Esas No: 2022/9013
Karar No: 2022/21868
Karar Tarihi: 07.11.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/9013 Esas 2022/21868 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2022/9013 E. , 2022/21868 K."İçtihat Metni"
KARAR
Hakaret suçundan sanık ... hakkında basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle yapılan yargılama sonunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 125/4, 43, 62/1 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri gereğince 4 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ... Asliye Ceza Mahkemesinin 01/04/2021 tarihli ve 2021/141 esas, 2021/252 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında;
"5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesinin 5. fıkrasında "...Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.." şeklindeki düzenleme ile sonuç cezanın nasıl belirleneceğinin düzenlendiği, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Basit yargılama Usulü" başlıklı 251/3. maddesinde "Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir." şeklindeki düzenlemede de öngörülen ve takdiri olmayan indirim oranının sonuç ceza belirlendikten sonra uygulanması gerektiği anlaşılmakla, Mahkemesince sanık hakkında hakaret suçundan 5237 sayılı Kanun'un 125/1 ve 125/4. maddeleri gereğince temel ceza olarak 3 ay 15 gün hapis cezası tayin edildikten sonra, anılan Kanun'un 43 ve 62. maddeleri uyarınca sonuç ceza 4 ay 10 gün hapis cezası olarak belirlenip, 5271 sayılı Kanun'un 251/3. maddesi gereğince dörtte bir oranı yapılacak indirim sonucu 3 ay 7 gün hapis cezası yerine, cezanın uygulamasında hata yapılarak 4 ay 10 gün hapis cezası cezasına hükmolunmak suretiyle fazla ceza tayin edilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 18/04/2022 gün ve 94660652-105-35-6829-2022-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrak tebliğ olunur." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümlerde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 01/04/2021 tarihli ve 2021/141 esas, 2021/252 sayılı kararının incelenmesinde;
1-5271 sayılı CMK'nın "basit yargılama usulü" başlıklı 251. maddesinde;
"(1) Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.
(2) Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir.
(3) Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanunu'nun 61. maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223. maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir.
(4) Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir.
(5) Hükümde itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir.
(6) Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir.
(7) Basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.
(8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz." şeklinde düzenlemeye yer verilmiştir.
2- TCK'nın "Cezanın Belirlenmesi" başlıklı 61. maddesinde,
"(1) Hâkim, somut olayda;
a) Suçun işleniş biçimini,
b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,
d) Suçun konusunun önem ve değerini,
e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,
f) Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
g) Failin güttüğü amaç ve saiki,
Göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanunî tanımında öngörülen cezanın alt ve üst sınırı arasında temel cezayı belirler.
(2) Suçun olası kastla ya da bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle indirim veya artırım, birinci fıkra hükmüne göre belirlenen ceza üzerinden yapılır.
(3) Birinci fıkrada belirtilen hususların suçun unsurunu oluşturduğu hâllerde, bunlar temel cezanın belirlenmesinde ayrıca göz önünde bulundurulmaz.
(4) Bir suçun temel şekline nazaran daha ağır veya daha az cezayı gerektiren birden fazla nitelikli hâllerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma sonra indirme yapılır.
(5) Yukarıdaki fıkralara göre belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç, haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsî sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
(6) Hapis cezasının süresi gün, ay ve yıl hesabıyla belirlenir. Bir gün, yirmidört saat; bir ay, otuz gündür. Yıl, resmî takvime göre hesap edilir. Hapis cezası için bir günün, adlî para cezası için bir Türk Lirasının artakalanı hesaba katılmaz ve bu cezalar infaz edilmez.
(7) (Ek fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./7.mad) *1* Süreli hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı bu Madde hükümlerine göre belirlenen sonuç ceza, otuz yıldan fazla olamaz.
