Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2021/10525
Karar No: 2022/2516
Karar Tarihi: 02.03.2022

Danıştay 6. Daire 2021/10525 Esas 2022/2516 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 6. Daire Başkanlığı         2021/10525 E.  ,  2022/2516 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ALTINCI DAİRE
    Esas No : 2021/10525
    Karar No : 2022/2516

    TEMYİZ EDENLER : I- (DAVALI)
    … Bakanlığı- ANKARA
    VEKİLİ : …, Hukuk Müşaviri (E-Tebligat)
    II- MÜDAHİLLER (DAVALI YANINDA)
    1- … End. Hammadde San. ve Tic. Ltd. Şti.
    2- … Kireç Sanayi A.Ş.
    VEKİLLERİ : Av. …

    KARŞI TARAF (DAVACILAR) : 1- … 5- …
    2- … 6- …
    3- … 7- …
    4- …
    VEKİLLERİ : Av. …

    İSTEMİN KONUSU: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ:
    Dava konusu istem: Muğla İli, Merkez İlçesi, … Mahallesi, … Mevkiinde, … Kireç San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Kırma-Eleme Tesisi ve Kireç Üretimi Fabrikası Kapasite Artırımı Projesi" ile ilgili olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından verilen, … günlü, … sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararı ve ÇED Raporunun iptali istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 19/02/2018 tarih ve E:2017/4024, K:2018/740 sayılı kararıyla bozulmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2(i) maddesi uyarınca davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği, davacılar tarafından Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 19/11/2020 tarih ve 2018/21003 sayılı kararı ile mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna ve Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkının ihlaline ilişkin sonuçların ortadan kaldırılması için dosyanın yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi üzerine yeniden yapılan yargılama neticesinde, "proje sahasına 3 km'den daha kısa mesafede kurulması mümkün olmayan tesislerden olan dava konusu tesisin bu mesafedeki zeytinliklere zarar vermeden faaliyette bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle, öte yandan 28/02/1995 tarihinde yürürlüğe giren 3573 sayılı Kanunun 20.maddesinde belirtilen 3 km şartının bu tarihten önce kurulan tesisin kazanılmış hakkı nedeniyle söz konusu projeye uygulanamayacağı iddiasının ise; tesisin kuruluş yılı daha eski olsa da davanın konusunu oluşturan kapasite artırımı projesine ilişkin ÇED raporu ve ÇED olumlu kararının alındığı tarihte yürürlükte olan mevzuata uyulmasının gerektiğinden yukarıda belirtilen 3 km'lik şartın ise işlem tarihi itibarıyla yürürlükte olduğu açık olduğundan, anılan iddiaya itibar edilmeyerek" dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından; dava konusu işlemler hakkında keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmaksızın karar verildiği, dava konusu edilen "nihai ÇED raporunun" kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığı, karara esas alınan faaliyet sahasının çevresinde bulunan zeytinliklere ilişkin inceleme raporunu sunan mühendislerin çalıştığı mülga İl Tarım Müdürlüğünün ÇED süreci aşamasında olumlu görüş bildirdiği dikkate alındığında inceleme raporu ve uygun görüşün birlikte değerlendirilmesinin daha doğru olduğu, 3573 sayılı Kanunun 20.maddesinde belirtilen hükmün 4086 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonucunda 20.02.1995 tarihinde yürürlüğe girdiği halde işletmenin ocak sahasına ait ilk ruhsatın 1963 tarihli olduğu, Kanunların geriye yürümezliği ve işletme yönünden kazanılmış hak ilkeleri uyarınca anılan hükmün söz konusu işletmeye uygulanamayacağı, dava konusu işlemin 2872 sayılı Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliği hükümleri ile belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tesis edildiği, acele ile hatalı şekilde verilen Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    Davalı Yanında Müdahiller tarafından; ÇED sürecinde idarenin uygun görüldüğü şekilde ilan yapıldığı ve bu durumun yazılı belgeler ile tevsik edilip Mahkemeye sunulduğu halde bu hususa Mahkemece dikkat edilmeden karar verildiği, şirket faaliyetlerinin Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılmasına Dair Kanunu ihlal etmesinin söz konusu olmadığı, Karar esas inceleme raporu ve ekinde sunulan haritada belirtilen zeytinliklerin sadece 2 tanesinin tapuya işlendiği, diğerlerinin ise tapu kayıtlarında arsa ve tarla olarak göründüğü, dosyaya sunulan 15.06.2021 tarihli tarımsal inceleme raporunda, belirtilen işletme faaliyetinin zeytinciliğe zararlı etkisinin olmayacağına ilişkin