Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/14768
Karar No: 2012/3294

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/14768 Esas 2012/3294 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2010/14768 E.  ,  2012/3294 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
    Dava, davacının 11.07.1985 – 12.04.1993 ve 24.12.1993 – 20.11.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında ... sigortalısı olduğunun tespiti ile aksine Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-)1479 sayılı Yasa, zorunlu sigortalılık şemsiyesi altına en son alınan “esnaf ve sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlara” Yasa’da yazılı ... uygulama amacını taşımakta olup, 26. madde ile sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceği ve kaçınılamayacağını, bu Yasaya göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescil yaptırmalarının zorunlu olduğunu, aksi durumda Kurum tarafından resen tescil işleminin yapılacağı hükme bağlanmıştır.
    Yasada tanımlanan amaca ulaşma yolunda, uygulamada rastlanılan kimi sorunlar nedeniyle “kanunun amacı, sigortalı sayılanlar ve sayılmayanlar” başlıklı 24. madde ve buna paralel olarak “sigortalılığın başlangıç ve bitiş tarihi” başlıklı 25. maddede sık sayılabilecek değişiklikler yapılmıştır.
    01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. maddelerinde “...kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”, “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren” zorunlu Bağ- Kur sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.4.1979 gün ve ... sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir.
    20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile yapılan düzenlemede, kendi adına ve hesabına çalışma koşuluna ek olarak “...gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar” kayıt oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadırlar.
    Ne var ki, 1479 sayılı Yasaya 2654 sayılı yasa ile eklenen Ek Geçici 13. madde ile, “...sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların her türlü hak ve mükellefiyetleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği (20.04.1982) tarihinde” başlayacaktır hükmü getirilmiştir.
    22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikte ise, bu kez; “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar...kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlar” dan, gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da...veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
    619 sayılı ... ile getirilen düzenlemelerin, anılan ....’nin Anayasa Mahkemesi’nce iptalinden sonra 4956 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle bu kez; ..gerçek ve basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyet tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlardan....i ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıt olanlar ise talep tarihinden itibaren zorunlu sigortalı olarak Yasa kapsamına alınmışlardır.
    Davaya konu somut olayda, davacının 11.07.1985 günlü ... kaydını içeren 17.12.1986 tarihli giriş bildirgesi ile Kuruma başvurması üzerine, 11.07.1985 tarihi itibarıyla tescili yapılmıştır. Daha sonra davacının 11.07.2001 tarihli dilekçesi ve ... formuna dayalı olarak sadece vergi kaydı bulunan 12.04.1993 – 24.12.1993 tarihleri arasındaki sürede ... sigortalısı olarak kabul edilmiştir. Davacı, kurumca vergi kaydı nedeniyle kabul olunan süreler dışında, 11.07.1985 – 12.04.1993 ve 24.12.1993 – 20.11.2005 tarihleri arasında, ... sigortalısı olduğunun tespitini istemektedir.
    Somut olayın çözümünde öncelikle, 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. maddelerinin yukarıda tanımları yapılan düzenlemelerinden hangisinin uygulama olanağına sahip olduğu konusuna açıklık getirilmelidir. Buna göre, somut olayda davanın yasal dayanağı, 3165 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın 24.maddesidir. Davacının 12.04.1993 – 24.12.1993 tarihleri arasında vergi mükellefiyetinin olduğu, 11.07.1985 – 11.07.2001 tarihleri arasında... kaydının, 15.12.1989 – 11.07.2001 tarihleri arasında.... kaydının olduğu, ... sigortalısı olarak tescilinin oda kaydına dayalı olarak yapıldığı ve oda kaydının bulunduğu süre içinde,
    sahibi bulunduğu kamyonet ile kendi nam ve hesabına çalıştığı hususları uyuşmazlık dışıdır. Davacı, 11.07.2001 tarihli dilekçesi ve ... formu ile kendi nam ve hesabına çalışmasının sona erdiğini belirtmiş ve yine oda ve esnaf sicil kaydı aynı tarih itibarıyla sona erdirilmiştir. Bu durumda, oda ve sicil kaydının sona ermesinin kendi nam ve hesabına çalışmasının sona erdiğinin karinesi olması, ayrıca 3165 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi uyarınca tescil koşullarının sona ermesi, davacının bu süre içinde prim ödemesinin de bulunmaması nedeniyle isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edilemeyeceği hususları gözetilerek, 11.07.2001 – 20.11.2005 tarihleri arasındaki dönemin reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi