... Anabilim Dalı Başkanlığı'nın, Rektörlük Makamı'na sunduğu ... tarih ve ... sayılı yazısıyla da, FETÖ/PDY terör örgütünün Üniversite'de kadrolaşma süreci ile bu süreçte davacının atanması ve görevlendirilmelerinde yaşanan usulsüzlükleri içeren kurum kanaati, yine davacının hakkında Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı tarafından yapılan inceleme sonucunda ulaşılan, kullandığı GSM hattı ile 01/01/2010 tarihinden itibaren ağırlığı sağlık sektöründe olmak üzere FETÖ/PDY mensubu olan/olduğu iddia edilen bazı kurum/kuruluş çalışanları ile mahiyeti bilinmeyen irtibatları olduğu ve bu irtibatların dikkat çekici mahiyette olduğu yönündeki bilgi bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az iltisak ve irtibat düzeyinde ilişkisinin olduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararınında hukuki isabet bulunmadığı belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45/4. maddesi uyarınca istinaf isteminin kabulüne, istinafa konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; irtibat veya iltisakın tahmin veya varsayıma dayalı soyut ifadeler yerine hukuki denetime elverişli bilgi ve belgelerle ortaya konulması gerektiği "irtibat" veya "iltisak" teşkil edebilecek somut bir tespitin bulunmadığı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Emniyet raporlarında da örgüt ile herhangi bir bağı bulunmadığının tespit edildiği, Milli İstihbarat Teşkilatınca düzenlenen raporda kullandığı GSM hattı ile 01/01/2010 tarihinden itibaren ağırlıklı sağlık sektöründe olmak üzere FETÖ/PDY mensubu olan/olduğu iddia edilen bazı kurum/kuruluş çalışanları ile mahiyeti bilinmeyen irtibata rastlanıldığı belirtilmiş olsa da bu irtibatın görevi gereği olabileceğinin değerlendirildiği, ancak Bölge İdare Mahkemesince söz konusu değerlendirme dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğu, hakkında soruşturma veya kovuşturmanın bulunmadığı, profesör veya doçent kadrolarına atanmak için "akademik kurul kararı" alınması gerektiği yönünde yasal bir kriterin olmadığı, profesör kadrosuna atandığı dönemin rektörü hakkında beraat kararı verildiği, aynı dönemde beş öğretim üyesinin daha davalı idare bünyesine atamasının yapıldığı, ataması yapılan bu öğretim üyelerinin görevlerini sürdürdüğü, üniversite kadrolarına atamanın rektörce yapılmadığı, atamanın çok aşamalı olarak yapıldığı, atanmasında görev alan tüm öğretim üyelerinin halen görevde olduğu, atama için aranan puanın çok üstünde puan ile başvuru yaptığı, "kalp nakli deneyimi" şartı içeren başvuruda eğitimi eksiksiz tamamladığının Alman Üniversitesince düzenlenen 07/12/2012 tarihli belge ile sabit olduğu, söz konusu yazıda özetle; ilgili programı üstün çaba ve çalışma ile üç haftada başarıyla ve eksiksiz olarak tamamladığının, kursun son haftasını yaz tatili olması sebebiyle öğretim üyelerinin bulunmaması sonucu programın erken bittiğinin belirtildiği, profesör kadrosu için atanma talebiyle yaptığı ilk başvurusunu geri çekmediği, bu göreve ilgili bölümde çalışmakta olan başka bir doktorun atandığı, ikinci başvuruya konu ilanda "kalp nakli deneyimi" gibi spesifik bir şartın aranmamasının aleyhe yorumlanamayacağı, atandıktan sonra önemli bir görevlendirmenin yapılmadığı, ... 'te görevlendirilmesinin kendisine maddi veya manevi bir avantaj sağlamadığı, bu görevlendirmenin herhangi bir talebi olmaksızın bizzat Prof. Dr. ... tarafından yapıldığı, görevlendirme süresinin yarım gün olmasına rağmen kasıtlı olarak bir gün olarak belirtildiği, Prof. Dr. ... ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığı, bu şahsın Sağlık Bakanlığına bağlı ... Araştırma laboratuvar direktörü olması ve laboratuvar yöneticiliği yapması sebebiyle yayınlarında isminin geçtiği, bu yayınların toplam yayınlarının sadece %2 sini oluşturduğu, bu orandan daha yüksek oranda ortak yayını bulunan şahısların görevde bulundukları, davalı idarede görevli bir doktorun hakkındaki iddialarının "kurum kanaati" olarak nitelendirilemeyeceği, aynı ilanla açılan diğer kadrolara ataması yapılan doktorların halen görevde bulundukları, terör örgütü ile bağını ortaya koyar nitelikte somut herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı belirtilerek, hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesine aykırı olarak soyut kanaate dayalı olarak verilen Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği iddia edilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, dava konusu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının eksik inceleme nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
01/09/2016 tarih ve 29818 sayılı (Mükerrer) Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler'' başlıklı 2. maddesinde: ''(1) Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan; a) Ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden, b) Ekli (2) sayılı listede yer alan kişiler Emniyet Genel Müdürlüğü teşkilatından, c) Ekli (3) sayılı listede yer alan kişiler Jandarma Genel Komutanlığı teşkilatından, ç) Ekli (4) sayılı listede yer alan kişiler Sahil Güvenlik Komutanlığı teşkilatından, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, Hacattepe Üniversitesi bünyesince Prof. Dr. kadrosunda görev yapmakta iken Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki listede isminin yer alması nedeniyle kamu görevinden çıkarılmış, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvurusu ... tarih ve ... sayılı işlemle reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara üyelik, mensubiyet, iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir. Yukarıda yer verilen yapılara üyelik ve mensubiyet olmasa da bu yapılara iltisaklı veya bunlarla irtibatlı bulunulması hâli de anılan tedbirin uygulanabilmesi için yeterlidir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
Bununla birlikte iptal davaları idarî işlemlerin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalardır. İdari işlem ise idarenin kamu gücü kullanarak tek taraflı olarak tesis ettiği hukuki sonuç doğuran işlemdir. İdareyi işlem yapmaya sevk eden maddi ve hukuki etkenler ise idari işlemin sebep unsurunu oluşturmaktadır.
Bu kapsamda davacı hakkındaki terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu işlemin sebep unsuru yönünden hukuki denetiminin yapılabilmesi; bu değerlendirmeyi haklı kılan maddi sebeplerin yargılama esnasında davalı idarece ortaya konulmasına ve izah edilmesine bağlıdır. Bu konudaki yükümlülük şüphesiz öncelikle dava konusu işlemi tesis eden davalı idareye aittir. Bununla birlikte idari yargı mercilerince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinde öngörülen resen araştırma ilkesi uyarınca uyuşmazlığın çözümü için her türlü inceleme ve araştırmanın yapılması da mümkün hatta olayın niteliğine göre gereklidir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından temyiz dilekçesinde; Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı ve Emniyet raporlarıyla örgüt ile herhangi bir bağı bulunmadığının tespit edildiği, hakkında soruşturma veya kovuşturmanın bulunmadığı, davalı idareye atanmasının yapıldığı dönemde ataması yapılan başka öğretim üyelerinin de bulunduğu ve bu şahıslar hakkında işlem tesis edilmediği, atamasının çok aşamalı zincir işlem şeklinde yapıldığı ve atanmasında görev alan şahısların halen görevde bulundukları, "kalp nakli deneyimi" şartı içeren başvuruda eğitimi eksiksiz tamamladığının Alman Üniversitesince düzenlenen 07/12/2012 tarihli belge ile sabit olduğu, bu yazının davalı idarece yapılan resmi yazışma ile alındığı, profesör kadrosu için atanma talebiyle yaptığı ilk başvurusunu geri çekmesinin söz konusu olmadığı, bu göreve ilgili bölümde çalışmakta olan başka bir doktorun atandığı, atandıktan sonra önemli bir görevlendirmenin yapılmadığı, Teknokent görevlendirmesinin ... tarih ve ... sayılı işlem ile öğretim üyesi fazlalığı da gerekçe gösterilerek bizzat Prof. Dr. ... tarafından yapıldığı ve görevlendirme süresinin yarım gün olarak belirlendiği, kullandığı GSM hattı ile 01/01/2010 tarihinden itibaren ağırlıklı sağlık sektöründe olmak üzere FETÖ/PDY mensubu olan/olduğu iddia edilen bazı kurum/kuruluş çalışanları ile mahiyeti bilinmeyen irtibata rastlanıldığı belirtilmiş ise de, ilgili MİT raporu devamında bu irtibatın görevi gereği olabileceği değerlendirmesinin de yer aldığı, ancak Bölge İdare Mahkemesince bu husus dikkate alınmaksızın hüküm kurulduğu iddialarına yer verildiği görüldüğünden, Bölge İdare Mahkemesince bu iddiaların araştırılarak somutlaştırılması gerekmektedir.
Bununla birlikte, Bölge İdare Mahkemesince; davalı idareye, davacı hakkında terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut irtibatı olduğu yönünde değerlendirme yapılmasına dayanak teşkil eden tespitlerin sorulması, öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümü için;
"Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Daire Başkanlığından; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait örgüt içi iletişim programı (ByLock) kullandığına ya da ankesörlü telefon görüşme kaydı bulunduğuna ilişkin tespit olup olmadığının sorulmasına, var ise tespitlere ilişkin belge ve raporların, (mahiyetleri ve kullanım bilgileri yer alacak şekilde) FETÖ/PDY soruşturmaları kapsamında var ise davacının adının geçtiği ifade tutanaklarının,
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonundan; davacının, müflis Asya Katılım Bankası AŞ’de katılım ya da cari hesabının bulunup bulunmadığının sorularak var ise ilgili belge ve raporların, (şahıs, hesap no, hesap açılma tarihi, işlem tarihleri, işlemlerin mahiyeti, tutarı yer alacak şekilde)
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğünden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait özel öğretim kurum ve kuruluşlarına ilişkin eğitim kaydı ile özel öğrenci yurtları vb. ilişkin kayıt bilgileri (istihbari olanlar dâhil) olup olmadığı sorularak var ise tespitine ilişkin belge ve raporların,
Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçları Araştırma Kurulundan (MASAK); davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile ilişkili gerçek (sivil imamlar vb) veya tüzel (... Derneği vb) kişilere bağış ya da para transferinin olup olmadığının sorularak var ise ilgili belge ve raporların,(şahıs, dernek/vakıf, miktar ve tarih yer alacak şekilde)
İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait olduğu gerekçesiyle kapatılan dernek ya da sendika/federasyon/konfederasyonlarda yönetim/denetim/genel kurul üyelik/aidat bilgisi olup olmadığı sorularak var ise ilgili belge ve raporların, (şahıs, tarih aralığı ve ilgili kuruluş yer alacak şekilde)
Vakıflar Genel Müdürlüğünden; davacının FETÖ/PDY terör örgütüne ait olduğu gerekçesiyle kapatılan vakıflarda üyeliği ya da mütevelli heyeti üyeliği olup olmadığı sorularak var ise ilgili belge ve raporların, (şahıs, tarih aralığı ve ilgili kuruluş yer alacak şekilde)
... İçerik Hizmetleri ve Prodüksiyon Anonim Şirketinden; davacının ... aboneliğinin bulunup bulunmadığı, aboneliği bulunuyorsa bu aboneliği iptal ettirip ettirmediği, iptal ettirmiş ise hangi tarihte iptal ettirdiği, var ise müşteri hizmetleri ile yapılan görüşmenin çözümü ve diğer bilgi ve belgelerin birer örneğinin istenilmesine" yönelik yapılacak ara kararı neticesinde davalı idare ile yukarıda anılan kurum ve kuruluşlarca gönderilecek bilgi ve belgeler davacıya tebliğ edilerek karşı beyanlarının da alınmasından sonra davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut irtibatının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, belirtilen hususlarda araştırma yapılmaksızın, eksik incelemeyle dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararında da hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulü yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 01/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.