değerlendirmelerin Mahkemece dikkate alınmadığı, dava konusu ÇED raporunun kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığı, Mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan karar verildiği, usul ve hukuka aykırı Mahkeme kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 1. maddesi uyarınca, 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin Altıncı Kısmının Dördüncü Bölümünün başlığı "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği" şeklinde değiştirildiğinden, husumetin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına yöneltilmesine karar verilerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra Üye …'in 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "İvedi yargılama usulü" başlıklı 20/A maddesinin (i) bendi uyarınca Dairemizce keşif ve bilirkişi incelemesinin yaptırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği yolundaki usule ilişkin azlık oyuna karşın, Mahkemece maddi olay açıklığa kavuşturulmadığından, bu aşamada temyiz isteminin esasının görüşülemeyeceği sonucuna varılarak, gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Muğla ili, Menteşe ilçesi, … Mahallesi, … mevkiinde bulunan sahada (davalı yanında müdahil) ... Kireç San. ve Tic. A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Kırma-Eleme Tesisi ve Kireç Üretimi Fabrikası Kapasite Artırımı" projesi ile ilgili nihai Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu 09/04/2012-24/04/2012 tarihleri arasında Muğla Valiliği ilan panosunda askıya çıkarılmış, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından 17/07/2008 tarihli ve 26939 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 14. maddesi gereğince "Kırma-Eleme Tesisi ve Kireç Üretimi Fabrikası Kapasite Artırımı" projesi hakkında … tarih .. sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararı verilmiş, bunun üzerine bakılmakta olan dava açılmıştır.
    İLGİLİ MEVZUAT:
    3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun 20. maddesinde; "Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır. (Değişik ikinci fıkra: 23/1/2008-5728/99 md.) Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması hâlinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının %10’unu geçemez." hükmü yer almaktadır.
    03/04/1996 tarih ve 22600 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Zeytinciliğin Islahı Yabanilerinin Aşılattırılmasına Dair Yönetmelik'in 4. maddesinde "Zeytinlik Saha: Orman sınırları dışında bulunan ve Devletin hüküm ve tasarrufunda olan yabani zeytinlik, antepfıstığı ve harnupluklar ve her nevi sakız çeşitleri veya şahıs arazisi olan tapuda bu şekilde kayıtlı sahalar ile orman sınırları dışında olup da 17/10/1983 tarihli ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan zeytin yetiştirmeye elverişli makilik ve fundalıklardan oluşan en az 25 dekarlık alan" olarak tanımlanmış; (03/04/2012 tarih ve 28253 sayılı Resmî Gazete'de Yayımlanan Yönetmelikle değiştirilen) "Zeytinlik Sahalarda Sanayi Tesisi Kurulmasının Önlenmesi" başlıklı 23'üncü maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde "Zeytinlik sahaları içerisinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede, zeytinyağı fabrikası hariç, zeytinin vegetatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez.
    Zeytinlikler içinde zeytinyağı fabrikası ve küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmesi tesis etmek isteyenler, mahallin en büyük mülki amirine başvururlar. Bunun üzerine Müdürlüklerce yerinde yapılacak inceleme sonunda düzenlenecek rapor, Bakanlığa gönderilir.
    Bakanlıkça uygun görüldüğü takdirde, ilgili mevzuat çerçevesinde mahallin en büyük mülki amiri tarafından gerekli izin verilir. Aksi takdirde olumsuz cevap başvuru sahibine yazı ile tebliğ edilir. İzin alınmaksızın yapılan fabrikaların işletilmesi yetkililerce men edilir. Kaçak işletildiği takdirde umumi hükümlere göre kanuni takibat yapılır. " hükmüne yer verilmiştir.
    2872 sayılı Çevre Kanununun 10. maddesinde, "Gerçekleştirmeyi plânladıkları faaliyetleri sonucu çevre sorunlarına yol açabilecek kurum, kuruluş ve işletmeler, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu veya proje tanıtım dosyası hazırlamakla yükümlüdürler. Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu Kararı veya Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir Kararı alınmadıkça bu projelerle ilgili onay, izin, teşvik, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez; proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez..." hükmüne yer verilmiştir.