(8) (Ek fıkra: 29/06/2005-5377 S.K./7.mad) *1* Adlî para cezası hesaplanırken, bu Madde hükmüne göre cezanın belirlenmesi ve bireyselleştirilmesine yönelik artırma ve indirimler, gün üzerinden yapılır. Adlî para cezası, belirlenen sonuç gün ile kişinin bir gün karşılığı ödeyebileceği miktarın çarpılması suretiyle bulunur.
(9) (Ek fıkra: 06/12/2006 - 5560 S.K. 1.md) Adlî para cezasının seçimlik ceza olarak öngörüldüğü suçlarda bu cezaya ilişkin gün biriminin alt sınırı, o suç tanımındaki hapis cezasının alt sınırından az; üst sınırı da, hapis cezasının üst sınırından fazla olamaz.
(10) Kanunda açıkça yazılmış olmadıkça cezalar ne artırılabilir, ne eksiltilebilir, ne de değiştirilebilir." hükümlerine yer verilmiştir.
3- 271 sayılı CMK’nın “Suçun niteliğinin değişmesi” başlıklı 226. maddesinde;
“1-Sanık, suçun hukukî niteliğinin değişmesinden önce haber verilip de savunmasını yapabilecek bir hâlde bulundurulmadıkça, iddianamede kanunî unsurları gösterilen suçun değindiği kanun hükmünden başkasıyla mahkûm edilemez.
2-Cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hâller, ilk defa duruşma sırasında ortaya çıktığında aynı hüküm uygulanır.
3-Ek savunma verilmesini gerektiren hâllerde istem üzerine sanığa ek savunmasını hazırlaması için süre verilir.
4-Yukarıdaki fıkralarda yazılı bildirimler, varsa müdafie yapılır. Müdafii sanığa tanınan haklardan onun gibi yararlanır” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.06.2012 gün ve 13/125-236 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın ceza yargılamasındaki en önemli haklarından biri yargılamanın her aşamasında göz önünde bulundurulması gereken savunma hakkıdır. Anayasa ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınmış olan bu hakkın, herhangi bir nedenle sınırlandırılması olanaklı değildir. Nitekim 1412 sayılı CMUK’nın 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 308/8. maddesine göre de savunma hakkının kısıtlanması mutlak bozma nedenlerindendir.
Maddenin açık düzenlemesinden de anlaşılacağı üzere, iddianamede gösterilen eylemin hukuki niteliğinin değişmesi ya da cezanın artırılmasını veya cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanmasını gerektirecek hallerin ilk defa duruşma sırasında ortaya çıkması halinde, anılan maddenin birinci fıkrası uyarınca sanık veya müdafiine ek savunma hakkı verilmesi gerekmektedir.
İncelenen dosyada,
A- 5271 sayılı CMK'nin 251/1. maddesinin "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." biçimindeki düzenlemesi göz önüne alındığında, sanık hakkında hakaret suçundan yargılama yapılarak, eylemin aleni ortamda gerçekleştirilmesi nedeniyle TCK’nın 125/4. maddesinin uygulanmış olması karşısında, suçun yasa maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı 2 yılı aştığından, sanık hakkında CMK'nın 251. maddesinde düzenlenen basit yargılama usulünün uygulanamayacağının gözetilmemesi,
B- Sanık hakkında atılı hakaret ve cinsel taciz suçlarından mahkumiyetine karar verilirken TCK 125/1-4,43,62 ve TCK'nın 105/1,62. maddeleri gereğince belirlenecek sonuç cezadan CMK’nın 251/3 maddesi gözetilerek basit yargılama usulü hükümleri nedeniyle 1/4 oranında indirim yapılması gerekirken CMK'nın 251/3 ve TCK'nın 61. maddesindeki düzenlemelere aykırı olarak hükümler kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
C- Sanık hakkında TCK'nın 106/1-1. cümlesi ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açıldığı halde, ek savunma hakkı tanınmadan TCK'nın 105/1, 62. maddeleri uyarınca hüküm kurularak, CMK'nın 226. maddesine aykırı davranılması, hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma istemi hakkında KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılıklar nedenleri açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.