1. Hukuk Dairesi 2019/3950 E. , 2019/5259 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 2. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, dava konusu 130 ada 20 ve 920 ada 11 parsel sayılı taşınmazların mirasbırakanları ... tarafından bedeli ödenerek satın alınıp kardeşleri ve davalıların da mirasbıranı olan ... adına tescil edildiğini, bu işlemin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile murisler ... ve ... mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Fer"i Müdahil Vekili, davalılar mirasbırakanı ..."nin ediminin muvazaalı olduğunu ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, dava konusu taşınmazları mirasbırakanları ..."nin kendi kazancı ile dava dışı kişilerden temellük ettiğini, kök mirasbırakan ... tarafından yapılan bir devir olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacıların iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK"nun 353/1-b.1 fıkrası uyarınca esastan reddedilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 30.04.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ile fer"i müdahil ... vekili Avukat ... ve davalılar vekili Avukat ... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davacıların iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin istinaf başvurusu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi tarafından 6100 sayılı HMK"nun 353/1-b.1 fıkrası uyarınca esastan reddedilmiş, davacılar vekilinin temyiz dilekçesi ise Dairenin 30.04.2019 tarihli kararı ile süresinde olmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.
6100 sayılı HMK"nun 05.08.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7035 Sayılı Yasa"nın 31.maddesi ile değişik 361. maddesinde temyiz süresinin iki hafta olduğu düzenlenmiş olup değişilik öncesi bu süre bir aydır.
Öte yandan, 7035 sayılı kanunun geçici 1. maddesinde “Bu Kanunla 5271 sayılı Kanunun 291 inci maddesi ile 6100 sayılı Kanunun 361 inci maddesinde temyiz sürelerine ilişkin olarak yapılan değişiklikler, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte ve sonrasında verilen kararlar hakkında uygulanır” hükmü ile 2 haftalık temyiz süresinin 05.08.2017 ve sonrasında verilen kararlar için uygulanacağı açıklığa kavuşturulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 01.03.2017 tarihli kararı davacılar vekiline 10.03.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz dilekçesi ise 06.04.2017 tarihinde (bir aylık süre içinde) verilmiş ve bu hali ile davacılar vekilinin temyizinin süresinde olduğu tartışmasızdır.
O halde; Dairenin 30.04.2019 günlü, 2017/2254 esas 2019/2898 sayılı kararının maddi yanılgıya dayandığı anlaşılmakla ORTADAN KALDIRILMASINA.
İşin esasının incelenmesinde;
Davada ileri sürülen iddianın içeriğine göre, yanlar arasındaki uyuşmazlık, murisin gerçekte bedelini bizzat ödeyip satın aldığı taşınmazları mirastan mal kaçırmak amacıyla tapu siciline yarar sağlamak istediği kişi(davalılar mirasbırakanı ...) adına kaydettirmesi halinde 1/4/1974 tarihli ve ½ sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulup bulunmayacağının saptanması noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten de 1/4/1974 tarihli karar, konusu ve sonuç bölüm itibariyle murisin kendi üzerinde kayıtlı tapulu taşınmazlar yönünden yaptığı temliki işlemler için bağlayıcıdır. Somut olayda olduğu gibi bedeli ödenerek "gizli bağış" şeklinde gerçekleştirilen işlemler hakkında anılan Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının doğrudan bağlayıcı olma niteliği yoktur.
Bunun yanı sıra, karara yorum yoluyla gizli bağış iddialarına yönelik uygulama olanağı sağlanamayacağı Hukuk Genel Kurulu"nun 30/12/1992 tarihli 586/782 sayılı, 21/12/1994 tarihli 667/856 sayılı ve 11/10/1995 tarihli 1995/1-608 sayılı kararlarında da belirtilmiş olup, Dairenin yargısal uygulaması da bu doğrultuda kararlılık kazanmıştır. Ne varki, bu tür taşınmazlar bakımından koşulları var ise ancak tenkis istenebilir. Davada tenkis isteği de bulunmamaktadır.
Bu durumda tapu iptal ve tescil isteğinin dinlenmesine yasal olanak bulunmadığı gibi tenkis isteği de olmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olduğuna göre, davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 02.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 2.037.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin (mükerrer olmamak kaydıyla) ve aşağıda yazılı 13.00 TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 16/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.