12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/5235 Karar No: 2020/1973 Karar Tarihi: 25.02.2020
Taksirle öldürme - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/5235 Esas 2020/1973 Karar Sayılı İlamı
12. Ceza Dairesi 2019/5235 E. , 2020/1973 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle öldürme Hüküm : CMK"nın 223/2-e maddesi gereği beraat
Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılanlar vekilinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmün beraat olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; ...Devlet Hastanesinde pratisyen hekimlik yapmakta olan sanığa, 20 günlük bebek hastanın ağladığı, huzursuzluğunun olduğu ve anneyi emmede problemi olması sebebiyle katılanlar tarafından başvurulduğu, bebeğin yapılan muayenesinde kabızlık teşhisi ile gaz giderici ilaç yazılarak taburcu edildiği, reçete edilen ilaç kullanılmışsa da şikayetlerin arttığı, solunumun azaldığı gerekçesiyle yeniden aynı hastaneye başvurulduğu, bu kez Acil Polikliniğinde nöbetçi ..."ın hastayı muayenesinde hastanın solunumun olmaması sebebiyle entübe edilmesi ve resusitasyon yapılmasına karşın hastanın ölmesiyle sonuçlanan olayda; Trabzon Adli Tıp Kurumunun 19/06/2013 tarihli otopsi raporunda bebeğin ölümünün kendisinde mevcut akciğer enfeksiyonu taze lobüler pnömoniden kaynaklandığını bildirildiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesi 29/01/2014 tarihli raporunda "çocuğun ölümünün zehirlenme ya da yaralanma ve travmaya bağlı olmadığı, ölümünün akciğer enfeksiyonu taze lobüler pnömoni sonucu meydana gelmiş olduğu, otopside akciğer enfeksiyonu tespit edildiği dikkate alındığında sanığın, çocuk hastalıkları uzmanı konsultasyonu istememesi ve hastayı yatırarak tedaviyi yaptırmaması nedeniyle kusurlu olduğu, ancak bebeğin yaşı ve klinik durumu itibariyle zamanında tanı konularak uygun tedavi başlanılmış olması durumunda da kurtulmasının kesin olmadığı" belirtildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde; Sanığın davranışları ile meydana gelen ölüm neticesi arasında nedensellik bağının kesin olarak belirlenemediği, bu nedenle sanığın meydana gelen ölüm neticesinden sorumlu tutulamayacağı, bununla birlikte sanığın, solunum yetmezliği ve kabızlık etkisine maruz kalmış öleni stabilizasyonu sağlanıncaya kadar çocuk hastalıkları uzmanı konsultasyonu istemesi ve hastayı yatırarak tedavi yaptırması gerekirken, taburcu ederek evine göndermesi suretiyle görevinin gereklerini yerine getirmekte ihmal gösterdiği, bu haliyle eyleminin TCK"nın 257/2. maddesinde düzenlenen ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma suçu kapsamında değerlendirilerek, sonucuna göe hüküm kurulması gerektiğinin nazara alınması; Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA; 25/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.