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan (03/10/2013 tarihli ve 28784 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılan) ve 17/07/2008 tarihli ve 26939 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 4. maddesinin (c) bendinde; "Çevresel etki değerlendirmesi (ÇED): Gerçekleştirilmesi planlanan projelerin çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve kontrolünde sürdürülecek çalışmalar", (e) bendinde "Çevresel etki değerlendirmesi raporu: Bu Yönetmeliğin EK-I listesinde yer alan veya Bakanlıkça "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" kararı verilen bir proje için belirlenen özel formata göre hazırlanacak rapor", (h) bendinde ise "Çevresel etki değerlendirmesi olumlu kararı: Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hakkında Kapsam Belirleme ve İnceleme Değerlendirme Komisyonunca yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, projenin çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin, alınacak önlemler sonucu ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olduğunun saptanması üzerine gerçekleşmesinde sakınca görülmediğini belirten Bakanlık kararı" olarak tanımlanmış; 5. maddesinde; "Bu Yönetmeliğe tabi projeler hakkında "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu", "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumsuz", "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararlarını verme yetkisi Bakanlığa aittir. Ancak Bakanlık gerekli gördüğü durumlarda "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararının verilmesi konusundaki yetkisini, sınırlarını belirleyerek Valiliklere devredebilir." hükmü, 6.maddesinde; "(1) Bu Yönetmelik kapsamındaki bir projeyi gerçekleştirmeyi planlayan gerçek ve tüzel kişiler; Çevresel Etki Değerlendirmesine tabi projeler için; Çevresel Etki Değerlendirmesi Başvuru Dosyası, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, Seçme Eleme Kriterlerine tabi projeler için proje tanıtım dosyası hazırlamak, ilgili makamlara sunmak ve projelerini verilen karara göre gerçekleştirmekle yükümlüdürler. (2) Kamu kurum ve kuruluşları, bu Yönetmelik hükümlerinin yerine getirilmesi sürecinde proje sahiplerinin isteyeceği konuya ilişkin her türlü bilgi, doküman ve görüşü vermekle yükümlüdürler. (3) Bu Yönetmeliğe tabi projeler için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı veya "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir" kararı alınmadıkça bu projelere hiç bir teşvik, onay, izin, yapı ve kullanım ruhsatı verilemez, proje için yatırıma başlanamaz ve ihale edilemez." hükmü, 7. maddesinde ise; "Bu Yönetmeliğin; a) EK-I listesinde yer alan projelere, b) Seçme Eleme Kriterlerine tabi olup "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Bu Yönetmelik kapsamında ya da kapsamı dışında bulunan projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesi halinde, kapasite artışı toplamı bu Yönetmeliğin EK-I’inde belirtilen eşik değer veya üzerindeki projelere, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanması zorunludur." hükmü; 14'üncü maddesinde "(1) Komisyonun nihai ettiği Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu halkın görüş ve önerilerini almak üzere İl Çevre ve Orman Müdürlüğünde ve Bakanlıkta on işgünü görüşe açılır. Bakanlıkça projeyle ilgili karar alma sürecinde bu görüşler de dikkate alınarak üç işgününde komisyon üyesi sayısı kadar çoğaltılması istenir. Çoğaltılan Nihai Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu beş işgünü içerisinde Bakanlığa sunulur. (2) Bakanlık, Komisyonun rapor hakkındaki çalışmalarını dikkate alarak beş işgünü içinde proje için "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" ya da "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumsuz" kararı verir, bu kararı proje sahibine ve ilgili kurum ve kuruluşlara yazılı olarak bildirir. Valilik, alınan kararın içeriğini, karara esas gerekçelerini ve halkın görüş ve önerilerinin nihai Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporuna yansıtıldığını uygun araçlarla halka duyurur. (3) "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı verilen proje için yedi yıl içinde yatırıma başlanmaması durumunda "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı geçersiz sayılır." hükmü yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Mahkeme kararının, dava konusu Kırma - Eleme Tesisi ve Kireç Üretimi Fabrikası Kapasite Arttırımı Projesi için verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu" kararı yönünden incelenmesi;
    Zeytinlik alanlarda yürütülecek faaliyetlere ilişkin olarak öncelikle dikkate alınması gereken özel düzenlemenin 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun hükümleri olduğuna kuşku bulunmamaktadır. Anılan Kanunun 20. maddesinin, gerekli tedbirler alınmış olsa bile, zeytinlik sahalarda ve bu sahalara 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri hariç kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran ya da sayılan olumsuz sonuçlara yol açma ihtimali bulunan tesislerin yapılmasını ve işletilmesini önlemeyi amaçladığı açıktır. Bu nedenle, bu tip alanlarda yapılacak projeler için verilen ÇED kararlarının iptali istemiyle açılan davalarda, dava konusu projenin 3573 sayılı Kanun kapsamında söz konusu alanda yapılabilirliği hususu öncelikle ele alınmalıdır.
    Uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, söz konusu tesise en az 3 km mesafede zeytinlik alanların bulunduğu ileri sürülmekte ve 21/05/2021 tarihli ara kararı üzerine, Muğla Valiliği İl Tarım ve Orman Müdürlüğünde görevli ziraat mühendislerince düzenlenen inceleme raporunda, proje alanı çevresindeki arazilerde 13 farklı alanda zeytin tarımının yapıldığının belirtildiği, ayrıca mülga İl Tarım Müdürlüğünün ÇED süreci aşamasında olumlu görüş bildirdiği de dikkate alındığında; 3573 sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun uyarınca proje alanında faaliyette bulunan işletmenin kapasitesinin artırılmasının çevreye etkisinin zarar verecek derecede olup olmadığının ve netice itibarıyla dava konusu işlemin hukuka uygun olup olmadığının somut bir biçimde ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.
    Bu durumda; dava konusu projenin 3573 sayılı Kanun uyarınca söz konusu alanda yapılıp yapılamayacağının açıklığa kavuşturulabilmesi için, öncelikle bu proje kapsamında kapasitesi arttırılacak işletmenin, zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesislerden olup olmadığının tespit edilmesi ve dava konusu proje alanının zeytinlik sahalara olan mesafesinin belirlenmesi amacıyla mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu itibarla, belirtilen husus açıklığa kavuşturulmadan verilen dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
    Mahkeme kararının, dava konusu Kırma - Eleme Tesisi ve Kireç Üretimi Fabrikası Kapasite Arttırımı Projesi için hazırlanan ÇED Raporu yönünden incelenmesine gelince;
    Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği'nin 7. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin; a) EK-I listesinde yer alan projelere, b) Seçme Eleme Kriterlerine tabi olup "Çevresel Etki Değerlendirmesi Gereklidir" kararı verilen projelere, c) Bu Yönetmelik kapsamında ya da kapsamı dışında bulunan projelere ilişkin kapasite artırımı ve/veya genişletilmesi halinde, kapasite artışı toplamı bu Yönetmeliğin EK-I’inde belirtilen eşik değer veya üzerindeki projelere, Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu hazırlanması zorunludur." hükmüne yer verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinden; söz konusu proje için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından verilen … günlü, … sayılı ÇED olumlu kararının dayanağı olan ÇED Raporunun da dava konusu edildiği, Mahkemece anılan raporun da hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesiyle tanımlanan iptal davasına, idarenin tek taraflı irade beyanıyla, kişilerin hukuksal durumlarında değişiklik meydana getiren etkili ve yürütülmesi zorunlu işlemlerin konu edilebileceği tartışmasızdır.
    Kesin ve yürütülmesi zorunlu, idari davaya konu edilebilecek işlemler, idarenin kamu gücüne dayanarak, tek yanlı irade beyanıyla tesis ettikleri, hukuk düzeninde değişiklik yapan, başka bir deyişle ilgililerin hukukunu etkileyen işlemlerdir.
    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; Yönetmeliğin Ek-1 listesinde yer alan veya Bakanlıkça "Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu" kararı verilen projeler için ÇED Raporunun hazırlanmasının nihai işlemin tesisi için uygulanması zorunlu bir hazırlık işlemi niteliğinde olduğu, nihai işlemin ÇED sürecinin sonlandırılarak dosyanın iade edilmesi veya ÇED Olumlu/Olumsuz kararlarının verilmesiyle ortaya çıkacağı; bu nedenle nihai karar öncesi hazırlanan ÇED Raporunun ise, kesin ve icrai sonuç doğurmayacağı açıktır.
    Bu durumda; dava konusu ÇED Raporunun idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai bir işlem niteliğinde olmadığı sonucuna varıldığından, İdare Mahkemesince bu yönden incelenmeksizin ret kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle ÇED raporunun da iptali yolunda verilen kararda bu yönden de hukuki isabet görülmemiştir.

    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan davalı ve davalı yanında müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne,
    2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin temyize konu … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, karar düzeltme yolunun kapalı olduğunun duyurulmasına, 02/03/2022 tarihinde usulde oyçokluğu, esasta oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi