
Esas No: 2017/3758
Karar No: 2020/5941
Karar Tarihi: 01.12.2020
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2017/3758 Esas 2020/5941 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı ..., ... Köyü çalışma alanında bulunan ve kadastro sırasında yol vasfıyla tespit harici bırakılan taşınmaz bölümü hakkında, adına tapuda kayıtlı 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazın devamı olduğu iddiasına dayanarak, çekişmeli taşınmaz bölümünün 119 ada 4 parsele eklenmesi suretiyle adına tescili istemiyle Kadastro Mahkemesinde dava açmış ve bu mahkeme tarafından verilen davanın kabulüne ilişkin hükmün, Yargıtay 7. Hukuk Dairesi"nce "tescil davasına bakma görevinin genel mahkemelere ait olduğu, bu nedenle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesi gerektiği" gerekçesiyle bozulması üzerine mahkemece görevsizlik kararı verilerek Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Yargılama sırasında davacının hissedarı bulunduğu 119 ada 4 parsel sayılı taşınmazın diğer paydaşlarının davaya muvafakatleri sağlanmıştır. Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen taşınmaz bölümünün 119 ada 4 parsel sayılı taşınmaza eklenerek kayıt maliklerinin hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak, 4721 sayılı TMK"nın 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 14. ve 17. maddeleri gereğince açılan, tapusuz taşınmazın tescili isteğine ilişkindir. Çekişmeli taşınmaz bölümü 2007 yılında yapılan tespit sırasında yol olarak tescil harici bırakılmış olup, davacı çekişmeli taşınmaz bölümünün harman yeri olarak kullanıldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, taşınmaz bölümü üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla mülk edinme koşulları oluştuğu gerekçesiyle yazılı karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermek için yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki, dava konusu taşınmaz bölümünün davacılara ait harman yeri olup olmadığı usulüne uygun şekilde araştırılmamış, hüküm kurulurken yerel bilirkişi ve tanıkların beyanlarıyla yetinilmiş, keşif mahallinde alınan beyanlar bilimsel esaslara uygun bilirkişi raporları ile denetlenmemiş, bu anlamda taşınmaza ait ortofoto ve uydu fotoğrafları dosyaya getirtilip, ehil bilirkişi aracılığıyla yöntemince incelenmek suretiyle taşınmazın tespitten önceki niteliği belirlenmemiş, ziraat mühendisi bilirkişiden taşınmazın niteliği hususunda rapor alınmaksızın hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaz bölümünün bulunduğu alana ait, temin edilebilen en eski tarihli ve güncel ortofoto görüntüleri ile kadastro tespit tarihine en yakın tarihli uydu fotoğrafları dosya arasına getirtilmeli, bundan sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisi ve ziraat mühendisi bilirkişisinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmazın önceki niteliğinin ne olduğu, kadim yol olup olmadığı, taşınmazın iddia edildiği gibi harman yeri olarak kullanılıp kullanılmadığı, dava konusu taşınmaz bölümünün çevresinde başka şahıslarca kullanılan özel harman yerleri bulunup bulunmadığı, dava tarihine kadar davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolup dolmadığı hususlarında, olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanlar arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraat bilirkişisinden, çekişmeli taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğini, bitki örtüsü ve toprak yapısı itibariyle yol niteliğinde olup olmadığını, zeminde hangi amaçla kullanıldığını, harman yeri niteliğinde olup olmadığını, üzerinde sap ve tane kalıntıları bulunup bulunmadığını bildirir, komşu taşınmazlarla karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir, çekişmeli taşınmazın değişik yönlerden çekilecek fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisinden, keşfi takibe ve denetlemeye elverişli krokili rapor düzenlemesi istenilmeli; ortofoto görüntüleri ile uydu fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek, çekişme konusu taşınmaz bölümünün bulunduğu yerin uydu fotoğrafları üzerinde işaretlenmesi suretiyle, taşınmaz bölümünün önceki ve şimdiki niteliğinin, arazinin kısmen veya tamamen ekonomik amacına uygun olarak kullanılmaya ne zaman başlanıldığının belirlenmesine yönelik olarak rapor düzenlettirilmeli; mahalli bilirkişi ve tanık beyanları bilimsel esaslara göre hazırlanmış bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece belirtilen hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.