Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2009/8772
Karar No: 2012/712
Karar Tarihi: 07.03.2012

Danıştay 4. Daire 2009/8772 Esas 2012/712 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı, davacı şirket adına düzenlenen 2005 yılına ilişkin kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin tahsil edilmesi için düzenlenen ödeme emrinin iptali için dava açtı. Mahkeme, ödeme emrinin usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle iptaline karar verdi. Ancak, Danıştay Dördüncü Dairesi, muhatabın bulunmaması halinde işyerindeki herhangi bir memur veya müstahdemin tebligat yapabileceğine ve Kanunda ilgilinin tebliğ anında adreste bulunmadığına ilişkin olarak tebliğ zarfında ayrıca bir açıklamaya yer verilmesi şartı olmadığına dikkat çekerek, Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verdi.
Kanun maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94. maddesi
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 107. maddesi

T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2009/8772
Karar No: 2012/712

Temyiz Eden : Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı/ANKARA
(Ostim Vergi Dairesi Müdürlüğü)
Karşı Taraf : … Limited Şirketi
Vekili : …

İstemin Özeti : 2005 yılına ilişkin kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin tahsili amacıyla davacı şirket adına düzenlenen … günlü ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır. … Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94 üncü maddesinin son fıkrasında tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılacağı hükmüne yer verildiği, ancak bu şekilde tebligat yapılabilmesi için asıl muhatabın adreste bulunamamış olmasının gerektiği, uyuşmazlıkta ödeme emri içeriği vergi ve cezaya ilişkin ihbarnamenin davacı şirketin işyeri adresinde kanuni temsilcilerin bulunmadığına dair bir şerh konulmaksızın aynı adreste bulunan ve sekreter olduğu belirtilen … isimli kişiye tebliğ edildiği, bu tebliğ ile kesinleşen vergi borcunun tahsili için dava konusu ödeme emrinin düzenlendiğinin anlaşıldığı, bu durumda tebliğ alındısına şirket yetkililerinin adreste bulunmadığı şerhi düşülmediğinden, usulüne uygun olarak kesinleşmiş ve tahsil edilebilir hale gelmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir. Davalı İdare, hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Tetkik Hakimi …'ın Düşüncesi : Dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaya ilişkin ihbarnamenin davacı şirketin iş yerinde çalışan sekretere yapılmasıyla şirketin başkan, müdür veya kanuni temsilcisinin tebligat sırasında işyerinde bulunmadığının kabulü gerekmektedir. Kanunda ilgilinin tebliğ anında adreste bulunmadığına ilişkin olarak tebliğ zarfında ayrıca bir açıklamaya yer verilmesi şartı da öngörülmediğinden Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı …'in Düşüncesi :İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.



TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
2005 yılına ilişkin kurumlar vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinin tahsili amacıyla davacı şirket adına düzenlenen … günlü ve … sayılı ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 94 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında, tüzel kişilere yapılacak tebliğin bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzelkişiliği olmayan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzelkişilerin müteaddit müdür veya temsilcisinin bulunması durumunda ise tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olduğu, 3 üncü fıkrasında ise tebliğin, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Kanunun 107 nci maddesinde, tebliğin posta yerine memur vasıtasıyla yapılması durumunda da, bu kısımdaki tebliğ esaslarına uyulacağı öngörülmüştür.
Buna göre; muhatabın bulunmaması halinde işyerinde memur ya da müstahdemlerinden birine tebligat yapılması yeterli olup, Kanunda ilgilinin tebliğ anında adreste bulunmadığına ilişkin olarak tebliğ zarfında ayrıca bir açıklamaya yer verilmesi şartı öngörülmemiştir.
Uyuşmazlıkta dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezaya ilişkin ihbarname davacı şirketin işyeri adresinde posta memuru tarafından sekreter … isimli kişiye tebliğ edilmiştir. Tebliğin iş yerinde çalışan sekretere yapılmasıyla şirketin başkan, müdür veya kanuni temsilcisinin tebligat sırasında işyerinde bulunmadığının kabulü gerekmektedir. Posta memurunca anılan yetkililerin o an için işyerinde bulunmadığının yazılmamış olması yapılan tebliği usulsüz hale getirmez. Dolayısıyla, ihbarnamenin Kanunda öngörülen usule uygun olarak tebliğ edildiği sonucuna varıldığından aksi yöndeki Vergi Mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, …. Vergi Mahkemesinin … günlü ve E:…, K:… sayılı kararının bozulmasına 7.3.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi